CHP neden hayal kırıklığı yaşadı?

CHP neden hayal kırıklığı yaşadı?

Anayasa paketinin yüzde 58'le geçmesi Türkiye toplumunun demokratikleşme ve normalleşme talebini gösteriyor.
Bu nedenle toplum bir kez daha değişim talebini dile getirenleri destekledi.
Bu talebini dile getirirken de önemli mesajlar verdi.
En önemli mesajı da siyasi partilere verdi. Daha önce de yazdım, eğer referandumda hayır oyları yüzde 45'in altında kalırsa CHP ve MHP içinde ciddi kırılmalar yaşanır.
Aynı şekilde bu sonuç yargıyı da derinden etkileyecek. Devlet eksenli yargı, daha evrensel standartları ölçü alacak ve doğal bir değişim yaşanacak.
Ve en önemlisi, toplum Türkiye'nin Kürt meselesi başta olmak üzere birçok temel sorununu çözmek için duraklayan "demokratik açılım" sürecine devam edilmesi gerektiğini göstermesiydi.
Bu konular üzerinde önümüzdeki günlerde ayrıntılı duracağız...
Şimdi referandum sonucunun öncelikle siyasete ve siyasi partilere yansımasına bakalım.
Referandum, siyasi partiler açısından şöyle bir gerçeği ortaya çıkardı:
"Evet" cephesinde sivilleşmeyi savunan siyasi partiler ve aktörler, "Hayır" cephesinde ise "devlet" eksenli siyaset yapan ve mevcut statükonun değişmesini istemeyenler vardı.
CHP ve MHP cephesinde yaşanan hayal kırıklığının asıl nedeni bu iki partinin de eskiyi temsil etmeleri ve devleti koruyan bir tavır almalarıydı.
CHP yeni genel başkanına rağmen bu algıyı değiştiremedi. Ortaya çıkan hayır oylarında CHP'nin katkısı belki büyüktü ama bu "Yeni CHP" dediğimiz yapının "umut" olduğu anlamına gelmedi.
Referandum sonuçları şunu gösteriyor, CHP sadece adam yenileyerek toplumda umut yaratamadı.
Çünkü CHP'nin siyaset üretiminde sorun vardı. CHP yönetimi ve yakın isimler şimdi şu teoriye sarıldılar: "Kılıçdaroğlu çok çalıştı ama örgütler çalışmadı."
Bu doğru değil... CHP toplumu özgürleştiren ve zenginleştiren yeni bir siyasi proje ortaya koymadığı gibi, "hayır"ı savunmakta da zorlandı.
Sisteme değil, daha çok sistemi bir biçimde değiştirmek isteyen AK Parti'ye yüklendi. Bu yüzden de daha önce yüksek oy aldığı bölgelerin dışında oy alamadı.
Alın Kürtlerin yaşadığı şehirleri... Kılıçdaroğlu genel af gibi belki de en son söylenmesi gereken bir öneriyi dile getirmesine ve az da olsa bölgeye gitmesine rağmen aldığı oya bakın... Hayır oylarının sayısı sandık başına 4-5'i geçmiyor. Örneğin Ağrı'da evet yüzde 96 iken hayırların sayısı yüzde 4 civarında.
Peki, neden?
AK Parti boykotun güçlü olduğu illerde bile yüzde 35'lere ulaşan bir oy alıyorsa CHP neden alamıyor?
Bu sorunun cevabı verilmediği sürece Kılıçdaroğlu ister 80 il ve ilçeye gitsin, isterse bütün medya mecralarında konuşsun, sonuç değişmez.
CHP ya değişip büyüyecek ya da küçülme sürecek.

Sivil toplum 12 Eylül darbecileri için harekete geçti
Referandum süreci 28 yıldır tartışılan bir maddeyi nihayet gündemden kaldırdı. Anayasa'nın geçici 15'inci maddesi. Yıllarca 12 Eylül darbesinin zulmünü yaşayanlar, acısına katlananlar merak edip durdu: "Acaba 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğün sorumluları hakkında dava açılabilecek mi?"
Yıllar önce bu konuyu gündemine alıp bir iddianame hazırlayan Savcı Sacit Kayasu'nun başına neler geldiğini biliyoruz. Bu referandumla değişen HSYK tarafından sorgusuz sualsiz meslekten atılmıştı. Avukatlık yapmasına bile izin verilmemişti.
Şimdi o madde kalktı.
O maddenin kalkmasından ziyade kimin kaldırdığına bakıp umutsuz yaklaşanlara duyurulur. Dünden itibaren Yetmez ama Evet gibi sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler harekete geçti. Ankara ve İstanbul'daki savcılıklara çok sayıda başvuru var.
"Netekim" Türkiye geç de olsa 12 Eylül darbecileriyle yargı önünde hesaplaşma adımı atıyor.
Referandum geride kaldı ama bu anı görmek bile önemli değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi