Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Bir adaletsizliğe son verildi

Bir adaletsizliğe son verildi

28 Şubat süreci deyince akla bir takım haksız ve adaletsiz uygulamaların belli çevrelerin dayatması ile hayata geçirilmesi geliyor. Bu yanlış ve haksız uygulamanın başında da eğitim sistemimizle yapılan oynama ve mıncıklamalar geliyor. İlköğretimin sekiz yıla çıkartılmasına genelde itiraz eden yoktu. Ancak, zorunlu eğitimin kesintisiz olarak hayata geçirilmesi meslek okullarının tümünün önünün kesilmesi anlamına geliyordu. Aslında sekiz yıla çıkartılan zorunlu eğitimin kesintisiz olmasının tek sebebi imam hatip okullarının orta kısımlarını kapatmak, böylece lise kısımlarını da boşaltmaktı. O dönemin etkili çevreleri bununla da yetinmediler, ne olur ne olmaz endişesiyle bir de meslek liselerini bitirenlerin üniversiteye girişte önlerinin kesilmesini sağlayacak bazı uygulamaları devreye soktular. Meslek lisesi mezunlarının üniversite sınavlarına girişini engellemediler ama üniversiteye girmelerini engelleyecek haksız ve zalimce uygulamalar getirdiler. Bu uygulamaların en önemlisi de YÖK vasıtasıyla üniversite sınavlarında normal liseler ile meslek lisesi mezunlarına uygulanan katsayının farklı olmasıydı.

Sözgelimi aynı şartlarda sınava girmiş aynı soruları cevaplandırmış olan meslek lisesi mezunu ile normal lise mezunu sınavda aynı sayıda soruyu cevaplandırmış olsa normal lise mezunu yüksek, meslek lisesi mezunu ise onlara göre çok daha düşük puan almış oluyordu. Çünkü 28 Şubatçılar böyle buyurmuştu!.. Yıllardan beri bunun mantığının olmadığını, bir çarpık anlayışın hayata geçirilmesini sağlamak için gerçekleştirilen dayatma olduğunu yazdık, durduk.

Niçin sözünü ettiğimiz çevreler imam hatip lisesi mezunlarının üniversitelerde bazı fakültelere girmelerinden korktular? Bu soruya genellikle bu uygulamanın sahipleri laikliği korumak olarak cevap verdiler, veriyorlar. Bize göre laikliği korumak bir bahaneden ibaretti. Dinini bilen insanların mühendis, kaymakam, öğretmen olmasından kısacası bürokraside yükselmesinden korkuyorlardı. Bu korkunn çeşitli sebepleri olabilir. Kimisi dinini bilen bürokratları laiklik için gerçekten tehlike görmüş olabilir, kimisi de din deyince duydukları rahatsızlık sebebiyle böyle bir uygulamanın peşine düşmüşlerdir. Çünkü, 28 Şubat sürecin uygulamalarından birisi de dinini öğrenmek isteyen çocuklarımıza bunu ilkokul bitene kadar yasaklamalarıdır ve bu yasağı yasa haline getirtmeleridir.. Elbette kalpleri bilmemiz mümkün değil. Halbuki imam hatip liseleri ile diğer meslek liseleri de genel liseler gibi devletin kurumları idi. Diğer okullar gibi öğretmenlerini devlet tayin ediyor, müfredatını devlet belirliyordu. Kaçak eğitim veren kurumlar değillerdi. Buna rağmen bir kısım çevreler korktular. Korkularında haklı mıydılar? Doğrusunu söylemek gerekirse bize göre haksızdılar ama bu onların haksızlıkları ve adaletsizliği hayata geçirmelerini engellemeye yetmedi. Önemli olan onların korkularıydı ve o an için bir takım devlet kurumları ile işbirliği yaparak eğitimin temelini dinamitlediler.. Dinamitlediler diyorum çünkü meslek okullarının önünün kesilmesi, öğrencilerimizin bu okullardan düz liselere yönelmesi bugün ciddi oranda ara elemanı ihtiyacının doğmasına yol açtı. Bugün usta yanına çırak bulamıyor. Pek çok işletme ise ara eleman, bir diğer ifade ile tekniker sıkıntısı çekiyor. Bunun içindir ki bazı holdingler bu ihtiyaca dikkat çekmek için meslek liselerinin reklamını yapıyorlar. Halbuki sözünü ettiğimiz reklamın sahipleri geçmişte yani 28 Şubat sürecinde darbecilere, yani bugün yaşanan sıkıntının temelini atanlara destek vermişlerdi.

Diyebiliriz ki 28 Şubat süreci bir haksızlıklar ve zulüm sürecidir. Halk iradesinin devre dışı bırakılmasından tutun da halkın inançlarına karşı savaş açılan bir dönemdir.. Bu hususta öylesine ileri gidilmiştir ki, sırf imam hatiplerinin önünü keseceğiz diye tüm meslek okullarının kapısına kilit vurulacak bir noktaya gelinmiştir. Demek ki insanların ideolojilerinin esiri olmaları onları körleştiriyor.

Kısacası YÖK Genel Kurulu'nda katsayı adaletsizliğini ortadan kaldıran kararın alınması bir haksızlığa son vermiştir. Ve bu kararda oyu bulunanlara teşekkür ediyoruz. Ama geçen bunca süre içinde üniversite sınavlarında dereceye girmiş yüzlerce imam hatip lisesi mezunun üniversiteye girmesi engellenmek suretiyle uğradıkları haksızlığın telafisi mümkün mü? Bu haksızlığın hesabını kim verecek? Ya da bunun hesabını kim soracak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi