Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Aydın olmak zor zanaat

Aydın olmak zor zanaat

Gerçekten de zordur Türkiye’de aydın olmak..
Medya diye tanıdığımız, aydın üretim fabrikalarından icazet almak her babayiğidin kârı değildir..
Sapına, dibine, kulpuna kadar acayip şekilde solcu olmanız birinci şarttır..
Yetmez!..
Mezhepçi bir kimliğe de sahip olacaksınız ki aydın etiketini hak edesiniz..
Bunlar tamam olduğunda takip edeceğiniz prosedür var bir de..
Kime vurmak istiyorsanız bir yabancı, yani Türk olmayan, Müslüman olmayan herifin ismine “ilim adamı” etiketi takarak şakır şakır ateş ettireceksiniz..
Aydın olduğunuza inandırmak için üç/beş İngilizce, Fransızca kelime bileceksiniz ki sizi adam zannedecekler..
En enteresanı ise, Türk insanını ikna etmenin önemli şartlarından birisi adı duyulmadık yabancının kitabını koz olarak kullanacaksınız..
Yani, Türk’ü vurmak için gavuru model seçeceksiniz..
Yapan çoktur elhak..
AKP’ye mi çakacaklar?
Çaktırırlar temin ettikleri yandaşlara, yoldaşlara, candaşlara..
AKP’nin ismine, cismine değil, fikrine, hayallerinde geliştirdikleri inancına ifrit oluyorlar zaten..
Mister Fanfino’nun kitabında diyormuş ki:
- Türkiye’de yaşamak çekilmez oldu.. Baksanıza cami sayısı her gün misli misline artıyor.
Prof. Misa, aslında Kemalizm hakkında Amerika halkını bilgilendirmek istiyormuş.. (İsim değiştirilmiştir).
AKP “laiklik karşıtı” imiş.. Bak bak ya..
Daha ne diyormuş?
- Son sekiz yıl içinde evrimsel bir değişim ve baskı altındaki medyasıyla Türkiye’nin laik, milliyetçi ve batılı kavramları temel alan bir ülkeden, radikal, dogmatik, İslamcı ve yarı otoriter ülkeye dönüştüğüne tanık olduk..
Bak şuna.. Yabanın dini ayrı, dili ayrı, soyu ayrı hergelesi görüyor da biz göremiyoruz (!).. Ayıp yahu..
Prof. Misa cami çokluğundan, kilise azlığından yakınıyormuş.. Hem de müsebbip olarak dindar bir iktidar varmış başımızda..
Biz uyumuşuz meğerse..
Medyanın üçte ikisi dindarların eline geçmiş.. Öyle söylüyor Prof. Misa veya söyletiyor bizim aklıevvel yazarımız..
Nelere parmak basmamış ki?
Ergenekon terör örgütünün masumiyetine, başörtülülerin zalimliğine, ekonominin tepetaklak gittiğine, İmam-Hatip mezunları artık üniversitelere girebiliyormuş..
Daha sert yasak gelmeli hesabında kışla kargası..
Neymiş?
“Avrupa Birliği, Türk ordusunun laik ve Kemalist reform bekçiliğini bırakmasından yana” imiş..
Vah ki vah..
Ulan bu gavur oğlu gavur neler de biliyormuş?
Alkollü içki satışı engellenmiş, ki bunu bile dert edinmiş Misa..
Giderek artan İslamlaşma tehlikesine dikkat çekiyormuş Prof. Misa..
Herif bizi bizden çok düşünüyor herhalde..
Devlet kadrolarına dini okul kökenlilerin alınması, başörtülülerin alınmasını da görmüş.. Amma biz görmedik.. Mezhepçi kadro sıkıntı mı çekiyor acaba?
Memurların sakal bırakmaları istenmiş, Ramazan ayında içkili restoranlar kapatılıyormuş. Hükümet İsrail ile düşman, İran ve Suriye ile dost olmuş, yargıçların emeklilik yaşı düşürülmekte ve dindarlara yer açılmakta imiş, Kemalist altyapı saldırıya uğramış, hatta radikal islami gelişmenin Türkiye’yi çıkmaza sokacağından endişe duymakta imiş..
Yazık be...
Dağın gavuru görüyor da bizim haberimiz yok.. Kışla kargası kendi aklından geçenleri bir yabancıya söyletiyor.. Yani Türk milletini Türk olmayan birinin kaleminden eleştiriyor..
Minarelerden ezanlar eksilmedikçe şikayetlerin artacağı kesin..
Tuuu sizin utanmaz suratınıza.. Türkiye’yi Türk olan bizler değil, Türk düşmanları mı daha iyi düşünüyor?
=====================
Ne söylerse mazur gör, dangalaktır emmisi
Hem yobazdır hem cahil hem salaktır emmisi
Dik durur, dik duranın başına yuva yapar
Ökse otu misali asalaktır emmisi..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi