Serdar Arseven

Serdar Arseven

Savun “ma!..”

Savun “ma!..”

Evet…
İlginç bir karar;
özellikle, yalnızca vatana ihanetten sorumlu tutulabilecek olan Cumhurbaşkanı’na ilişkin bölümünün de “kabul edilmesi”,
AK Parti’nin “savunma”larını anlamsız kılıyor!..
Karar verilmiş!..
Bu noktadan sonra,
“Savunmacı” tavır “zillete” yorulur!..
Ne yapacak ki AK Parti?..
Bunca yılın ardından, “Laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olmadığını” ispata mı çalışacak?..
Böyle yapacak olursa…
Savunma süreci,
AK Parti’nin büyüte büyüte başa çıkılmaz bir dev haline getirdiği Doğan medyası ve “Millet karşıtı” diğer gruplar tarafından istismar edilecektir…
Hatta…
İstihza konusu haline getirilecektir!..
Efendim;
Savunma bir dönemin işiydi…
Türkiye, “Mustafa Kamalak” savunmalarını çoktan aştı…
“Savunan Adam”, ancak yüzde 21’lik bir sandık desteğine sahip olan Sayın Erbakan’ın içinde bulunduğu şartlara uygun bir unvandı…
Yüzde 47’nin “Savunması” olmaz!..
Bundan sonra atacağı “savunma” haricindeki bütün hukuki adımlar, AK Parti için haktır…
Ne gibi adımlar?..
çeşitli tavsiyeler var…
Mesela;
Prof. Dr. Yavuz Atar’ın “AK Parti kendini feshetsin” teklifini tuttum…
Bu “savunma”yı dışlayan bir tavır olur…
Anayasa Mahkemesi, fesh edilmiş partiyi yargılasın dursun!..
Kapatsın isterse!..
Bir partinin “posasını” kapatmış olur!..
Ya da…
Recep Tayyip Erdoğan’ın fırlatıp attığı ceketini yırtmış!..
Partiler bir “araç”tır nasılsa…
“Tabelalar da” öyle!..
Gerektiğinde yerinden sökülür, kaldırılır ve atılır!..
E, öbür tarafta da sorun yok değil mi…
Siyasi yasaklılar da bağımsız olarak gelir Meclis’e…
Sayın Erdoğan’ın bağımsız vekil unvanıyla Başbakanlığa devamının önünde hiçbir engel yok…
Hamit Geylani,
Partisi kapatılmış bir bağımsız vekil olarak Meclis’te…
Hatırlayınız;
Yalım Erez de bağımsızdı ve Demirel tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilmişti!...
Demek oluyor ki; ortada sıkıntı yok…
Sıkıntı,
“Savunmayla” ortaya çıkar…
“Ben öyle demek istememiştim…”
“Ben laikliğe böyle bağlıyım, şöyle bağlıyım…”
Filan…
Böyle…
“İman tekrarı” yaptıracaklar AK Partililere!..
Hani…
Bir faydası olsa; “zillet-millet… Partiyi kurtaralım da” diyebilirsiniz…
özellikle, Sayın Cumhurbaşkanı’na ilişkin tavır da onu gösteriyor ki; “savunmanın” zararı var, faydası yok!..
Ben; bu saatten sonra bir Anayasa değişikliğinin de fayda vereceğini düşünmüyorum…
Yaptığınız hukuki de olsa,
Anayasa gereği de olsa kim takar!..
Hayır…
“Savunma”nın mânâsı yok…
Zira;
Ortada savunmayı gerektirecek bir “suç” yok!..
AKLA ZİYAN TEKLİFLER!..
Bu arada, Cüneyt ülsever ve diğerleri akla ziyan bir teklifle çıkmış ortaya:
“AK Parti, başörtüsü serbestisinin liselere ve 18 yaş altına şamil olmayacağına dair bir düzenlemeye ‘evet’ desin; CHP de, parti kapatmayı zorlaştıracak bir düzenleme için AK Parti ile birlikte hareket etsin!..”
Şuna bak;
MHP’nin Ek 17’ye ilave kazığını, böyle bir teklifle yerleştirmek istiyor, AK Parti’ye…
Hayır;
AK Parti, ayağına kurşun sıkmak anlamına gelecek böylesine çirkin bir tavra imza atmaz!..
Bu son derece çirkin bir pazarlık olur;
Hak ve özgürlükler pazarlık konusu haline getirilemez!..
Türkiye, sıtma-ölüm ikilemine hapsedilemez!..
Pazarlığa gerek yok;
Bunu aşacağız...
AK Parti kapatılacak belki…
Varsın kapatılsın…
Şuna o kadar inanıyorum ki;
Kapatılırsa eğer…
Bu ülkenin son kapatılan partisi…
AK Parti olacak!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi