Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Tamamdır derken...

Tamamdır derken...

“Tek. Tip. Tek tip. Rap rap rap... Çınlıyordu kulağında. Annesi elinden tutmuş küçüklüğünde resmi bayramlarda geçitlere götürmüştü. Tek tip rap rap yürüyorlardı. Bu ne iyi bir şeydi. Onlar gibi olmak... Rap rap olmak gerekirdi. Merhaba çocuklar, diye selamlandı. Bu memleket bizimdir, taşı toprağı altındır, biz ölürüz bir karışını bile olsun vermeyiz. Bizimdir bizimdir bizimdir. İçten içe bir biz vardır. Bizimdir bizimdir bizimdir. İçimizden içeru bir biz vardır. Düşman çoktur. İçte ayrı dışta ayrı. İç ve dış düşmanlar... Onları ezmek boynumuzun borcudur. Müteyakkız olmak asli vazifemizdir.” Silah vardı, rap rap eğitim vardı. Hep beraber hareket esastı. Bu gerici görünümlüleri hep gözetmek gerekirdi. İşte onlar idi ki batırmak isterlerdi. O zaman donanımı artırmak gerekti. Fakat lise, yüksek okul yetmezdi. Yurtdışına gitmek gerekti. Nasıl olabilirdi? Nato mermer, nato kafa olmak olmazdı. Kelle kulak yerinde idi ve fakat içini de doldurmak gerek idi...
Memleket ondan sorulurdu... Öyleydi de niye işler iyi gitmiyordu!.. Anlaması mümkün değildi. Olan bitene bir anlam veremiyordu. İçi için için kaynıyordu. Anne ve baba, amca oğlu, hala kızı, köylüsü kentlisi hepsi geri kafalı idi. Hiddetini gizleyemez olmuştu. Megalomanik tarafı da iyice azmıştı. Birkaç defa da psikiyatriste gitmemiş de değildi. Ve hatta aman doktor canım doktor, demişti, yoksa psikopat mı oluyorum, diye dertlenmişti... Tebdili mekân belki iyi mi gelirdi? Yok aman diyeyim, öyle tebdil mebdil mekân falan ne demekti. Osmanlıca-Arapça sistemden atılalı uzun yıllar olmuştu. Şöyle bir düşündü. Öztürkçe dağarcığını yokladı. Bulamadı yerine yeni bir deyim... Ne diyordu, ha... hatırladı. Batı noktası diyecekti. Biri West Point dese iç geçirirdi. Ne de güzel yer idi. Bir iki hafta için de olsa oraya mı gitseydi. İştahı iyice kabarmıştı. Açılır gezer gelirdi. Ama orda onu kim takardı. Megaloman falan demez, adama cezayı basarlardı.
Ama içi olan bitenle pek kararmıştı. Açıyordu gazete, televizyon, radyo hep aynı şeylerdi. Bıkmıştı bıkmış. Bu cami mami, Kur’an muran, din min, iman miman, hepsi eskinin kalıntısıydı. Bak yine gene hortlamışlardı. Ah o örümcek kafalılar yok muydu... Hep onların yüzündendi. Hiçbir şeyin de tadı kalmamıştı. Kadın kız eğlence zevk niye olmasındı. Yukarılarda aşağılarda hep böyle olmuyor muydu? Batı noktasında da öyle olduğu malumdu. Gitmişliği, görmüşlüğü yoktu amma... Öyle yazılıp çiziliyordu. Adamlar ne de medeni diye bir iç geçirdi. Off da oftu...
Kâbusu devam ediyordu... Bu, başı örtülüler de ne oluyordu? Sarıp sarmalanmışlardı. Göz zevkini bozar olmuştu. Merak da etmiyor değildi. Nereden de türemişlerdi. Hem de üniversitelerde okuyorlardı. Bunlar, bütün memleketi saracaklardı. Kadını erkeği bunların hepsi dışarıdan besleniyordu. Ne paralar kazanıyorlardı, merak etti. Bir anda aklı kaydı. O da mı onlara katılsaydı. Şey yani çok kârlı bir iş olsa gerekti ya... Sonra kendinden utandı, doğruldu, ayağa fırladı, hızlıca onu yere vurup bir selam çaktı. Olur ya, biri gözetleyebilirdi. Demin aklından geçenin fark edilmesi korkusuyla bunu yapmıştı.
Düşman içeride idi. Devleti korumak ve kollamak vazifesiydi. En iyisi tepeden tırnağa üniversiteleri düzeltmek gerekirdi. Memleket onundu. Her işi zaptı rapt altına almak gerekirdi. Hakimiyetse en önemlisiydi. Hele o kimseye, ona buna bırakılamazdı. Vatandaş da kim oluyordu. Cahil vatandaşa bırakmak her şeye hıyanet olurdu. Dondu durdu. Tam da bu sırada fark etti. Omuzları genişledikçe genişledi. Onları taşıyamaz oldu. Yukarı doğru kaydıkça fırsat geldi. Tam hamleye kalkındı ki sarsıldı. Ne o yahu deprem mi oluyordu? Yakından ince bir ses: Bey kalk, kalk, kan ter içinde kalmışsın, kâbus mu görüyorsun diyerek sarsıyordu... Onunkisi kâbustu. Birinin kâbusu, diğerinin gerçeği olmuştu...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi