Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Hayırrr!.. Böyle olmamalı...

Hayırrr!.. Böyle olmamalı...

Parti kapatmalara hep karşı oldum. çünkü, partiler böyle sık sık kapatılacaksa kurulmalarına izin verilmesin daha iyi diye düşünüyorum. Bir yandan sisteme göre parti kurmak dernek ve vakıf kurmadan daha kolay ama partilerin kapatılması ülkemizde sanki dernek ve vakıfların kapatılmasından daha kolay. Bu işte bir yanlış yok mu? Toplum olarak bu gelişmeyi anlayabiliyor, buna hak verebiliyor muyuz?

Şahsen yıkıcı ve bölücü eyleme katılmamış, eylemlerin merkezi haline gelmemiş bir siyasi partinin sırf söyledikleri için kapatılmasını anlamakta zorluk çekiyorum. çünkü, partilerin kapatılmasını o partilere oy veren insanların cezalandırılması ve bu yolla hizaya getirilmeye çalışılması olarak algılıyorum. Eğer bu ülkede herkesin belli bir düşünce etrafında toplanması isteniyor ve buna zorlanıyorsa o zaman partilerin kurulmasına izin verilmesin, istenen bir tek parti ile yetinilsin. Bir yandan siyasi partilerin demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olduğu söylenecek bu husus anayasa ve yasalarda yer alacak ardından da iki de bir icraatını ve söylemini birilerinin beğenmediği partiler birtakım gerekçelerle kapatılmak istenecek ve kapatılacak. Bunun mantığı olamaz. Bu millet padişahlığa da, tek parti yönetimine de uyum sağlayabilmiştir. Bir zaman gelmiş kendisine geçmişteki yönetim tarzlarının yanlış olduğu, tek adam ya da tek parti yönetiminin çağ dışı kaldığı belirtilerek en iyi sistemin demokrasi ve çok partili sistem olduğu söylenmiş, bu yönde adımlar atılmış, millette buna sevinmiştir. Ancak, geçen zaman içinde bu millete en iyi yönetim biçiminin çok partili demokratik sistem olduğunu söyleyen çevrelerin millete karşı güvensizliği ortaya çıkmış ve adeta çok parti içinde tek parti sistemi hakim kılınmaya çalışılmıştır. Bu bakımdan bir takım iddialarla açılan parti kapatma davalarını sistemin özüne aykırı buluyorum. Fikirden korkularak demokratik sistemin yürütülmesi, işletilmesi ve tüm kurumları ile yerleşmesinin mümkün olamayacağını düşünüyorum. Bu memlekette seçkinci zümrenin derdi demokrasi değil de halkın hizaya getirilmesi ise o zaman demokrasiden söz etmenin anlamı yoktur. “Biz böyle istiyoruz böyle olacak, halk da bizim bu arzumuza uygun hareket edecek. Etmezse gereken yapılacak” deniyorsa -ki ben öyle algılıyorum- böyle bir mantığın hakim olduğu ortamda yaşamak insanımız için çok zorlaşır/zorlaşıyor. Ayrıca bu memlekette idam cezası kaldırılmışken parti kapatmaların devam ediyor olması idam cezalarının bu alanda sürdüğü anlamına gelmiyor mu?

Tüm partilerin belli bir çevrenin anlayışına göre düşünmesi, konuşması ve uygulama yapması isteniyorsa belli sürelerle milletin önüne seçim sandığını koyup “Haydin bakalım istediğinizi seçin” demekten vazgeçilmeli, seçkinler zümresinin belirleyeceği tek partinin seçime girdiği bir seçim yapılması daha doğru olmaz mı?

Millete istediğine sen oy ver ama oy verdiğin parti iktidar olduğu takdirde senin isteklerine değil benim isteklerine uygun hareket edecektir aksi halde haddi bildirilir gibi bir uygulama ortaya çıkıyorsa gerçekten seçimlere gerek kalmaz.

Parti kapatmalarına hep karşı oldum, doğru bulmadım. çünkü olayı sadece bir partinin kapatılması olarak görmedim, o partiye oy verenlerin cezalandırılması gibi algıladım. Ancak AKP’nin kapatılması davasını ilk duyduğumda korkunç bir rüya gören insanın çaresizlik içinde uykusunda haykırdığı gibi ”Hayırrr. Böyle olmamalı” gibi bağırdım. Tekrar ediyorum hangisi olursa olsun partilerin kapatılması yanlıştır. Ancak, daha 8 ay önce tüm dayatmalara rağmen seçimlerden yüzde 47 oy alarak çıkan ve tek başına iktidar olan, sistem gereği tüm yasaları ve anayasayı değiştirme yetkisi olan bir partinin kapatılmasının düşünülmesi insanı şaşırtıyor. Artık parti kapatma döneminin sona erdiğini düşünüyor ve buna inanmak istiyordum. Son kapatma davası yüzünden ciddi bir hayal kırıklığı yaşadım. Artık millet egemenliği gibi lafların da anlamını yitirdiğini düşünmeye başladım. Belli ki bu ülkede millet egemenliği sadece yeri geldiğinde kullanılan, kitleleri kandırmaya yönelik bir sözden ibaret. Millet egemenliğinden rahatsız olanlar var. Millet iradesi seçkinci zümrenin isteklerine uygun düşmediği takdirde o iradeyi yok edecek adımlar atılabiliyor.
Tekrar ediyor ve haykırıyorum, “Hayırrrrr... Böyle olmaz... Olmamalı...”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi