Mehmet Talu

Mehmet Talu

"Ey Enes Kazancını Tayyip kıl ki.."

"Ey Enes Kazancını Tayyip kıl ki.."

Helal kazanç 8

Enes b. Malik (R.A.) şöyle dedi: - Dedim ki, Yâ Rasûlellah! Beni duası kabul edilmiş bir kimse kıl! Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Ey Enes! Kazancını helâl, tayyib kıl ki, duan kabul olsun! Zirâ kişi ağzına haram bir lokma götürürse, duası kırk gün kabul olunmaz." (Aynî, Umdetul-Kârî, 17/260, Deylemî, Firdevs, 5/363, No:8446) buyurdu.

Bunun sebebi, vücuda giren bir lokmanın tamamen tasfiyesinin biyolojik olarak kırk günde gerçekleşebilmesi keyfiyetidir.

Bu hadis-i şerifler, mü'mini kazanç hususunda dikkatli olmaya, haram bulaşıyor mu bulaşmıyor mu araştırmada bulunmaya sevketmektedir. Dikkatsizlik sebebiyle, haramla bulaşan rızkın tüketilmesi, kişiyi duası kabul edilmeyenler zümresine dahil edebilecektir. Şu halde haramla beslenme de böyle bir neticeye götürecek sebeplerden biri olmaktadır. Rabbimiz muhafaza buyursun. Amin.

İbadet ve duaların makbuliyeti yenilen lokmaların manevi durumuyla yakından alakalıdır. Zira helal lokma vücutta kulluk enerjisini meydana getirir. İnsanların isyanının sebebini haram lokmada aramak gerekir. Çünkü haram lokmayla beslenen bir vücudun ibadete meyilli olması mümkün değildir.Haramla beslenen bir vücut, ibadetlere değil, şehvete meyillidir. Haramla beslenenler şehvet tüccarıdır.

Şeytan haram yiyenlerin dostudur, onların yoldaşları şeytandır. Şeytan onları gaflete, günaha sevkeder, ibadetlerden uzaklaştırır. Hz.Mevlana'nın diliyle: "Bilgi de hikmet de helal lokmadan doğar; aşk da, merhamet de helal lokmadan meydana gelir. Bir lokmadan haset, hile doğarsa, bilgisizlik, gaflet meydana gelirse sen o lokmanın haram olduğunu bil. Hiç buğdayını ektin de arpa çıktığını gördün mü?" (Tahirul-Mevlevi, Şerhi Mesnevi, 3/832-834)

Kemale erenler, ancak midelerini gireni kontrol etmekle kemale erebilmişlerdir. Kişinin dindarlığı ekmeğinin helalliği nispetindedir. Yerken ağıza girene, konuşurken ağızdan çıkana dikkat etmek gerekir.

Müslüman mutlaka çalışıp kazanmalı, çevresine faydalı olmalı, alan el değil veren el olmalıdır. Ancak çalışıp kazanma meşru yollarla yapılmalıdır. Kazançta esas olan çokluk değil, helalliktir. Niceleri vardır ki kazandıkları hesapsız servet bir anda yok olup gider, ne kendisine ne de başkasına fayda sağlar. Niceleri de vardırki çok küçük bir kazançla mutlu bir şekilde yaşar, çevresine hesapsız yardımları dokunur.

Hz.Aişe (R.Anha) validemizden rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Muhakkak ki, kişinin yediği en temiz yemek, kendi kazancından olanıdır. Çocuğu da kendi kazancındandır." (Ebu Davud, Büyû:79; Tirmizî, Ahkam:22; Nesâî, Büyu:1; İbnu Mace, Ticarat:1, , 64)

Rafi b. Hudeyc (R.A)'den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimize hangi kazancın daha faziletli, daha hayırlı olduğu sorulmuş, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz de:

"Kazancın en hayırlısı, insanın kendi eli ile olan amelidir. Sanat ve işidir. Ve her bir mebrur = hileden, hıyanetten beri, iyilik ile beraber olan satış muamelesidir." (Taberanî el-Mu'cemü'l-Kebir; No: 4411; 4/276, A. b. Hanbel; No: 16814; 4/141) buyurdu.

Hadis-i şerif, kişiye en temiz mal olarak, kendi gayretiyle kazandığı olduğunu göstermektedir. Bu sanatla olmuş, ticaret veya ziraatle olmuş farketmez. Yeter ki meşru kazanç yollarından biriyle olsun. Hadis-i şerifte ifade edilen ikinci husus, evlad malının anne veya babaya helal olduğu, adeta kendi malı durumunda bulunduğudur.

Bir de helal kazanabilmek için haram kazanç yollarını iyi bilmeli ve o haram alanın içerisine düşmemek gerekir. Mesela: "Bir şeyin kullanılması, yenilmesi-içilmesi haramsa onun ticareti de haramdır." Bu haram olanın zıddı ise mübah ve helal olanı oluşturur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi