Taha Akyol

Taha Akyol

Türban sorunu

Türban sorunu

DEMOKRATİK toplumda bir sorun devam etsin ama ayağına basılanlar sussun, kimse gündeme getirmesin; bu olmaz işte.
Bakın, otuz yıllık türban sorunu nihayet CHP’nin de gündemine girdi, CHP’nin surlarında da bir gedik açıldı!
Kılıçdaroğlu’nun iyi niyetine inanıyorum ama CHP’deki ‘antik aydınlanma uleması’ onu rahat bırakmıyor.
Kılıçdaroğlu ekibinden zannettiğimiz CHP’li Hakkı Suha Okay bile yine “türban siyasi simgedir” diyor! CHP böyle otuz yıllık ezberleri tekrarlayarak mı geniş kitlelere ulaşıp onların oylarını alacak?!
Bu işin siyasi tarafı...

Sosyolog gözüyle
Türban eski köylü Türkiye’de niye yoktu? Niye otuz yıldır bunca baskıya rağmen yok edilemiyor?
Bu meselenin otuz yıldır var olmasının sebebi, sosyolojik bir zemine dayanmasıdır; o zeminin adı modernleşmedir!
CHP’deki ‘aydınlanma uleması’nın biraz zihin egzersizi yapması için sosyolog Sayın Sencer Ayata’nın sözlerini buraya alıyorum:
“Bazı sosyologların, Taha Akyol gibi yazarların, türbanın bir şehirleşme, modernleşme olduğu tezi var. Türban geleneksel toplum ilişkilerinden kopuştur, buraya kadar katılıyorum. Ama AKP ile yükselen türban burjuvazisi, kendi kültürünü oluşturmadı. Örnek aldığı laik burjuvazinin kültürüdür... Laik kültür modeli hedef alındıkça dini konularda, türban konusunda da ılımlılaşma eğilimi ortaya çıkıyor.” (Murat Yetkin, Radikal, 29 Eylül 2007)
Öyle ise, türbanlı kızların suçu “laik burjuva kültürünü örnek almaları” mıdır?! Nineleri gibi köylü, mahalleli, kasabalı mı kalsalardı?!
Yahut Türk toplumunun modernleşme, yani eğitim, kentleşme, piyasa, dışa açılma düzeyi İran ve Pakistan seviyesinde mi kalsaydı?!
Cemevlerini ortaya çıkaran da aynı modernleşme dinamikleridir.
Modern toplum ister istemez çoğulcudur. Başını açan da örten de, punkçı da olur... Dindar da, ateist de, eşcinsel de olur... Herkes kendi hayatını yaşar. Modern hukuka göre de kimse kimseye karışamaz.
CHP her şeyden önce “modernleşme”yi incelemelidir.

YÖK kararı
Gelelim YÖK’ün İstanbul Üniversitesi’ne yazdığı yazıya; kızları sınıftan atmayın, tutanak tutun, dekana bildirin diyor...
Anayasa Mahkemesi’nin türban yasağı kararı vardır ve herkesi bağlar, YÖK’ü de bağlar.
Peki uymayan hakkında nasıl bir yaptırım uygulanır, yaptırım için yetkili merci neresidir? Kararda bunların cevabı yok!
Hukuk devletinde kimse kendini yetkili kamu mercilerinin yerine koyup genel bir mahkeme kararının ‘infaz’ını yapamaz.
Kaldı ki, türbanla derse girmenin yaptırımı nedir? Uyarı mı, bir hafta okuldan uzaklaştırma mı, yoksa okuldan atıp hayatını yakmak mı?
Bugüne kadar tesettürlü kızları okula sokmamak veya sınıftan atmak “fili durum”du. YÖK’ün yazısı bunu ‘genel disiplin hükümleri’ içine çekiyor: Kızı dışarı atmayacaksın, tutanak tutup disiplin işlemi yapılması için dekana bildireceksin...
Sonraki süreç, disiplin yönetmeliğine ve disiplin kurullarına bağlı.
Sayın Kılıçdaroğlu, artık bu köhnemiş türban yasağını hukuken de kaldırmanın zamanı gelmedi mi?! Bu konuda duyarlı olan milyonlar size müteşekkir olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi