Şaban Döğen

Şaban Döğen

Allah namına olunca…

Allah namına olunca…

Hz. Ömer (ra) zamanında etkili, sözleriyle insanları âdetâ büyüleyen Cendî isimli güçlü bir şair varmış. Hem çalar, hem söylermiş. Söz sultanlarının yarıştığı o dönemde bayağı teveccüh kazanmış, çok da talebe yetiştirmiş. Gün gelmiş, 75 yaşına merdiven dayamış, tabiîki eski sevgi ve ilgiyi göremez olmuş.

Bir gün bir meclise girdiğinde hiçbir ilgi göremeyişi çok ağır gelmiş Cendî’ye. Yıkılmış, mahvolmuş. Bir türlü hazmedememiş. Üzüntüyle çekip gitmiş. Mezarlığa gitmeyi kurtuluş olarak görmüş Cendî. Bir mezar taşının dibine yığılıp sızlana sızlana “Ben ki senelerdir insanlara çaldım, söyledim. Önce alkış tutanlar şimdi görmezden geliyorlar. Ben de Allah için çalar, söylerim” diyerek içten yakarışlarla söylemeye başlamış. Öyle içli söylüyormuş ki Hz. Ömer’in (ra) kalbine ilham gelmiş: “Benim bir sevgili kulum var mezarlıkta. Ne istiyorsa, yerine getir.” Hemen mezarlığa gitmiş Hz. Ömer. Onu karşısında görür görmez korkmuş Cendî. Hz. Ömer: “Ben senin hal ve hatırını sormaya geldim. Allah bana ilham etti” deyince de rahatlamış.

Cendi’nin intibaha gelmesine yetmiş bu sözler. Sazını kırıp, “Ben senelerdir halka çalıp söyledim. Kıymetim bilinmedi. Allah’a beş dakika söyledim beni sevdiği kullar defterine yazdı” diye sevinç çığlıkları atmış.

Erdogan Özdil kardeşimiz bu kıssayı e-postayla göndermiş. Gerçekten ibretli değil mi? İhlâs Risalesi’nde yer alan, “Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir. Onları da razı eder”1 ifadeleri hatırıma geldi. Allah için yaşamanın, Allah yolunda çırpınmanın değerini anlatan ne güzel hakikatler. Şu ifadeler de bir o kadar önemli: “Ey insanlar! Fânî, kısa, faydasız ömrünüzü bakì, uzun, fâideli, meyvedar yapmak ister misiniz? Mâdem istemek insaniyetin iktizasıdır; Bakì-i Hakikînin yoluna sarfediniz. Çünkü, Bâkìye müteveccih olan şey, bekànın cilvesine mazhar olur. “İşte o çare budur: Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. Lillah, livechillah, liechillah rızası dâiresinde hareket ediniz. O vakit ömrünüzün dakikaları seneler hükmüne geçer.”2

Ne mutlu Allah için yaşayabilen, Onun rızası istikametinde hareket edebilenlere!

Dipnotlar: 1- Lem’alar, s. 17; Hizmet Rehberi, s. 103. 2- Lem’alar, s. 23.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şaban Döğen Arşivi