Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Utanmazlığın da bir sınırı vardır

Utanmazlığın da bir sınırı vardır

Utanmazlığın da bir sınırı vardır, daha doğrusu olması gerekir. Eğer utanmazlık sınır tanımaz boyutlara ulaşıyorsa o kişi ya da toplum için insani ve hukuki olarak yapacak bir şey kalmaz. Yani nasihatten anlamayan tekdir edilir, ondan da anlamıyorsa -ki bu nokta utanmazlıkta sınırın aşıldığı noktadır- kötekten başka bir yol kalmaz. Aslında İsrail'in son korsanlığı daha öncede dikkat çektiğim gibi hukuk ve kural tanımazlığın bir tezahürüdür ve bu tür davranışlar İsrail için ilk değildir. Bu bakımdan İsrail'in laftan anlayacağını sanmak bir gaflet olur, aynı delikten birkaç kez sokulmak anlamına gelir.

Bunları söylerken savaş çığırtkanlığı yapıyor değilim. Sadece yeri geldiğinde onu da göze alabilmenin gerektiğini söylemeye çalışıyorum. Zaten yardım gemilerine binip Gazze'ye yola çıkan insanların hepsi de bunu göze alabilmiş kahramanlardır. Bu gerçeği tespit etmeden konvoyun yaptığı işi tam olarak değerlendirmek mümkün olmaz. Çünkü, yardım gemileri Türkiye'den yola çıkmadan İsrail tarafından yapılan açıklamalar hep Gazze'ye gitmelerine izin verilmeyeceği şeklindeydi. Belki silahlı bir saldırıya fazla ihtimal verilmemiş olabilir ama muhatap İsrail olunca en tehlikeli olanı düşünmek gerekirdi ve o insanlar işte bu en tehlikeli olanı göze alarak yola çıkmışlardır. Üç yıldır 1.5 milyon insanın açlığa ve yokluğa mahkum edilişi karşısında dünyanın kayıtsızlığına duyulan bir tepki söz konusudur. Madem ki dünya 1.5 milyon Filistinliyi yok sayıyor ve İsrail'in insafına terk ediyor öyle ise bu zincir kırılmalıdır diyerek gemiler yola çıkmıştır. Bunun için Gazze'ye doğru yola çıkanlar gerekirse ölümü göze alabilmiş kahramanlardır. Öylesine kahramandırlar ki ellerinde bir tek silah bile yoktur. İsrail komandolarına sadece ellerindeki birkaç sopa ile karşı durmaya çalışmışlardır. Daha doğrusu tepkisiz bir şekilde gelenleri kabul etmeyi ve gemilerini onlara bırakmayı içlerine sindiremedikleri için gelenlere karşı ölümü göze alarak karşı koymuşlardır. Yani İsrailli komandoların sahip oldukları ağır silahlara, hücum botlardaki füzelere karşı eldeki birkaç sopa ile karşı koymaya çalışmışlardır. İşte utanmazlık da bu noktadan sonra sınır tanımazlık başlıyor.

O nokta şudur; baskın tamamlanıp gemiler ele geçirildikten sonra İsrail limanlarına ulaşmanın ardından tüm gemilerde yapılan aramalarda sayısı 7-8'i geçmeyen sopa ile bir tek çakı bulunmuş ve dünyaya karşı gemilerde bulunan 600'ü aşkı insanın elindeki bu sopalarla direniş gösterdiği, bunun sonucu askerlerinin mecburen silaha sarıldığı gibi bir hava oluşturmaya çalışmışlardır. Bununla da yetinilmeyerek sadece üç kişinin sopalarla 2 dakikayı bulmayan direnişini haklılıklarına gerekçe olarak göstermeye kalkışmışlar, bunu yaparken de kahraman(!) komandolarının yediği dayağı göstermiş, kendilerini haklı gösterebilmek adına acziyetlerini sergilemekten çekinmemişlerdir. Bunun için diyorum ki utanmazlığında bir sınırı olmalıdır.

Bu arada İsrail işin özünü, hukuk tanımazlığını, eşkıyalığını bu tür görüntülerle gizlemeye çalışmaktadır. Çünkü, uluslararası sularda seyreden gemilerin ele geçirilmesi ve içindeki insanların öldürülüp, yaralanması büyük suçtur. Sıkça tekrarladığımız gibi İsrail'in yaptığı eşkıyalıktır. Sanki eşkıyaların yaptığı suç değil uluslararası sularda saldırıya uğrayan insanların bir kaçının otomatik silahlara karşı birkaç sopa ile karşı durması suçmuş gibi takdim edilmesi gerçekten utanmazlığın sınır tanımazlığının bir göstergesidir. Ne yapması gerekirdi o insanların... İsrail komandoları gemiye indirme ve çıkarma yaparken bir kenara çekilip sessizce ve saygıyla karşılama pozisyonuna mı geçmeliydiler? Çünkü dünya medyasına dağıtılan ve sadece kendilerine karşı sopalı direnişi içeren görüntülerle savunmaya geçmeleri böyle bir beklenti içinde olduklarını gösteriyor. Nasıl olsa yardım gemilerinde silah bulunmuyordu. Bu husus gümrüklerdeki kontrollerde tespit ve ilan edilmişti. Bu gerçeği bile bile gemiye ellerini sallayarak çıkmayı beklerken birkaç arkadaşlarının direnişle karşılaşmasını kendilerini haklı göstermek için kullanan insanlara insani değerler ve hukuk çerçevesinde görüşmek, müzakere etmek haklı ve haksızı belirlemek mümkün olmayacaktır. Yani İsrail ciddi bir sopa yemeden yaptıklarının yanlışlığının farkına varmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi