Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Sakin bir 29 Ekim geçirdik

Sakin bir 29 Ekim geçirdik

Hemen her Cumhuriyet Bayramı'nda gündemi geren bazı çevreler bu defa sessizliği tercih ettiler. Bu bakımdan bazı kişilerin beklentileri boşa çıktı, iyi de oldu. Özellikle Genelkurmay'ın Cumhuriyet Bayramı mesajı, Başbakan ile Genelkurmay Başkanı'nın görüşmeleri bazı çevreleri bir takım beklentilere itmişti. Kimileri Genelkurmay'dan Bayram münasebetiyle sert bir açıklama beklerken bazıları da Başbakan-Genelkurmay Başkanı görüşmesi sebebiyle bir takım beklentilere girmişlerdi. Sözgelimi Cumhurbaşkanı Gül'ün 29 Ekim münasebetiyle akşam verdiği resepsiyonda bazı gazetecilerin kulağı görüşmenin ardından yapılacak açıklamadaydı. Zaman geçtiği halde bu kesimlerin beklentileri herhangi bir gelişme olmayıp, yargının sonucunun serinkanlılıkla beklenmesi yönünde yapılan açıklama olağanüstü gelişmeler bekleyenleri biraz hayal kırıklığına uğratsa da toplumun büyük bir bölümü gerilimsiz ve sakin bir Cumhuriyet Bayramı geçirmiş olmanın huzurunu yaşadı. Yıllardan beri her 29 Ekim adeta bir takım gövde gösterilerine sahne olur, toplum gerilir, neler oluyor, işlerin sonu bundan sonra nereye varacak beklentisine girilirdi. Bu arada özellikle DTP'lilerin PKK'lıların dönüşü sırasında sergiledikleri toplumu inciten görüntülerin aksine 29 Ekim etkinliklerinde olumlu bir tavır sergileyerek barış ortamının devamına katkıları da sanıyorum toplumu biraz olsun rahatlattı. DTP'lilerin bu uzlaşmacı ve barıştan yana tavırlarının sadece 29 Ekim'e has olmaması, devamlılık kazanması bundan sonrası için toplumun beklentisidir.

Gelinen noktada sertleşmeler ve meydan okumaların istenen huzur ve barışa hizmet etmediğini sanıyorum artık herkes anlamaya başlamış bulunuyor. Bu devam eder mi yoksa geçici bir süre için mi geçerli olacak bunu zaman gösterecek. Ancak, kavgadan tarafların fayda sağlamadığı sadece ülkenin zarar gördüğünü aklı başında herkesin görmesi gerekiyor.

Bu arada Genelkurmay Başkanı ile Başbakan'ın bir saat 10 dakika süren görüşmesinin ardından herkesin serinkanlılıkla yargının sonucunu beklemesi çağrısında bulunulması bir gerçeğe dikkat çekiyordu. Çünkü, öylesine bir yanlış davranış biçimi gelişmiş durumdaki sanki medya kendini yargının yerine koymak gibi bir alışkanlık kazanmış. Böyle olunca ister istemez daha yargılama başlamadan medya en az iki gruba ayrılıyor karşılıklı suçlamalarla kamuoyu geriliyor, tedirgin ediliyordu. Benzer durum darbe belgesi ile ilgili yeni ıslak imzanın ortaya çıkmasının ardından da yaşandı, medya ve siyasiler hemen ikiye ayrılmış yargılamayı her kesim kendi açısından yapmaya başlamıştı. Böyle olunca da ister istemez yargının işi hem zorlaşıyor, hem kafalar karışıyor hem de yargı etki altına alınmaya çalışılıyordu. Bu gelişmelerin sağlıklı olduğunu kimse söylemese de netice netice değişmiyordu. Sanıyorum Başbakan ile Genelkurmay Başkanı'nın görüşmesinin ardından yargının sonucunun serinkanlılıkla beklenmesi çağrısı bu çatışma ve tartışmanın yol açtığı sıkıntıya dikkat çekiyordu.

Aslında gelişmeler konusunda tek başına medyanın suçlanması doğru olmaz. Çünkü, şimdiye kadar siyasi içerikli her soruşturma daha işin başında hazırlık soruşma dosyası mahkemelere intikal ettirilmeden medyaya aktarıldı. Sanki medyaya mahkeme öncesi ön yargılama makamı görüntüsü kazandırıldı. Böyle olunca da medya oluşan alışkanlık sonucu eline geçen her bilgiyi ve belgeyi sayfalarına aktardı. Bunu yaparken bir ölçüde de kamuoyunun bilgilendirilmesi görevini yapmış oldu. Ancak, bu bilgilendirme ciddi sıkıntılara ve kişilerin mağduriyetine yol açtı. Çünkü, daha hiçbir yargılama olmadan medya yoluyla bazı kişilerin teşhiri ve suçlu ilan edilmesi toplumda telafisi mümkün olmayan yaralar açtı. Bu bakımdan Başbakanlıktan yapılan ve kurumların rahat bırakılması, her kurumun kendi işine bakması yönündeki açıklama oluşmuş bir yanlış alışkanlığın ortadan kalmasına katkıda bulunursa bu bile yeterli olacaktır. Bu arada günlerden beri ifade vermeleri beklenen bazı askerlerin dün Beşiktaş Adliyesi'ne gelmeleri savcılığa ifade vermeleri de sanıyorum gerilimin hafiflemesine katkı sağlayacaktır. Toplum sükunet ve huzur arıyor. Artık sürekli olarak toplumu germekten tüm kurumlar vazgeçmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi