Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

PKK’lılar barışa ve birlikte yaşamaya inanıyorlar mı?

PKK’lılar barışa ve birlikte yaşamaya inanıyorlar mı?

Sergilenen tavır ve görüntüler dün de ifade ettiğim gibi rahatsız edici, incitici. Bunun da ötesinde onur kırıcı. Dağdan inenler sanki barışa ve birlikte yaşamaya inanarak gelmiyorlar. Bir gövde gösterisi ve şov peşindeler. Buna bu milletin razı olması ve tahammül göstermesi mümkün değildir. Sanki mücadelemiz sonunda Türk devletini dize getirdik, şartlarımızı kabul ettirdik havası estiriliyor. Böyle barış olmaz, böyle devam ettiği takdirde de birlikte yaşamak mümkün olmaz. Kendilerini dağlara mahkum etmiş olurlar. Bu milletin Kürtlerle bir sorunu yoktur. Yüzyıllar boyu da bir bütünün iki yarısı gibi birlikte yaşamışlardır. Ama teröristlerle sorunu vardır. Çünkü onlar ayrılık peşindedirler. Bunun için yıllardan beri kan akıtmaktadırlar. Buna rağmen bir demokratikleşme ya da barış süreci başlatılmış ve bu sürecin istenen sonucu vermesini büyük çoğunluk istemektedir. Ancak, dağdan inenlerin bunu istediklerine bu toplumun ikna etmek yönünde hiçbir çabaları yoktur. Aksine sanki bir meydan okuma tavrı sergiliyorlar. Bu tavır karşısında insan ister istemez PKK gerçekten barışa ve birlikte yaşamaya inanıyor mu? diye sorma ihtiyacı duydum. Aynı soruyu DTP içinde yöneltmek mümkün. Çünkü onlar da bilerek ya da bilmeden benzer bir tavır sergiliyor. Bunu da barış adına yaptıklarını ileri sürüyorlar. Tek taraflı barış, tek yönlü dayatma ile barış mümkün olabilir mi?

"Söke söke istediğimizi aldık" havası estirilerek barış sürecinin sonuç vermesi mümkün olmaz. Bu noktada belli ki dağdan inişlerin bir ön hazırlığı olmamış. İnsanlar bir gecede dağdan şehre getirilmiş. Kendilerini hala dağda ve savaşta sanıyorlar. Belli ki kimsede barışın savaştan daha zor olduğunu düşünmemiş.

Hemen belirtelim ki yıllarını dağlarda ve çatışma içinde geçirmiş insanların barışa yönelmeleri ve uyum sağlamları sanıldığı kadar kolay olmaz. Bu bakımdan mutlaka başta psikolojik olmak üzere bir hazırlıktan geçirilmeleri gerekir. Aksi halde sanki Türkiye'ye sadece tepkileri artırmak ve çatışmayı sürekli kılmak için gelmişler görüntüsü verirler. Böyle de oluyor. Sınırdan Diyarbakır'a getirilmeleri bir günü aşkın bir süre alıyor ve yol boyunca gelenler sürekli zafer işareti yapıyor ve birileri onları uyarma ihtiyacı duymuyorsa bu barış ya da demokratikleşme sürecine hemen son verilmesi gerekir. Çünkü, bu toplumun benzer görüntüleri tekrar tekrar yaşamaya tahammülü olamaz. Barışı kutluyoruz adı altında günlerden beri bir takım gösteriler ve mitingler yapılıyor olmasının barışa hizmet etmediğini artık herkesin görmesi ve anlaması gerekiyor.

Eğer dağdan inenler bu ülkede birlikte yaşamayı arzu ediyorlarsa böyle havalarda uçmalarının anlamı yoktur. Demokratikleşme süreci olarak sunulan ve teröre son vermeyi hedefleyen projenin dış destekçilerinin niyetlerini de sözünü ettiğimiz manzaraların ardından yeniden gözden geçirmek ve değerlendirmek mecburiyeti vardır. Barışa ve terörün sona ermesine evet ama bu ülkeye karşı yıllardan beri savaş açmış insanların gövde gösterisine hayır diyoruz. Toplumun sabrını taşırmamak gerekir.

Böyle devam ettiği takdirde başta demokratikleşme projesi olarak gündeme getirip bunu uygulamaya koyan iktidar ağır bir bedel öder. Elbette bedel ödemek sadece iktidarla sınırlı kalmaz , bu sonuca vesile olanlar da bundan kendilerini kurtaramazlar.

Eğer birileri toplumun sabrını sınıyorlarsa yanlış yapıyorlar. Bu toplumun sessizliğini kimse uysallık olarak algılamamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi