Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Polemikler işin aslını gizliyor

Polemikler işin aslını gizliyor

Anayasa değişikliği gibi çok önemli bir konu etrafından aylardan beri bir tartışma sürüp gidiyor. Ancak bu tartışmalar siyasi polemikten öte gitmediği için topluma işin aslını, değişikliğin ne getirip ne götüreceğini anlatmak mümkün olmuyor. Bir diğer ifade ile esas konu bir kenara itilip konu ile ilgisi olmayan polemik konuları etrafından günler geçiriliyor ve bu arada da anayasa değişikliği Millet Meclisi'nde görüşülüyor. Elbette Meclis kürsüsünden hiç ilgisiz konular etrafında yapılan tartışmalar, kavgalar arasında günler geçiyor. Milletin büyük bir çoğunluğu ise gerçekten işin aslını tam olarak bilmiyor, bilemiyor. Zaten siyasilerde işin aslını millete göstermek gibi bir derde de sahip değiller. Nasıl olsa kendileri milletin vekili olduklarına göre ve yapılacak değişiklik de millet adına yapılacak ya da engellenecekse milletin kafasını bu tür konularla meşgul etmenin anlamı yoktur (!). Milletin pozisyonu ise tuttuğu partinin söylediği söze, takındığı tavra göre belirleniyor. Kısacası bilerek değil, aldığı sinyale göre ya alkışlıyor ya da karşı çıkıyor.

Söz gelimi anayasa değişiklik paketindeki yeni hükümler ve değişiklik nedir toplumun önemli bir bölümü bilmiyor. Sadece oynanan siyaset oyununu izliyor. Değişiklik paketinde yer alan siyasi partilerin kapatılması için dava açılmasını Meclis'in iznine bırakan maddenin reddedilmesi üzerine yaşanan bir olayı aktarmak istiyorum. Değişiklikten yana olan bir vatandaş maddenin reddedilmesine çok üzülüyor ve bunu iktidar partisinin kapatılmasına zemin hazırlayacağı şeklinde değerlendiriyor. Karşısındaki kişi ise olayın birde ters yönü olduğunu, bugünkü Meclis aritmetiğine göre söz konusu değişiklik kabul edilmiş olsaydı iktidar partisinin kapatılması için şartların çok daha uygun hale gelebileceğini, çünkü her partiden 5'er milletvekilinin katılımı ile oluşacak komisyonun bu izin konusunda karar vereceğini belirterek, değişiklik paketine karşı başından beri ittifak oluşturmuş olan CHP, MHP ve BDP'nin dava açmak için bir talep geldiğinde de aynı ittifakı oluşturma ihtimallerinin çok yüksek olduğunu belirtiyor. Karşısındaki ise şaşkınlık içinde 'Öyle mi?' diye soruyor. Demek istediğim o ki toplum hâlâ yapılan değişikliklerin mahiyetini tam olarak bilmiyor. Bir taraf bu değişikliğin gerekli olduğunu biliyor ona göre tavır alıyor, öbür taraf ise değişikliğin statükoyu zora sokacağını düşünerek karşı çıkıyor. Böyle olunca değişiklik paketinin referandumda maddeler halinde oylanması söz konusu olsaydı seçmen bu maddelere neye göre oy verecekti kestirmek zor. Hemen belirteyim ki ben de değişikliğin gerçekleşmesinden yanayım. Çünkü yapılacak bir değişikliğin hiçbir şekilde mevcuttan daha kötü olmayacağını düşünüyorum. Üzerinde durmaya çalıştığım husus siyasilerin çok ciddi konuların görüşülmesinde bile tartışmaları ilgisiz alanlarda ilgisiz konular etrafında sürdürerek toplumu aydınlatma ve bilgilendirme görevini yerine getirmiyor olmalarıdır. Eğer değişiklik paketi sonunda halkın oyuna sunulacaksa - Eğer Anaysa Mahkemesi iptal etmezse referandum zorunlu görülüyor- halkın neye niçin oy vereceğini ya da vermeyeceğini bilmesi gerekir. Milli irade böyle tecelli eder. Yoksa iradesini kayıtsız şartsız vekillerine teslim etmiş bir toplumda egemenliğin millete ait olması sözden öte bir anlam ifade etmez.

Bu noktada "Yargı reformu ve bunun içinde anayasa değişikliği niçin gereklidir?" sorusuna Demokrat Yargı Derneği Başkanı Doç. Dr. Osman Can'ın Hukuk ve Hayat Dergisi'ne verdiği mülakattan kısa bir alıntı ile cevap vermek istiyorum: "Türkiye'de yargıçların adalet dağıtmasında yön; toplumdan yukarı değil yukarıdan topluma doğrudur.Yani yargıç adaleti dağıtırken, karar verirken toplumsal beklentilere değil de Danıştay, HSYK, Yargıtay acaba ne der? Bu konuda daha önce ne demiştir? Buna göre yapar. Bu yargı ile toplum arasında, toplumsal adalet beklentileri arasındaki ilişkiyi bütünüyle koparıyor.Yargı sisteminin inşa edilmesinden söz ediyorsak, bu inşanın tüm toplumsal renkleri içinde barındırması şeklinde gerçekleşmesi gerekir. Bunu yapmadığınız zaman ideolojik bir silaha döner."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi