Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

"Türkiye partisi olmak"

"Türkiye partisi olmak"

Kapatılmadan önce DTP ekseninde konuşulurdu, şimdi onun yerine geçen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ekseninde konuşuluyor:

"Türkiye partisi olmak..."

Yani bir tek etnisite aidiyetine hapsolmamak... "Kürt sorunu"nu, Türkiye'nin genel demokratikleşme sorunları içinde görmek ve genel sorunlara çözüm ararken, Kürt sorununun çözümünü de gerçekleştirmek...

"Türkiye partisi olmak", "Kürt sorunu"na, Kürt olmayanların da gösterdiği ilgiyi önemsemek ve onlarla ortak bir çaba sürdürmek amacını da içeriyordu.

DTP'nin bunu başaramadığı, bir "Kürt partisi" hüviyetinde kaldığı, genel bir kanaat oldu.

Şimdi BDP adına yapılan ilk açıklamalar, o camiada yapılan özeleştiriler, "Türkiye partisi" olma meselesinin önemsendiğini ortaya koyuyor.

Bu durumda şu soruların cevaplanması gerektiğini düşünüyorum:

-Türkiye partisi olmak mümkün mü?

-Türkiye partisi olmak demek her zaman, farklı bir başarıyı getirir mi?

-DTP-BDP çizgisi Türkiye partisi olmak ister mi?

-DTP-PKK-BDP çizgisi Kürt sorununun çözülmesini ister mi?

"Türkiye partisi olmak mümkün mü" sorusu, ilk bakışta "Neden olmasın!" diye kolayca cevaplanacak bir soru gibi görülüyor. Akın Birdal, Ufuk Uras gibi "Kürt olmayan" kişileri bünyenize alırsınız, ilgi alanınızı sadece "Kürt sorunu"na kilitlemez, tüm ülke sorunlarını dert edinirsiniz, bundan da pekâlâ bir Türkiye partisi çıkar.

Hemen sorulacaktır?

Bu nasıl bir parti olur?

Muhtemelen liberal-sol-sosyalist bir parti olur.

Hani, arayışı bir süredir devam eden "sol parti"nin, belki daha "Kürt ağırlıklı" versiyonu olur.

Olur da, burada hemen ikinci soru akla geliyor:

-Türkiye partisi olmak demek her zaman, farklı bir başarıyı getirir mi?

Bu soruya, tasarladığımız çerçeve gerçekleşirse, "sol muhtevalı" ifadesini de eklemek gerekiyor.

Cevap:

Türkiye'de sol bir potansiyel var, Kürt siyaseti için de bir potansiyel var ama bu iki kanal, hangi alanı hangi ölçüde vurgulandığında bileşime dönüşür, hangi durumda ayrışmalara yol açar?

Böyle bir sorun da var.

Diyelim, toplumun "Türkiye partisi" olma beklentisi ile buluşmak için "Etnik söylem"i ihmal etmek söz konusu olacak mı? Bu DTP-BDP-PKK çizgisini memnun edecek mi? Yoksa, "Etnik duyarlılığın" kaybolduğu, sol içinde asimile olunduğu kaygılarına yol açacak mı?

Ya da sol muhteva, etnik aidiyet içinde kaybolacak mı?

Akın Birdal DTP bünyesinde kayboldu.

Ufuk Uras'ın BDP üyeliği nasıl sonuçlanacak?

Yukarıda iki soru sordum:

-DTP-BDP çizgisi Türkiye partisi olmak ister mi?

-DTP-PKK-BDP çizgisi Kürt sorununun çözülmesini ister mi?

Bu soruya bir üçüncüsünü daha ilave etmek mümkün:

-DTP-PKK çizgisi, AK Parti'ye neden diğer partilerden daha fazla düşmanlık eder?

Bu üç soruya, en sonuncusundan başlayarak cevap verirsek, AK Parti'nin "Kürt sorunu"nu çözmek için samimiyetle yola çıktığı aşikâr. DTP-PKK, bu girişimi "tasfiye" olarak niteledi ve savaş açtı. Şu anda, AK Parti'ye en büyük düşmanlığın, DTP-PKK çizgisinden geldiği açık. Neden yapıyor bunu?

Bence, AK Parti politikalarının, DTP-PKK çizgisinin Kürt sorununu götürmek istediği sonuca götürmeyeceğini, buna karşılık Kürtler nezdinde kabul görme ihtimalinin büyük olduğunu düşündüğü için. Ne fark var arada? AK Parti, Kürtler'in sorunlarının çözülmesini istiyor ama kısa veya uzun vadede ayrışma sonucunu doğuracak projelere de karşı çıkıyor. Buna karşılık, DTP-PKK çizgisi, -ortada bir kafa karışıklığı bulunduğunu not edelim- en azından uzun vadede, "ayrışma"yı gündemden çıkarmış değil.

Böyle bir anlayış varsa, o çizgi, problemin çözülmesini değil gerilimin devam etmesini ve "Kürt toplumu"nun o ayrı yapılaşma istikametinde siyasi bilince ulaştırılmasını isteyecektir.

Eğer böyle ise DTP-PKK-BDP çizgisinin "Türkiye partisi" olma yönelişi, sadece bir şemsiye arayışı niteliğinde olacaktır.

Peki bu çıkar yol mu?

Bence değil.

Hareket, DTP-PKK çizgisinde olduğu gibi yoğun "Kürt vurgusu" ile devam ettiğinde bu birlikte yola çıkanlarda "kullanılma" duygusu oluşturur ve yolları ayırır.

"Kürt vurgusu" olmadığında ise bugüne kadar DTP-PKK zemininde oluşturulan etnik heyecana tekabül etmez, tansiyon düşer. Oylar azalır.

Hatta, AK Parti, daha etkin hale gelir.

Bütün bunlar, "Türkiye partisi" olma arayışındaki Kürt siyasi hareketi için çözülmesi kolay olmayan sorunlardır.

Ama şunu söyleyeyim:

Siyasi sonucu ne olursa olsun, Türkiye'deki bütün toplum kesimlerinin, siyaset oluşturma çabalarını, Türkiye bütünlüğü içinde odaklaştırmaları, her toplum kesimi için en sağlıklı yoldur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi