Serdar Arseven

Serdar Arseven

'Kimi hedef alacaklar?..'

'Kimi hedef alacaklar?..'

—Ergenekon gözaltıları devam ediyor. Cumhuriyet Başyazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski İstanbul üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun da eklenmesiyle 36 oldu gözaltı sayısı.
—Hayır, 37.
—Neyse bir Ergenekoncu için tartışmayalım!..
—Buna da hayır. öyle Ergenekoncu diyerek, peşinen mahkûm etmiş olmayalım. Zanlılardan bahsediyoruz.
—Ona da tamam. Müsaadenizle sorayım: Son gözaltıları nasıl karşıladınız?..
—Tâkip edemedim, Ahmet Necdet Sezer’i de gözaltına aldılar mı?..
—Ne Sezer’i?
—Eski Cumhurbaşkanı ya…
—Biliyorum da, ismini niçin andınız?..
—Böyle bir gelişme oldu mu, diye sordum sadece. Gelişmeleri takibe ara verdim de.
—Sezer niye gözaltına alınsın ki…
—Gözaltına alınsın, demedim ki… Bilgisine başvurulabilir. Aklınıza takılan meseleye gelince; Cumhurbaşkanlığı görevini nihayete erdirdikten sonra, emekliye ayrıldıktan sonra, Anayasa’daki korumadan mahrum bir insan oluyor. Görevi bitmiş yani, sıradan bir vatandaş.
—Anladım da… Sezer’in bu işlerle ne ilgisi var?..
—İlhan Selçuk’a en yakın isimlerden biri değil mi?.. Sayın Sezer’le defalarca buluşup sohbet etti, İlhan Selçuk. Acaba, o sohbetlerde işe yarar malzeme var mı?..
—Sayın Sezer de gözaltına mı alınmalı yani?..
—Hayır, bu aşamada öyle bir durum yok. Ne alakası var, ben böyle bir şey söylemedim ki. Soruşturmanın derinleştirilmesine karar verilirse, Sayın Sezer, “Bilgisine başvurulan kişi” olabilir. Soruşturmanın derinleştirilmesi halinde yalnızca Sayın Sezer’in değil, gözaltına alınanların şu veya bu şekilde irtibatta oldukları herkesin bilgisine başvurulabilir. önemli olan, ucu nereye kadar uzanırsa uzansın oraya kadar gidilmesi. İlhan Selçuk, Sayın Sezer’le neleri paylaştı?.. Bunları bilmenin, Sayın Sezer’in de ağzından dinlemenin ne zararı var ki?..
—Yine bir sürpriz yapıp konuyu olmadık yerlere getirdiniz. Ben, İlhan Selçuk ve diğerlerinin gözaltına alınmalarını nasıl karşıladığınızı sormuştum.
—Bakın, bu konuda bir şey söylemem. Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın tavrını alkışlayanlar, bir başka savcının gözaltılarına ateş püskürüyorlar. Hatta İşçi Partisi’nden biri çıktı ve baş ezmekten filan bahsetti. Bakalım; Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın köyüne sahip çıkmadığını yazmayı bile “hedef gösterme” olarak sunmaya yeltenen münasebetsiz herifler, bu tavrı nasıl değerlendirecekler!..
—Ortam geriliyor. Cumhuriyetin Başyazarını gözaltına almak, kimlere kafa tutmaktır. Bir düşünmek gerekmez mi?..
—Hayır, bu işlere böyle bakılmaz. Cumhuriyet Başyazarı suçluluğu mahkeme kararlarıyla kesin olarak belgelenene kadar, masumdur. Şu anda, Ergenekon terör örgütüyle bağlantısı var mı yok mu, o araştırılıyor. Bir gözaltı olayı var, bakarsınız sizin bu söyleşiyi gazeteye göndermenizden kısa bir süre sonra serbest bırakılır. Bağlantısı var mı, yok mu?.. Yoksa ne ala. Varsa da gereği yapılır. Bunu böyle, Cumhuriyet gazetesiyle zinde güçler arasında bağlantı kurarak değerlendirmek ve korku havası yaymak doğru değil.
—Beni de Ergenekoncu yapacaksınız, neredeyse?!.
—Baksana, futbola bile Ergenekon bulaşmış. Ha, geçen gün Ahmet çakar’ın yarışma programını takip ediyordum. Neydi ismi?..
—Ahmet çakar’la Şansa Bak.
—Ha, evet. İşte onu seyrediyordum. Sarkık bıyıklı, dik bakışlı bir adam katılmıştı yarışmaya. öyle şeyler söyledi ki… Yok, Ukrayna’da aşık olacak kadar yürekli bir Türk’müş!.. Yok, etrafında gençleri varmış, büyük hedeflere yürüyorlarmış. çok önemli işleri varmış. Marifet “yay”ın ne kadar gerildiği değil, okun ne zaman fırlatılacağıymış… Anlayan ne demek istediğini anlamış… Böyle, Atilla ayaklarında bir zat. “Bikini giyme” taahhüdünü yerine getirmesi beklenen Ahmet çakar da, “Aslan gibi, yiğit miğit” diyerek karşısındakini göklere çıkartıyordu. Acayip bir durum var. Kurtlar Vadisi vaziyetleri her yanı sarmış. Birileri, Türklük adına, millet adına ortaya çıkıyor. Gruplar, ekipler kuruluyor. Bunlar yarışma programlarına kadar düşmüş. Dikkat!..
—Evet, dikkat. Ben, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın memleketi Şanlıurfa’daki çalışmalarınız hakkında da sorular yöneltmek istiyorum. Gerçekten de, dedelerinin tamamı Şeriatçı mıymış?
—Evet, öyleymiş.
—Peki, bunun kapatma davasıyla ne alâkası var?
—Hiçbir alâkası yok!.. Ben de onu söylüyorum, zaten. Kapatma davasıyla; Şeriatçı dedelerin hiçbir alâkası yok!..
—Tamam, o zaman, bu konuda bazı sorular yöneltecektim, vazgeçtim. Bir başka mesele: Bir süre önce, İsmail Nacar’ın açıklamalarını yansıtmıştınız. “Tedbir alınsın, birini öldürebilirler” diyordu, özetle. Dünkü Vakit’te de, eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı’nın; “Suikastlar olabilir” uyarısı yer bulmuş. Böyle bir ihtimal var mı gerçekten?
—Ortam ziyadesiyle karışık. Malum, 1 MART tezkeresinin reddinden bu yana ABD’nin bazı taleplerine karşılık vermedik. ABD, şimdi AK Parti’ye ve tabii Türkiye’ye bedel ödetiyor. ülkeyi köşeye sıkıştırmayı hedefleyen terör hareketleri olabilir. Herkes son derece dikkatli olmalı!.. Görüyorum ki, güvenlik güçlerimiz bu konuda oldukça hassas. Yine de, terörle mücadele alanında en yakın müttefik olarak terörist devletleri tercih etmemiş olmamızdan dolayı endişeliyiz. Herkes son derece dikkatli olmalı. Sayın Avcı’nın uyarılarını son derece faydalı buluyorum.
—Sizce nasıl birini hedef alacaklar?
—Amma soru. Ben nereden bileyim, kimi hedef alacaklar!.. özal, Eşref Bitlis, Şemdinli, Danıştay saldırısı. Ortada, ne kadar gözü dönmüş bir yapı var, baksana.
—AK Parti bu işin altından kalkabilecek mi?..
—Umarım kalkabilir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi