Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

"Vur fakat dinle" söylemi

"Vur fakat dinle" söylemi

Şu an bütün partilerin, halk oylaması sürecinde nasıl bir söylem oluşturacaklarını kararlaştırmaya çalıştıkları muhakkak.
Belli ki, muhalefet Anayasa'yı tartışmak yerine, "AK Parti'ye yönelik tepki"yi harekete geçirmeye ve yönlendirmeye çalışacak.
Mesela, "hayır" kampanyası başlatan MHP'nin saydığı 19 gerekçe içinde neredeyse Anayasa değişikliğine yönelik bir tek itiraz yok. "Alçaklık" suçlamasına kadar uzanan öfke tufanı, tamamen AK Parti'nin 8 yılını hedefliyor.
CHP de bunu yapacak, BDP de.
Ben bunu "akıl dışı retçi ittifak" diye tanımladım ama siyasette akıl dışılığın en azından bir ölçüde prim yapmadığını iddia etmek de kolay değil.
Muhalefet, evet halk oylamasını bir tür güvenoyuna dönüştürmeyi amaçlıyor.
Yine evet bu yaklaşım, muhalefet için de bıçak sırtı bir durum getiriyor. Çünkü bu oyunda altta kalmak da söz konusu, böyle bir durumda yüzde 49 oyla Anayasa değişikliği reddedilse bile, AK Parti bir cepheleşme karşısında dahi, yüzde 49 oy almış gibi görünecek. Evet oyunun yüzde 60'ları bulması ise tüm muhalefet için bir hezimet olarak algılanacak. (O korku da CHP yandaşlarını ürkütmeye başlamış durumda.)
Bununla birlikte AK Parti açısından öncelik herhalde, meselenin "güven oylaması"na dönüşmesi değil. AK Parti, öncelikle bu Anayasa paketinin geçmesini, siyasi hesaplaşmanın ise ardından gelecek olan seçimde yaşanmasını istiyor olmalı.
Burada şu soruyu sormak gerekiyor:
Acaba muhalefetin konuyu "güven oylaması"na döndürme hesabı etkili olur mu?
Buna bağlı bir soru ise şöyledir:
AK Parti karşıtlığı toplumda bir karşılık bulur mu?
Bence bu iki sorunun cevabı da "bir ölçüde" rezervi konarak "evet"tir.
Evet, muhalefetin bu hesabı, bütün bütün boş değildir.
AK Parti'nin toplumdaki karşılığı, 2002'lerdeki olumluluğu taşımıyor.
Bir tepki birikimi vardır.
Yüzen-gezen oy artmıştır. Çok net olmayan kafalar artmıştır.
Oldukça geniş bir kesim, muhalefetin ülke yönetimi için çok bir şey getireceğini düşünmüyor olsa bile, AK Parti'ye karşı da heyecan duymamaya, hatta biraz kirlenme kaygıları taşımaya başlamıştır.
AK Parti, halk oylaması için olsun, ardından gelecek seçimler için olsun, bu duyguları her halükarda değiştirmek zorundadır.
Bir temiz kaldığını, iki hizmet ettiğini, üç hizmet tutkusunun devam ettiğini yani yorulma olmadığını, iktidar sarhoşu olmadığını, dört hukuksuzluğa prim vermediğini, beş bütün Türkiye'yi kucakladığını, altı dış ilişkilerde dengeli gittiğini, maceraya yönelmediğini, Türkiye'yi güvenli sularda yüzdürdüğünü vb. göstermek durumundadır.
Bunun yanında bence "vur fakat dinle" diye özetlenebilecek bir iletişim dili oluşturulabilir diye düşünüyorum.
Ne demek bu?
Bu, muhalefetin "AK Parti karşıtlığı"na odaklanacak politikasının etkisini önemsemek demek öncelikle...
Toplumda bu yönde bir kızgınlık oluşmuşsa, bunun hesabını sorma hakkı bulunduğunu teslim etmek demek.
"Vur" bu anlama geliyor.
Ama ardından "dinle" çağrısında bulunarak, bütün kararlarını kızgınlıkla, öfke ile, hislerle, yarınları hesaplamaksızın verme noktasına geliniyor.
Burada, histen kopup akıl planına gelince, şu söyleme odaklaşma söz konusu:
-Bana icraatımın hesabını soracaksan, seçimde sor. Seçimde beni de, muhalefet partilerini de tart, gönlünün istediğine oyunu ver.
-Bu bir seçim değildir, bu Anayasa paketi için halk oylamasıdır. Senin oylarınla oluşmuş olan Meclis bir Anayasa değişikliği yaptı. Bu değişikliğin iptali için CHP Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. AYM, değişiklik paketi üzerinde kısmi bir operasyon gerçekleştirdi. Ve şimdi Anayasa ile problemi kalmamış bir değişiklik paketi söz konusu. Bu paket, bütünüyle senin hayatına iyilikler getirmek için hazırlanmış ve doğrudan senin oylamana sunulmuştur. Bu oylama hakkı bile çok önemli. Paketi tek tek incele. Eğer ülkenin faydasına görmüyorsan reddet. "Yetmez ama bu bile önemli" diyorsan, bu değişikliğin heba edilmesine razı olma. Sırf bana kızgınlığın sebebiyle Anayasa değişikliğini reddetme. O zaman kendi çıkarlarına aykırı hareket etmiş olursun.
-Muhalefet partileri seni, akıl planından öfke planına çekerek, konuyu Anayasa değişikliği zemininden uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu, muhalefet partilerinin hitap ettiği toplum kesimleri için bile bir haksızlıktır. Tabanın "AK Parti karşıtlığı"nı, Anayasa değişikliğini iptal ettirmek için istismar etmektir.
Son bir not:
Sadece "darbe anayasasını değiştirme" söylemi, siyasi bilinç sahibi çevreler için etkili olsa bile, geniş toplum kesimlerinde yankı bulmayabilir. Onun için, değişiklik paketinin, toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren boyutlarının da açıklanması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi