Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Sayın Başbakan, iktidarın çok çalışanlarla çok konuşanlarını görüyordur

Sayın Başbakan, iktidarın çok çalışanlarla çok konuşanlarını görüyordur

Balyoz’un deşifre olduğu bu günlerde aklımıza ilk gelen soru: İktidar bunca yıldır sivil bir anayasayı neden yapamadı? Veya soruyu şu şekle sokalım: Yapamadı mı, yaptırılmadı mı?
Derler ya, kale her zaman içten fethedilir.
İçten bulandırmalar meselesi...
Beslersin, sinsice oyar gözünü...
Diyorum ya, iktidar partisi içerisinde iki grup adam var; bir grup çalışır, diğer grup ise durmadan konuşur... Konuşanların diktiği tek bir ağacı varsa, gidelim altında gölgelenelim.
Gölge bir tarafa, bu tipler statükonun gönüllü askerleri gibidirler. Yenisi gelirse kendilerine iş kalmayacağını bildiklerinden, kafaları hep ayak oyunlarına çalışır...
Kulakları çınlasın, ayakta kalmaları “ayak oyunları siyasetine” bağlı...

Geçenlerde sayın Başbakan’ın doğum günü hediyesini Cemil Çiçek’e sorduklarında verdiği cevap enteresandı. Çiçek, Başbakan’a doğum günü hediyesi olarak yeni bir anayasa vermek istermiş.
Egemen Bağış da anayasa değişikliği konusunda yüksek tonda sesini duyuranlardan.
Geç kalmadınız mı sayın bakanlar?..
AK Parti iktidarı kurulduğunda hazırladığımız “yargı reformu” taslağını Osman Bölükbaşı (Müsteşar Yardımcısı) ile imzalayıp sayın Cemil Çiçek’e verdiğimizde arkasından ekledim:
“Bu reform işini bizlere tevdi ederseniz, göreceksiniz ki en fazla altı ay geçmeden deneyimlerimize dayanarak en iyisini yapar, yargıdaki aksaklıkları gidermiş oluruz. Çalışmamızın sonucu olarak siyasi rantı varsa sizin olsun, şöhreti-övgüsü varsa o da sizin olsun. Biz sadece ülkemiz adına isimsizler olarak kalalım.”
Dedik ve orada kaldı.
Şimdi bakıyorum ekranlarda maşallah çok bilip çok konuşanlar yargı reformu ile anayasa değişikliği konusunda pırasa doğrar gibi doğruyorlar...
Hep konuşuyorlar, boş konuşuyorlar...
Veya “istekli olduğumuzu görüyorsunuz, sonra bize kabahati bulmayın ha!”..
Şark kurnazlığı...
Ne var ki güneş batmak üzeredir.
İkindinin farzını kerahate bırakmadan “yargı reformuna” vakit kaldı mı?
Bu zamana kadar nasıl sabrettikleri merak konusu...
Birilerinin sayın Başbakan’a seçime ramak kala yapılacak yasa değişikliklerine muhalefetin balıklama atılacağını anlatması lazımdı. Şunu anlatabilirlerdi: Yargı reformunun umdeleri sağcısı ile solcusunun oluşturacağı “hukuk kurultayı” gibi bir panelde tespit edilip, sonra da taslak hükümete verilseydi işler daha kolay giderdi...
İddia ediyorum, bu işi bize tevdi etsinler, en fazla altı ay içerisinde sol kesimin de razı olacağı taslağı kurultaydan çıkarır, hükümete veririz. Yargı camiasının % 90’ı yargı reformunu bekliyor...
Önemli olan bu kesimle bir araya gelip objektif şartlarda anlaşma sağlamaktır...
Yargı camiası objektif olduğumuzu geçmişten bildiğinden 0312 230 78 51 nolu telefonumdan bu tip bir çalışma ile ilgili yoğun istekler alıyorum. Umuyorum ki siyasiler içeriden konsensüs sağlayamazlar ama hukukçular olarak biz bu işi dışarıdan yaparız...

Biliyoruz ki “yaprak dökümü” mevsimlerin sonu olan sonbaharlarda olur.
Sonbahara kalan işlerin önünde kış var...
“Şöyle yaparız, böyle yaparız”dan ziyade önemli olan başarabilmektir.
Muhalefetin kurumsallaşmış ayak oyunları ile direnmesi görünüşte ülke çıkarınaymış gibi ise de aslında değil, akıbetlerini düşündüklerinden çamura hamura yatıyorlar...
Darbelerle kadrolaşanlar bu ülkenin 31 Mart ayaklanmasından beri bir türlü silinmeyen çilesidir. 2. Abdulhamit gibi bir devlet adamını indirip devleti parçalatanların metotları halen geçerli.
Mahkemelerimiz ülkesine silah çekenlerin davaları ile doldu taştı.
Balyoz, Genelkurmay tarafından onaylandı.
Ne var ki karanlık odakların aktörlerine yürütme tarafından yapılan pek bir şey yok.
Adamlar hâlâ görevlerinin başında...
Yetki elinde, silah belinde...
“Görevi kötüye kullanma” gibi adi suçları işleyenleri yargılama sürecinde hemen açığa alan devlet, camileri bombalamak, günahsız insanların evlerine silah ve de uyuşturucu koymak suretiyle suç örgütü oluşturmaktan sanık olanlara ne hikmetse herhangi bir işlem yapamıyor...
Dedik ya, kimileri konuşuyor, kimileri çalışıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi