Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Sivas olayları “Aleviciliği” körüklemek içindi

Sivas olayları “Aleviciliği” körüklemek içindi

Çorum olayları ile gözü kana doymayan emperyalistler içimizdeki beyinsizleri kullanmak suretiyle Sivas cenahından yeni bir cephe açmayı denediler...
Alevicilik deyince Sivas, Kürtçülük deyince Diyarbakır...
Bu iki kıymetli şehrimiz o yüzden talihsiz.
Aziz Nesin, kapıştırmada en yüksek ses getirecek bir piyon olabilirdi...
Zira özellikleri vardı.
Nesin, üzerine kelle konulan Şeytan Ayetleri adlı kitabı tercüme ettirip etrafa yaymasından zaten Müslüman halk ile barışık değildi.
Bir şeytan ayeti de onun başında dolanıyordu...
İstiyordu ki, inkarcılık yolunda öldürülünce Ateizmin kahramanı olayım.
Nesin, şeytana cevap verileceğini çok iyi bildiğinden ortam arıyordu...
1993 yılında ortamı bulduysa da, dumandan boğularak ölmek istemediğini zamanın Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’ye odasından imdat çığlıkları ile duyurduysa da, tınan olmadı.
Devlet isteseydi Madımak’a gökten anında paraşütlerle inerdi, ama inmedi...
Olacaklar oldu...
İyi ki iktidarda Erbakan yoktu, olsaydı ortalık irticadan yanardı.
Akabinde Başbağlar Katliamı...
33 sizden 33 bizden!
Tam da bir kaosun ateşleme fişeği...
Kapıştırma mihengi...
Ne var ki şu ana kadar hem Sivas’ın gerçek katilleri hem de Başbağlar’ınkiler yakalanıp adalete teslim edilemedi. Ümit ediyoruz ki Ergenekon’un karanlık odaklarına inilirse bu ihanetin bağı çözülür. Kimin elinin kimin cebinde olduğunu anlarız...
Başbağlar Katliamı üzerinde çok şeyler söylendi.
Olayın akabinde yakalanalar kısa bir süre sonra serbest bırakılınca söylentiler ayyuka çıktı.
Güya zamanın Adalet Bakanı Seyfi Oktay yakalananların serbest bırakılması için Erzincan DGM Başkanı’na telefon etmiş...
O da bırakmış...
Mahkeme Başkanı kadim dostum M. Selim Kaya ile konuyu enine boyuna görüştüm.
Soruşturmanın mahiyetini sordum.
M. Selim Kaya “Bana kimseler telefon etmedi, etmeye de cesaret edemezdi. Kaldı ki o olayda tutuklanma yönünde oy kullandım” dedi.
Tanıdığım M. Selim Kaya, aynen öyledir, telefona mevkiye pabuç bırakacak cinsinden değildir. Adildir... Hele de Kürt inadı tuttu mu bildiğinden şaşmaz...
Kaya olayı şöyle özetledi:
“Olay olunca Erzincan Valisi merhum Recep Yazıcıoğlu sanıkların yakalandığı şeklinde açıklama yaptı. Oysa yakalanan yoktu. İlk evvela olaya Kemah Savcısı el koydu... Güvenlik nedeniyle köye geç gidildiği aklımda kaldı...
Mehmet Genç Erzincan DGM Savcısıydı.
Olaydan çok sonra birkaç kişiyi yakalayıp getirdiler. Sonradan anladık ki bunlar bağdan bahçeden toplanan kişilerdi. Bu kişilerden sadece bir tanesi jandarma sorgusunda ‘PKK beni tehdit etti’ diye söylemişse de bilahare inkar etti.
Suçlu olduklarına dair evrakta delil yoktu.
DGM Yedek Hakimi izinli olduğundan olaya Sulh Ceza Hakimi baktı. Hakim yeniydi, kuradan gelmişti. Sanıkları bırakınca tecrübesiz olduğunu düşündük. Ortalık da karışmıştı.
Özellikle Vali bu kişilerin tutuklanmasını istiyordu. Başsavcılık karara önce itiraz etmek istemedi. Sonra ne olduysa itiraz etti.
O zaman itiraza heyet olarak biz baktık. İtiraz benim karşı oyumla çoğunlukla ret edildi.
Serbest bırakıma olayı basında hayli çalkalandı. Adalet müfettişleri yaptıkları soruşturma sonucunda ‘verilen karada isabetsizlik yoktur’ şeklinde rapor tutup gittiler.
Sonra da güvenlik nedeniyle dava İzmir’e nakledildi...”
Diyeceksiniz ki bu nasıl güvenlik?
Neden Ankara DGM değil de ta İzmir?
Sivas olayları nedeniyle oradan buradan yakaladıkları masum kişilerin yargılamasını Ankara’ya naklettiler de Başbağlar’ı neden İzmir’e?
Onu da Hakim Selim’e sordum.
“Nakil olayında ben yoktum, tayinim çıkmıştı” dedi...
Demek ki zamanı devri devlet Başbağlar katliamının da üzerinde yeterince durmadı...
Durmuyor mu, duramıyor mu?!.
Derin devlet mi dersiniz, Ergenekon mu dersiniz, yazıyorlar oynuyorlar.
Şimdi de Kürt-Türk çatışmasına zemin aranırken arenada referandum oylaması var.
Köylüye insan pisliği yedirenin yetkilerini referandum yolu ile alacağız diyorsun, Kürt partisi olduğunu iddia edenler buna karşı çıkıyor. Alma dursun...
Öylesi heyecanlı oluyor!
Kimsin, nesin, ne yapmak istiyorsun?..
Haktan yana mısın, domuzdan yana mısın?...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi