AK Parti neyi savunacak?

AK Parti neyi savunacak?

Ankara’daki tabirle ‘hukuki süreç’ işliyor. AK Parti, kapatma davasıyla ilgili savunmasını hazırlamaya başladı.

İddianame ortaya çıkıp kabul edildikten sonra bu konuda farklı tezler tartışılıyor.

‘Böyle bir iddianameye savunma vermeye bile gerek yok’ diyenlere, onları anlamakla birlikte katılmıyorum.

Ama savunmayı sadece hukukla sınırlamak isteyenleri asla anlayamıyorum.

Acaba verilecek olan savunma, neyin üzerine bina edilecek? İşte bunu hem çok merak ediyorum, hem de çok önemsiyorum.

Hukuktan çok, yakın tarihimizin bütün çatışmalarını bir şekilde içinde barındıran, bu konuda açıkça taraf olan bir iddianameye, gerçekten hukuk merkezli bir savunmayla karşılık vermek doğru bir tercih mi? Doğrusu bunu iyi düşünmek gerekiyor.

Ne yapılabilir?

Elbette bir üçüncü yol var.

Tarihe damgasını vurmuş önemli davalar ve savunmaları hatırlayalım. Eğer karşı tarafın sizi sıkıştırmaya çalıştığı çerçevede savunma yapacaksanız, işin sonu şimdiden bellidir.

Lakin, tarih boyunca anılmaya değecek, sadece siyaset ve hukuktan ibaret olmayan, içinde hayatın bizzat kendisi olan, sözün gücünü yansıtan bir savunmayla kazanma şansınız olabilir.

O sözün gücü bizzat Tayyip Erdoğan’dadır. çünkü yakın tarihimizde onun kadar temsil derinliği olan en fazla bir-iki isimden söz edilebilir.

Bu savunma, Erdoğan’ı ve temsil ettiği değerleri içinde barındırmalı.

Bu savunmada millet olmalı. Tarih olmalı, estetik olmalı.

Hayal gücü ve edebi zenginlik taşımalı.

AK Parti, bu meseleyi kendisini savunmaktan ibaret görmemeli.

çocuklarımız okuduğunda ‘İşte benim böyle bir tarihim var’ demenin onurunu yaşamalı.

‘Benim oyum seninkiyle nasıl denk olabilir’ diye aşağılanan dağdaki çobandan, İstanbul’daki entellektüele kadar herkes kendisini o savunmada hissetmeli.

Bu savunma, davayı açanlar da dahil hepimize adaleti hatırlatmalı. Asla adalet dilenmemeli.

Bunu bir meydan okuma ya da çatışma arzusu gibi göreceklere peşinen cevap vereyim.

Tarih önünde onurlu bir duruş sergilemek, savunmasında bizzat milleti temsil etmek, sizin asla anlayamayacağınız bir tavırdır. Onun için sizi şu günlerde piyasaya sürdüğünüz manken kızın ‘anlama’ düzeyine emanet ediyorum.

Bu savunma tarihtir, millettir.

İncinen adalet duygularıdır, hor görülen milyonlardır.

Bu savunma Türkiye’dir.

AK Parti savunmaya ancak bu gözle bakabilirse, sonuç ne olursa olsun kazanmayı başaracaktır.

Emin olun, hiç kimse bir daha bu milleti sanık sandalyesine oturtmaya cüret edemeyecektir.


Demirel ve İlhan Selçuk


Süleyman Demirel, İlhan Selçuk’u ziyaret etmiş. Kuşku yok ki bir hasta ziyaretinin çok ötesinde anlamlar taşıyor.

Cumartesi akşam TV8’de konuğum değerli siyasetçi Aydın Menderes’ti. Yakın tarihin koridorlarından bugüne olup biteni değerlendirdik. Bir mesajını burada aktarmak istiyorum.

‘Türkiye’yi bir daha 1950 öncesine götürmeye kimsenin gücü yetmez. Hadi gücünüz yetiyorsa camileri yeniden tütün deposu yapın. Ezanı da Türkçe okutun.’

Aydın Bey’in Demirel’i ne kadar yakından tanıdığını tarife gerek yok.

Kendisine Demirel’in son yıllardaki duruşunu ve görüşlerini sorduk.

‘Elbette kendisine saygı duyuyorum. Ancak son zamanlarda ortaya çıkan görüşlerine katılmam mümkün değil. Belki şöyle demek daha doğru olabilir. Sayın Demirel’in şu anda bir partisi yok. Şu halde bugün söylediklerinin gerçek görüşleri olduğunu söyleyebiliriz. Belki geçmişte siyaset ve onun dengeleri buna izin vermiyordu.’

Fazla söze gerek yok galiba. Bugünkü Demirel, aslında dünkü Demirel.

Dün sadece bugün söylediklerini söyleyebilecek bir yerde durmuyordu.

Bugün gerçek yüzünü

gösteriyor.


AK Parti’den notlar


Her kapatma davası o siyasi parti içinde bazı tartışmalar başlatır. Son derece normaldir. Doğru yönetilirse de sağlıklı sonuçlar üretilir.

Ancak şu günlerde AK Parti’ye yönelik psikolojik harekatın temelinde bu tartışmaları rayından çıkarma hedefi var.

Senaryolar uçuşuyor. Akıl almaz iddialar ortalıkta gezdiriliyor.

AK Parti’yi bölmekten tutun, yeni genel başkanlar bulmaya, hatta hükümet kurup yıkmaya kadar bir yığın fısıltı.

Tahmin ediyorum bugün toplanacak olan kritik MKYK’da bu havanın dağıtılması da hedefleniyor.

Başbakan Erdoğan’ın Trabzon, Erzurum ve Malatya’da verdiği mesajlar, yakın tarihe göndermeler ve ‘herkes işini yapıyor’ vurgusu önemliydi.

Bunlar AK Parti’nin krizi nasıl yöneteceği konusunda önemli ipuçları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi