Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Şok, şok, şok, Mussolini

Şok, şok, şok, Mussolini

MI5 ajanıymış!
Biraz magazin dili kullanayım dedim başlıkta. Haber gerçekten şok bir gerçeğin altını çiziyor.. Faşist lider, İngiliz ajanı çıktı..
Oysa Mussolini İtalyan Milliyetçisi sanılıyordu..
Bizim Kemalistler, bir dönem onu taklit ediyordu. “Dağbaşını duman almış” neyin nesi sanıyordunuz, ya da bizim Kara Gömlekli, “yavru kurt”lar nereden örnek alınmıştı.. Romüs - Romülüs de kurtlar tarafından emzirilmişti değil mi? Yoksa İtalyanlar da Türk mü idi?
Bizimkiler, “Anadolu yaylalarında, çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen Anadolu köylülerini arıyorlardı”.
Öyle ya, Mussolini, sonuçta “bir terbiye diktatoryası kurmuştu”.
Meğer bizim sevgili Mussolinimiz İngiliz ajanı imiş..
Alıştık aslında.
İlk İngiliz ajanı, ulusalcı ya da milliyetçi Mussolini değil. Bizde de milliyetçi liderlerin banka hesapları öldükten sonra İngiliz bankalarında çıkmadı mı?
Fazla kurcalamayacaksınız..
Hani son zamanlarda modadır, bakın bakalım mesela Ermenistan Cumhurbaşkanı, Azerbaycan Cumhurbaşkanının köklerini araştırın ne çıkar..
Dün ve bugün bazı Yahudi karşıtlarının MOSSAD ajanı çıkması gibi bir şey bu..
Türk düşmanı Arap Milliyetçiliğine destek veren kişi ile Arap düşmanı Türk Milliyetçiliğine destek veren kişilerin aynı kişiler olması boşuna değil..
Kontrollü bunalım stratejisi diye buna diyorlar. Birileri, “Tavşana kaç tazıya tut” diyor.. Tezgah böyle kurulmuş..
Mussolini’nin İngiliz ajanı olması kimi niye şaşırtıyor ki, İngiltere, ajanı Şerif Hüseyin’i Halife yapmak istemedi mi? Yani Halife bile ajan olabiliyorsa, Mussolini’nin ajan olması niye olmasın ki!?
Olmaz olmaz deme olmaz olmaz!.
Bizim ulusalcılar, YÖK eski Başkanı Gürüz’ü kendi adamları sanıyordu, adam, “Ben Amerikancıyım” dedi çıktı işin içinden..
Mussolini 34 yaşında gazeteciyken, 1917 yılında MI5 hesabına çalışmış. Mussolini bu konuda dünyada ne ilk ve ne de son örnek.. Mussolini, İngiliz istihbaratına hizmet için "Il Popolo d'Italia" gazetesinde savaş yanlısı yazılar kaleme aldı. Tarihçiye göre, "Duçe" Mussolini, MI5'e, barış gösterileri yapanları dayaktan geçirecek adamlar bulabileceğini rapor etti.
Hep diyorum ya, bunların kadrolarında şeyh de var fahişe de..
Bizim İngiliz muhibleri ve İngiliz ajanlarının belgeleri daha ortaya dökülmedi. Onlar da açıklandığında, birçok insanın dudağının uçuklayacağından kimsenin şüphesi olmasın..
Geçen gün Mustafa Yürekli şunları yazıyordu: “İktidar partisi CHP, İkinci Dünya Savaşı boyunca faşist Almanya ile İtalya’yı desteklemiştir.. Dönemin Cumhuriyet gazetesi arşivine bakılabilir. Nazım Hikmet, Zekeriya Sertel gibi dönemin sol aydını, CHP zihniyetini açıkça gericilik olarak tanımlamakta, statükoya karşı bayrak açmaktadır.”
CHP’ye bakar mısınız; “Halife ve Hakan” Efendimiz diye başlayıp, komünizmle devam edip, faşizme destek verecek, ardından Amerika’yla dirsek temasına geçecek, sonra da laisizmde karar kılacaksınız. Bütün bu yaptıklarınızın adına, Kemalizm diyeceksiniz.. Ve onu da mutlaklaştıracak, eleştirilemez hale getirecek, laik bir ideolojiyi dinleştirerek takdis edeceksiniz..
İşte derin devlet, resmi ideoloji ya da CHP dediğiniz böyle bir şey..
Baykal’ın çaresizlik içindeki öfkesi, aslında böyle bir zihinsel karmaşanın içine hapsolmuş birinin ruh halini yansıtıyor olabilir mi?
Sahi! Baykal “Hilafet” hakkında ne düşünüyor? Hani devrim yasalarına göre “Hilafet mana ve mefhum olarak cumhuriyetin ‘ve TBMM’nin’ şahsı manevisinde mündemiç” de..
Avukatlığını yaptığı Kemalizmin yılmaz savunucusu Ergenekocular da bu ideal için savaşım veriyor olsalar gerek sanırım..
Şimdi, CHP’nin, Cumhuriyetin 10. Yıl Albümüne Hitler’den o sözler niye alındı daha iyi anlaşılıyor..
İşin kötü yanı, bugün, düne kadar bizi çağdaş uygarlık / muasır medeniyet diye Batıya yamamaya çalışan kadrolara, bugün o ülkeler de sahip çıkmıyorlar..
Son AB raporunu biliyorsunuz.. Peki şimdi CHP’liler ve MHP’liler nereye gidecekler!..
MHP, Ermeni diasporası ile aynı şeyleri söylüyor..
Mussolini de savaş karşıtlarını, barıştan yana olanları ihbar ediyor, para karşılığı savaş kışkırtıcılığı yapıyordu.. Bugün de birileri aynı şeyi yapıyor sanki.. “Türk’e Türk’ten başka dost yok” diyerek Türkiye’yi yalnızlaştırıp, içeri de insanları farklı dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik tercihlerinden dolayı birbirine karşı kışkırtıp, içeride darbe şartlarını oluşturarak yönetime el koymak sureti ile, iktidarı, serveti ve silahı ele geçirenlerin, yabancı ülkelerle el altından kurdukları ittifakları, Türkiye’yi dışa bağımlı hale getirme planlarını biliyoruz artık..
Bunlar mı milliyetçi, bunlar mı ulusalcı?.. Bunlar mı solcu, ya da sağcı?..
Bunlar değil mi, dost ve kardeş halkları birbirine düşman yapan, komşu ülkelerin arasına mayınlar döşeyen halk ve hakikat düşmanları..
Bu gerçekler üzerine bir kere daha düşünelim..
Kim derdi ki Mussolini İngiliz ajanı!.
Selâm ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi