Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

CHP Anayasa Mahkemesi’ni su yolu yaptı

CHP Anayasa Mahkemesi’ni su yolu yaptı

İnsanlara soruyorum, “CHP’yi tarif edecek olsanız nasıl tarif edersiniz?” diye, sanki çok zor bir soru sormuşum gibi, önce hık mık diyorlar, sonra başlıyorlar izah etmeye ama kurdukları her cümle yarım kalıyor.
çünkü hiçbir aklıselim insan, CHP’yi doğru dürüst tarif edemiyor, edemez de. Türkiye’nin neresine koysalar, ya sığmıyor ya çok küçük geliyor. Tarif edilemiyor, çünkü siyasi partiden çok, Türkiye ve halk karşıtı bir örgüt gibiler.
“CHP bu halkın neresinde?” sorusuna da bir türlü sağlıklı cevap verene rastlamadım. “Halk” diyorlar ama halkın bütün milli ve manevi değerlerine düşmanlar. “Halk” diyorlar ama halkı köle, kendilerini efendi gören küçük mutlu azınlıklar ve Türkiye ile ciddi bağlantısı olmayan belli çevrelerin dışında kimsenin desteğini alamıyorlar.
Halka gitmeleri gerekirken, Anayasa Mahkemesi'nin kapısını aşındırıyorlar. Oysa bir siyasi partinin diğer partilerle ve ülke yönetimiyle bir derdi, açmazı varsa, gidecekleri yer, mahkeme kapıları değil, halktır. Fikirlerini serdetmeleri gerekirken öfkelerini kusuyorlar.
Hayatında tezeğin kendisinin ve hammaddesinin 500 metre yakınından bile geçmemiş bir adam kalkıp tezekle TBMM’de basın toplantısı yaparak üfürükten tayyare laflar ediyor ve siyaset yaptığını sanıyor. Gerçi bu adet, CHP zihniyetine göredir ve mizaçlarının gereğini yapıyorlar ama hiç olmazsa milletin iradesinin temsil edildiği TBMM’yi meşgul etmemeliler.
Eğer CHP bu ülkenin partisiyse, milli iradenin tek temsilcisi olan TBMM’de çıkan kanunları Anayasa Mahkemesi’ne götürmeden önce halka götürür, halka derdini anlatır, halktan aldığı destekle de gider Anayasa Mahkemesi'ne müracaat eder.
Halka sorma, halka danışma, halkı yok say, halkı bilgisizlik, beceriksizlik ve akılsızlıkla suçla, sonra da otur; “Ben muhalefet partisiyim” de. Ayıp, hem de çok büyük ayıp. Eğer CHP gerçekten siyasi parti ise ve milli iradenin, TBMM’de tecelli ettiğine inanıyorsa, yapılan çalışmaları koşa koşa mahkeme kapılarına götürmez, önce halkı ikna eder.
Aklım erdiğinden beri CHP’yi takip ederim. Hâlâ ülke yönetimine dair, üç beş laf ettiklerini ne duydum, ne gördüm, ne okudum. “Türkiye yönetimine ve halka dair bir projeleri varsa, sayfa sayfa yayınlamaya hazırım” diye defalarca dile getirdim.
Yine aynı teklifimi yineliyorum. Desinler ki, “Bizim halk için, Türkiye için şöyle bir yönetim tarzımız var, yetişmiş adamlarımız var, her konuda uzmanlarımız var, Türkiye’yi şahlandıracak projelerimiz var, bu memleketin toprağından, taşından ve insanından anlarız” desinler, ne anladıklarını yazalım.
Bildikleri tek şey, halk adına devlet adına yapılan ne kadar iyi ve güzel iş varsa, onlara karşı çıkmak ve mahkeme kapılarına götürmek. Mahkemelere götürdükleri mevzuların hiç olmazsa aksini irad etseler, “Bu konuda bizim şöyle bir düşüncemiz var deseler” yine yüreğim yanmayacak, iki satırlık bir alternatif üretseler o da yok.
Bu karanlık düşünceli adamların bugüne kadar “halk” kavramından ne anladıklarını da çözemedim. Hani biraz da halkı suçlayarak desem ki; “Halkımız CHP’nin kıymetini bilmiyor, CHP zihniyetini anlamıyor, aslında CHP Türkiye’nin partisidir ama diğer siyasi partiler halkı kandırıyorlar” desem, destekçilerine bakınca bunu da diyemiyorum.
Aslında milletimiz CHP’yi pekala tanıyor ve biliyor. Hem de dipten doruğa kadar tanıyor, o yüzden yayan yapıldak bırakıyor ya. CHP zihniyeti 1950’de devrini tamamladı. Halkımız bu zihniyeti kıyamete kadar tarihe gömdü. İşte bu gerçeği anlamak işlerine gelmiyor. çünkü rant kapılarının ebediyen kapanacağından korkuyorlar.
Oysa insan olan insan oturur ve kendi kendine şu soruyu sorar; “Biz Türkiye’nin neresindeyiz ve bu halkla hangi ortak değer yargılarımız var, neden kendimizi anlatamıyoruz da mahkemelerden medet umuyoruz” der. Bunu dedikleri gün kendilerini fesh edeceklerinden emin olabilirsiniz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi