Rauf Tamer

Rauf Tamer

Bunlar da var

Bunlar da var

Farklı bir döneme giriyoruz.


Kendimizle hesaplaşırken bâri aydın’la da aramızı düzeltsek diyorum, aydın’la milleti barıştırsak, aydın’la devleti artık buluştursak diyorum.

Yoo, aydın ihaneti var demek istemiyorum. O lâfı hiç sevmem.

Ama çok iyi bilirim ki ülkesiyle ödeşmek yerine, ülkesiyle sürekli didişmek yolunu seçmiş tuhaf bir aydın tipi, gerçek aydınlarımıza musallat olmuş ve yamanmıştır.

Elini taşın altına hiç sokmayan... Çalışmayan... Üretmeyen...

Sadece eleştiren bir sınıf bu.

En büyük zevki de ülkeyi jurnallemek.

***

Bizde aydın’dan ziyade aydın sınıfına girme heveslileri ön plana çıkıyor.

İşsiz güçsüz aydın olur mu?

İki tık tık, bir şık şık... Birkaç sergi, birkaç konser... Al sana entelektüel... Gidin bakın klasik konserlere... Müzik hastaları değil, sırf orada gözükme meraklıları dolduruyor salonu...

Kulak yok.

Müziğe aşinalık hiç yok.

E niye geliyorsun konsere?

- İşte çağdaş Türkiye.

Bunlar, 28 Şubat mollaları...

Gericinin şahı bunlar.

Batılı değil, Batıcı.

***

Hele içlerinde bir tanesi var ki, o an onu orada bıraktım... Avrupa’da.

Ne diyordu?

- Referandumda hayır deme özgürlüğü yoktu.

Kime diyordu?

Kendisi gibi yarı aydın/yarı cahillere.

Şimdi yuh modası var ya, ben de ona bir yuh çektim... Bunu söylemek için ta buralara gelinir mi? Yürü, konsere gidiyoruz dedim. Müslüm Gürses burdaymış dedi. Hayır dedim. Senfoni Konseri’ne gidiyoruz, yürü.

İyi oldu.

Şeytan azapta gerek.




Farklı bir döneme giriyoruz.


Kendimizle hesaplaşırken bâri aydın’la da aramızı düzeltsek diyorum, aydın’la milleti barıştırsak, aydın’la devleti artık buluştursak diyorum.

Yoo, aydın ihaneti var demek istemiyorum. O lâfı hiç sevmem.

Ama çok iyi bilirim ki ülkesiyle ödeşmek yerine, ülkesiyle sürekli didişmek yolunu seçmiş tuhaf bir aydın tipi, gerçek aydınlarımıza musallat olmuş ve yamanmıştır.

Elini taşın altına hiç sokmayan... Çalışmayan... Üretmeyen...

Sadece eleştiren bir sınıf bu.

En büyük zevki de ülkeyi jurnallemek.

***

Bizde aydın’dan ziyade aydın sınıfına girme heveslileri ön plana çıkıyor.

İşsiz güçsüz aydın olur mu?

İki tık tık, bir şık şık... Birkaç sergi, birkaç konser... Al sana entelektüel... Gidin bakın klasik konserlere... Müzik hastaları değil, sırf orada gözükme meraklıları dolduruyor salonu...

Kulak yok.

Müziğe aşinalık hiç yok.

E niye geliyorsun konsere?

- İşte çağdaş Türkiye.

Bunlar, 28 Şubat mollaları...

Gericinin şahı bunlar.

Batılı değil, Batıcı.

***

Hele içlerinde bir tanesi var ki, o an onu orada bıraktım... Avrupa’da.

Ne diyordu?

- Referandumda hayır deme özgürlüğü yoktu.

Kime diyordu?

Kendisi gibi yarı aydın/yarı cahillere.

Şimdi yuh modası var ya, ben de ona bir yuh çektim... Bunu söylemek için ta buralara gelinir mi? Yürü, konsere gidiyoruz dedim. Müslüm Gürses burdaymış dedi. Hayır dedim. Senfoni Konseri’ne gidiyoruz, yürü.

İyi oldu.

Şeytan azapta gerek.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rauf Tamer Arşivi