Taha Akyol

Taha Akyol

İlköğretimde türban

İlköğretimde türban

İKİ teşebbüs oldu, yaygın bir talep söz konusu değil. O iki teşebbüs “provokasyon” mu değil mi, bilmiyorum ama Milli Eğitim Bakanlığı olayı alevlendirmeden kararlı bir tavırla, benzer girişimlerin şimdiden önünü kesmelidir.
Din âlimi Hayreddin Karaman da “tek başına çıkışlar zarar veriyor” diye yazdı. Bu yazıyı dindar çevreler dikkatle okumalı, ilköğretimde benzer teşebbüslerden sakınmalıdır.
İlköğretimde türban niye olmaz?
Üniversitede niye serbest olmalıysa aynı sebepten ilköğretimde serbest olamaz.
Üniversiteye giden genç kız, ‘rüşd’ünü kazanmıştır. Hukuki deyimle “medeni haklara” ve “medeni hakları kullanma ehliyeti”ne sahiptir. Oy kullanır, “vatandaş” olmanın bütün yükümlülüklerine tabidir, bütün haklarına da eksiksiz sahip olmalıdır.
Toplumsal bakımdan ilişkilerini ayarlayabilecek, sosyal çevre tercihinde bulunabilecek durumdadır.
İlköğretimde bunların hiçbirisi söz konusu olmayacağı için türban olmaz. Bu yaştaki çocuklar oyunla, eğlenceyle, yaşlarına uygun sporla sosyalleşirler. Bu yaşta sosyalleşme, sınıfta edinilecek ‘bilgi’den daha önemlidir.
Hukuk teorisi açısından da pedagoji açısından da aksini savunan bir uzmanın olabileceğini sanmıyorum.

Kız liseleriLiseye gelince, doğuda kız liselerinin açılması merhum Türkan Saylan’ın da savunduğu bir fikirdir. İstanbul’daki Kandilli Anadolu Kız Lisesi, hâlâ kız lisesidir, okul geleneği olarak...
Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesi şöyledir:
“Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilirler.”
Evet karma eğitim esastır, ayrı okullar olması istisnadır. Doğuda karma eğitimi teşvik etmekle beraber, kızları okula çekmek için, belirli yerlerde kız liseleri ve her seviyede çokça kız yurtları açılmalıdır.
İlköğretimi “temel eğitim” olarak korumak kaydıyla, eğitim meselesine “pragmatik” bakabilmeliyiz: Önemli olan çok sayıda kız ve erkek öğrenciye eğitim verebilmek, bu yolla sosyalleşmelerini ve ‘sınıfsal yükselmeleri’ni sağlayabilmektir.

Pragmatik çözümler
Merkeziyetçi laik devlet modelinin beşiği olan Fransa, devlet liselerinde dini simgeleri yasaklamış ama özel liselerde serbest bırakmıştır. Birçok Müslüman aile, kızı özel liselerde Fransız dili ve edebiyatını, Fransız kültürünü özümsemektedir, öğrenmekten öteye...
Fransız laikliğinin azgınlık zamanlarında, 1890’larda, radikal Başbakan Gambetta Fransa’da kiliseye giden öğretmenleri meslekten atarken, Kuzey Afrika’da Cizvit tarikatını destekliyordu! Daha radikal laikler kendisini eleştirdiğinde, Cizvitlerin Kuzey Afrika’ya Fransız kültürünü götürdüğünü hatırlatarak şu ünlü sözünü söylemişti:
“Bizim laikliğimiz ihraç etmek için değildir!” (Robert Gildea France 1780-1914, sf. 49)
Türk laikliği de tesettürlü kızların üniversitede önünü kesmek için kullanılmamalıdır.
21. yüzyıl kimliklere ilişkin heyecanların yükseleceği bir yüzyıl olarak gözüküyor. (Dominique Moisi, The Geopolitics of Emotion, 2009)
Ülkemizde de dindarlık, Alevilik ve Kürtlük heyecanları görülüyor. Başsavcı’nın tekrarlayıp durduğu eski ezberler “akılcı” değildir; “heyecanlar”ı akıllıca yönetmek ve yeni metotlar geliştirmek zorundayız; Türkiye’nin geleceği için...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi