Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kızlı-erkekli!..

Kızlı-erkekli!..

Adam haklı mı, haksız mı?.. Kararı siz verin.
Şanlıurfa’da; şöyle böyle otuz kadar çeşitli eğilimlerden vatan evladı ile birlikteyken; içlerinden biri…
“Yaz kardeşim yaz” dedi:
“Kızlı erkekli sınıflar, bize hiç uymuyooor!..”
¥
“Haydi kızlar okula.”
“Bazı kızlar okula!..”
¥
Adam dedi ki; “Bize ‘Kız çocuğunu okutun’ diyorlar... Tamam, Okutalım. Önce başını açalım. Desinler ki, ‘Modaya uydu; kızını soydu!..’”
Biraz ters geldi söylem bana.
“Ne demek kızını soydu!.. Her okula giden soyunuyor mu güzel kardeşim!..”
Gülerek; dedi ki adam;
“Ben de senin gibi düşünüyorum. İlle de baş kapamakla namus olmaz. Ama gel de buralarda anlat bunu.
Bak; lafımı kesme de belle:
Kızın kafayı açtım, liseye gönderdim.
Bir sürü dedikodu olur bizim buralarda.
Diyelim ki; ona göğüs gerdim.
Ya okulda başka durumlar olursa!..”
- Ne gibi, ne gibi durumlar?..
“Kız önde oturuyor; aklı affet, organları yer değiştirmiş bir oğlan da tam arkasında.
Şakalaşıyorlar, oynaşıyorlar, genç tabii…
Kantinde, o kalabalıkta…
Kız, açma almaya çalışıyor; arkadan oğlan da sözüm ona aynı gaye için mücadele veriyor!..”
¥
“Hayır, belki sizin oralarda; (Batı-Orta Türkiye) belki insanlar görmüş geçirmiştir.
Buradaki oğlan; kızı görse görse okulda görecek!..”
¥
“Diyelim ki, kızın gönlü su gibidir.
Aktı gitti!..
Bir duydun ki, senin kız, filancanın on altı yaşındaki oğluna dalga!..”
“Töre baskısı. Mahalle baskısı. Ne dersen de; adı çıktı mı dokuza, katiyen inmez, inemez sekize!..”
“Şehmuz’un kızı yollu oldu!..”
“Oldu mu?..”
“Olmadı ama, buralar böyle!..
Oldu dendi mi oldu!..”
“Ben kardeşim, kızımı liseye filan göndermeeeem!.. İşin sonu töre cinayetine varır maazallah!.. İş alacağıma başıma; çıkan kısmetine veririm; hadi Allah işini gücünü rast getire!..”
¥
Mevzu işte bu!..
Biz yıllardır, aylardır “Karma eğitim sistemi bize göre değil!..” dedik durduk.
“Bu eğitim hayatımıza aşağı yukarı başörtüsü yasaklamaları kadar zarar veren bir uygulamadır.
Devlet, kızlar ve erkekler için ayrı okulları yetiremiyorsa, hiç olmazsa aynı binada ama kız ve erkek ayrı sınıflarda okusunlar...”
Bunları söyledik söyledik...
Sonunda gündeme geldi.
Sağolsun, bir İl Milli Eğitim İdarecisi, aşırı lâikçi medyayı karşısına alma, hakaretlere maruz kalma pahasına çıktı ve “Bazı bölgelerde kız ve erkek ayrı okullar gerekiyor” dedi.
Ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da göreve geldiği günden bu yana en olumlu tavrını ortaya koydu.
“Bu ayrı eğitim meselesi, bazı yörelerimiz için çok önemli, bunu düşünmeliyiz” yollu ifadelerle, meseleyi gündeme taşımamıza katkıda bulundu!..
¥
Şimdi; “Kafaya bak!..Bu çağda bu kafa!..Haremlik-Selamlık Okul!” gibi zırvalarla saldırsalar da, “bazı” bölgelerimizdeki okullaşma oranının artması ve bilhassa da kız çocuklarımızın lise, sonrasında üniversite eğitimi alabilmeleri için anne-babaları rahatlatmaktan başka bir çare yok!..
Biz bizeyiz; 16, 17, 18 yaşlarındaki “normal yurdum delikanlısı”nın zihninin yarısını dersler, futbol, şu bu doldurursa...
Öbür yarısı da tamamen neyle meşguldür?!..
Bu tabiatın gereği; biz de biraz abartılmış da olsa, bu böyle!..
Hal bu ise; ‘bazı yörelerimizdeki’ eğitim seviyesinin yükselmesi için, bilhassa da hanımların eğitim düzeyinin istenilen noktalara yaklaşması için, kız ve erkek ayrı eğitime gitmekten başka bir çare yoktuuur!..
¥
Ha bu arada; ilginin sadece oğlanlardan kızlara doğru olduğu da zannedilmeye.
Bu işi ABD-Atlanta Üniversitesi araştırmış; “kız erkek ayrı” okullara giden kızlar, gelecekte ne olmak istediklerine öncelik verirken; “karma okullara” gidenler, “Nasıl göründükleri, güzel olup olmadıkları” meselesini öne çıkarmışlar!..
Karma sınıflarda, “cinsel obje” niteliği öne çıkıyor yani, bir tarafın!..
ABD’lilerin araştırması; kızlarla erkekler arasındaki öğrenme modelini talep farklılıklarını da ortaya koymakta.
Erkekler, aktif, dinamik, heyecanlı ders anlatım modellerini tercih ederken, kızlar daha “cool”, “sakin” takılmaktan yanalar.
Erkekler burada olduğu gibi, orada da haşarıymışlar; onlara benzemeye çalışan kızlar, umumiyetle frenlerini boşaltıyorlarmış!..
Sadece ABD’nin değil, Danimarka, İsveç ve Norveç gibi “ultra gelişmiş” ülkelerin eğitimcilerinin hazırladıkları her yeni rapor, “karma eğitim modeli”nin bir öncekinde yer almayan sakıncalarına işaret ediyor!..
Bizdeki bazı avanaklar da, lâiklikle karma eğitim arasında münasebet kurmakta!..
Ne olacak;
Münasebet kura kura büyümüşler ya!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi