Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Elimizin altında bulunanlar

Elimizin altında bulunanlar

Muhterem Müslümanlar! Kur'ân-ı Kerim'de Nisa sûresi, âyet: 36'da buyurulur ki:

"Anaya babaya, akrabaya, yetimlere yoksullara, yakın-uzak komşuya, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah, kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez."

Muhterem Müslümanlar!

Bu mealini vermiş olduğum âyet:

"Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın..." emriyle başlıyor.

Rabbımız, Müslümana yakışan tavrın herkese iyilik etmek olduğunu, özellikle âyette geçen insan gruplarına yumuşak ve merhametli davranmak gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Âyetteki "elinizin altında bulunanlar" emrinizdekiler, idarenizdekiler demek olduğuna göre, aile efradınız, hizmetinizde, işinizde çalışanlar, hayvanlar ve kullandığınız vâsıtalarınız, bütün bunlar bu genel ifadenin yani "elinizin altında bulunanlar" ifadesinin içine girer. Bunların hepsine iyi davranmamız Allah'ımızın biz Müslümanlara kesin tâlimatıdır.

Muhterem Müslümanlar!

Müslüman, çevresine özellikle de yakın çevresine iyilik eden insandır. Meşru bir sebep yokken, ya da durup dururken bir insanın emri altındakileri cezalandırması asla doğru olamaz. Şayet meşru bir sebep varsa, o taktirde haddi aşamaz. Cezalandırmanın psikopatça bir yöntemle değil tamamen terbiye amacıyla icra edilmesi gerekir. Aksi hâlde haksızlık ve zulüm edilmiş olunur ki, bu da sorumluluk doğurur. Allah (c.c.), zâlimleri asla sevmez.

Muhterem Müslümanlar!

Zulüm ile âbâd olunmuş dünyada bir tek fert ve örnek bulamazsınız. Zulüm, hep felâketleri, sıkıntıları, acıları ve helâki cezbeder. Zâlimlerin, zâlimlere boyun eğenlerin âhir ve akıbetleri hep perişan olmuştur. Peygamberimiz bu noktada da dikkatimizi çekiyor. Veda Hutbesi'nde: "Zulmetmeyin, zulme rıza da göstermeyin..." buyurmuştur.

Muhterem Müslümanlar!

Buhari ve Müslim diye meşhur olmuş kitaplarda geçiyor. Peygamberimizin verdiği bir habere göre:

"Bir kadın ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azâb edildi. Bu sebepten dolayı cehenneme girdi. Hayvanı hapsettiğinde ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerlerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkân vermemişti." (Buhari, Enbiya: 54. Müslim, Selâm: 151, 152.)

Olayda hayvanın hapsedilmesinden çok, hayvancığızın ölünceye kadar aç-susuz bırakılması asıl sorumluluk kaynağı olmuştur. Çünkü cezalandırma aşırı cereyan etmiştir. Savunmasız bir varlığa yapılan eziyet, asla cezasız kalmaz. Dünyada ve ahirette bunun hesabı mutlaka sorulur.

Diğer taraftan çevrede olup bitenlere duyarlı davranmak, yerine göre tepki göstermek Müslüman toplumda yanlışları önlemenin yegâne yoludur. Olumsuzlukları görmezlikten gelmek, bir zaman sonra etrafın kötülükten geçilmez bir hâl almasına sebep olmak demektir. Toplumdaki kirlenmenin sebebi, zamanında gösterilmeyen tepkilerdir. Bu sebeple iyilerin tembelliği, kötülerin faaliyetine zemin hazırlar. Bizler bunun acısını çok musibetlere mâruz kalarak çekiyoruz.

Muhterem Müslümanlar!

Müslüman olmamızın farkına varalım. Göreceksiniz herşey lehimize gelişecek. Bütün mesele, Müslümanca yaşıyor muyuz, yaşamıyor muyuz? Bunu netleştirelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi