Serdar Arseven

Serdar Arseven

Ergenekoncu bu yalana doyar mı?..

Ergenekoncu bu yalana doyar mı?..

Amaaan, sıkıldım!..
Amma şey adamlar!..
¥
İki “adet” Ergenekon yazarını döndürüp döndürüp mabat üstü oturtmamızdan sonra, kendi sitelerinde tartışma başlatmışlar...
Oralara göz attım;
“Bu işin galibi Serdar Arseven adlı şeriatçı yobaz!.. Ya cevap verebilecek adamlar çıksın bu yobazların karşısına, ya da kimse çıkmasın!” yollu yorumdan geçilmiyor!..
Gazeteleri, bunların köşelerine tırpan koymuş;
“Bir yobazın karşısında rezil rüsva oldunuz” tavrıyla!..
(Hakaretler misliyle iade)
¥
Yaaaa ben ne yapayım;
Yıllardır bu adamlarla eğleniyorum…
İnanın gerildiğim filan yok; bunların haberlerini yaparken, yalanlarını ortaya çıkartırken “kafa” düzeltiyorum!..
Hobi gibi,
Ergenekonculara çakmak!..
Hayır, çabam maksadını aştı…
Önceleri, “Vatan, millet, Sakarya” hizmeti olarak görüyordum…
Şimdi eğlence gibi!..
¥
Bak sen şu son hadiseye;
Ergenekon yatağı halindeki malûm gazetede bir haber çıkmış:
“Vakit yalana doymuyor!.. Ankara Temsilcisi Serdar Arseven’in haberi yalan çıktı!..”
Hoppala!..
Bunlardaki surat bir nevi kösele;
Biz her ay asgari 12 haberlerinin yalan olduğunu belgeleriz de, “utanma-sıkılma” emaresi görülmez...
Biz ise, “beyaza çamur değmesin” hassasiyetiyle, diken üstünde…
En az 5 bin habere imza atmışız, bir o kadar da köşe yazısına…
Bunca yıl içinde, birkaç kez yalanlanmışız ve bunların hepsinde de “yalanlamaya cüret edeni” yerine göre; ses kaydıyla, belgeyle ya da her ikisiyle yere sermişiz Allah’ın izniyle…
Bırakın yalan haberi, yanlış haber, yarı yanlış haber bile düşmemiş tarihimize…
Marifetin tümü bizde değil elbet, büyük kısmı Vakit’te…
Böyle kılı kırk yaran bir gazetenin mensubuysan, bir de sen, bu kırka yarılmış kılları çeşitli işlemlerden geçiriyorsan…
Yalan, yanlış olmuyor haliyle…
¥
Buna rağmen, bunu bilmezmiş gibi…
Tutmuş ve “Vakit yalana doymuyor!..” demiş Ergenekon’un gazetesi!..
Mevzu ne;
Efendim; hani bir pankart açıldı ya…
“Gülerek yaktın, donarak öldün!..”
Bir gariban gencin eline tutuşturulmuş bu menfur pankarta fena halde içerleyen milyonlarca vatandaş arasında Bülent Kaya da var.
Bülent Bey’in farkı; eski CHP’li oluşunda…
Bir de, Madımak’taki “yangın” sırasında duman zehirlenmesinden kurtarılan 40 civarındaki “sözde aydın” arasında yer alışında…
Biz, gidiş geliş 1400 kilometre yolu kat edip Muhsin Yazıcıoğlu merhumun hayatını kaybettiği dağların eteğinde, Kahramanmaraş’ın Tatlar Beldesi’nde yaşayan Bülent Bey’i ziyaret ettik…
Ve ne söylediyse, birebir sayfalarımızda yer verdik.
Dediklerinin özeti;
“Bir zamanlar CHP’de görevliydim. Fanatik CHP’liydim. Atladım, 2 Temmuz 1993’te, Sivas’a gittim. Pir Sultan şenliklerine katıldım. Müslümanları rahatsız eden ekibin içinde yer aldım. Madımak’tan dumanlar yükselirken, ben otel içindeydim. Arif Sağ ve diğerleriyle birlikte kaçacak yer arıyorduk. Allah razı olsun, bizi BBP’liler kurtardı!..Merhum Yazıcıoğlu, pencereden geçerek yanlarına sığındığımız partililerine bize iyi bakmaları ve can güvenliğimizi sağlamaları yönünde talimat verdi. O günden sonra hep, Sivas’a niçin gittiğimizi düşündüm… Ve sonunda, CHP’yi bıraktım, bir süre sonra da BBP’ye geçtim. Şu anda BBP’nin Nurhak İlçe Başkanıyım.”
¥
Evet, gazetemin “Madımak’ı yaşadım, CHP’den tiksindim” başlığı altında verdiği uzun söyleşinin özeti bu.
Ergenekon bülteni almış bunu; “Bülent Kaya’nın bir gün bile CHP’li olmadığı ortaya çıktı” filan zırvalarıyla “Vakit’in yalanı”na getirmiş!..
Bu adamlara yine çakalım mı…
Ey okuyucum, sen yeter ki emret!..
¥
Bülent Kaya’nın, 1991’de SHP’de, 1993’ten itibaren de CHP’de siyaset yaptığına ilişkin beyanları bir yana…
Dün, nacizane, CHP’li Nurhak Belediye Başkanı Ahmet Akkuş’u aradım ve Bülent Kaya’nın “Eski CHP’li olup olmadığına” dair birkaç soru yönelttim…
Kendileri, sağolsunlar Bülent Bey’in CHP kongrelerinde görev üstlendiğini doğruladılar!..
Ve dolayısıyla (isim vermeksizin) Ergenekon Bülteni’ni yalanladılar!..
Kaydım var, kuydum var…
Amanııın;
Ne de güzel yurdum var!..
¥
Yav, bu Önder Sav’mış, sözde yazarlarmış, sözde aydınlarmış, Ergenekon Bülteniymiş…
Vur vur fayda etmiyor!..
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış; “sırtları yapıştır yapıştır” güreş faslı bitmiyor!..
¥
Hani, “Bunları dağıtarak kafa düzeltiyorum” filan dedim ya…
Bu kadar hafif rakiplerle de bu iş pek olmuyor…
Sıkılmaya mı başladım ne!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi