Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Cipine bak, tipine bak

Cipine bak, tipine bak

Evet, kamu vicdanı öyle söyledi.
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı 400 milyar değerindeki Mercedes GL ile ifade vermeye gidince görenler sormadan edemediler:
“Bu değirmenin suyu nereden geliyor?”
Öyle ya, nihayetinde bir devlet memuru.
Halk bu memurun OYAK’tan yüklü emekli ikramiyesi aldığını nereden bilsin.
Veya kafaları karıştıran başka şeyler mi?
Bilmeden, anlamadan, göremeden bir şey söyleyemeyiz.
Olur veya olmaz....
Ama aklıma Sayın Başbakan’ın “haksız mal” edinmekten hakkında açılan dava geldi.
O günler...
28 Şubat’ın bin yıl süreceğini söyleyenler öküzün altında buzağı arıyorlardı.
Yolsuzluk bulamazlarsa, irtica...
Bir gazeteci, Sayın Başbakan’a “Ne kadar mal varlığınız var” diye pattadan bir soru sorunca, o da kızgınlığından olmuş olacak ki “Bir milyon dolar kadar” diye cevap verince, olanlar oldu. O zamanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kaçırır mı?
Açıklamayı kapar kapmaz hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Soruşturma, vakit geçirmeden başlatıldı.
Ankara Başsavcısı Fahri Kasırga...
Başbakan’ın kızgınlıkla vermiş olduğu cevabına mal bulmuş mağribi gibi sarıldılar.
Soruşturmayı yapan başsavcı vekiline “Bu olayda suç unsuru yoktur, takipsizlik verebilirsiniz” dedimse de kesmedi. İlle de dava...
Başbakan, “Öyle demek istemedim” dese, ortada ne fol kalır ne de yumurta...
Ama öyle değil, madem olaya Başsavcı el koymuştur, bir şeyler yapılmalıydı...
İstendi mi neler yapılmaz ki.
Öyle ya, bu komutan bu kadar pahalı bir cipe nasıl biner?
Bindiğine göre?!.
Veya, Türkiye IMF’den bir milyar dolar borç almak için çalmadığı kapı bırakmazken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra bir şiir yüzünden hapis yatan kişi o parayı nereden buldu?
Ateş varsa tütecek, duman varsa görülecek...
O bakımdan cipi bir tarafa bırakıp da günümüzdeki terörün tipine bakmamız lazım.
“Hain saldırı”...
Veya “kanları yerde kalmayacak”..
Bunlar karın doyurmuyor.
7 askerimize yapılan vicdansız saldırı sonucu yanan yüreklerin ateşinde tüm ülke yas tutuyor. Nereye varacak bunun sonu?
Hep böyle ağlayacak mıyız?
Önce şunu bilmemiz lazım. Öncelikle iktidar, daha sonra da muhalefet terör konusunda ne kadar samimiler?
Politika yapmıyorlarsa önce muhalefet lideri Sayın Baykal’a soralım. Hükümeti terör konusunda gevşek davranmakla suçladığınız halde ne yapılması gerektiğini dobra dobra açık ve net olarak söyleyin.
Aynı soru, ortalığı şehit ağıtlarına boğan sayın Bahçeli için de geçerlidir.
Öyle kem kümle bu işler olmaz.
Bu sahalarda yıllarını veren bir uzman olarak hem iktidara ve hem de muhalefete söylüyorum. Sizler bu belayı ülkenin başından gerçekten defetmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Samimi iseniz, alınacak acil tedbirleri hemen yapmanız gerekiyor.
Neler yapılmalı?
Yok “açılım”, yok demokratik usuller, bunlar modası çoktan geçmiş laflar.
Unutmayın ki PKK giderse bir başka PKK gelir. Aynı şekilde PKK dağdan inerse şehirler kan ağlar. Bunlar baygın tedbirler, aspirin tedavisi gibi şeyler.
Terörle, anlayacağı dilde konuşulur...
Cipi bir tarafa bırakalım da ipi yürürlüğe koyun.
Terörü halktan ayırmak için hem Kürt halkını ve hem de Türk halkını basınla, eğitim yolu ile, gönüllü kuruluşlarla aydınlatın.
Basına; taşlama, haşlama gibi görüntüleri ekranlara getirme yasağı koyun...
Bu işin ipi iyice kaçtı.
Reşadiye’deki saldırının hangi örgüt tarafından yapıldığı bilinmiyor. Bu demektir ki bu sefer ana örgüt taşeron örgütleri devreye sokmak suretiyle masum ve de barışçı olduğu reklamını yapmaya çalışıyor... Devlet yaptırdı havaları...
Diğer taraftan terörü destekleyen siyasi kadrolar da var...
İktidar-muhalefet; bu yük üzerinizde tarihi bir vebaldir. Oraya buraya çekmeden oturun, anlaşın ki; anaların yanan yürekleri dinsin...
Evlatlarımız kimselerin politika malzemesi değildir.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet; ailelerine başsağlığı, idarecilerimize de basiret dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi