Terörün sona erdirilmesi için hem içeride hem de dışarıda yoğun bir çaba harcanıyor. Milletimiz de bunu istiyor. Bu beladan insanımız ve ülkemizin bir an evvel kurtulması hayati önem taşıdığı içinde çabalara herkesin destek vermesi gerekiyor. Elbette Türkiye ne kadar çaba gösterirse göstersin bazı dış güçler bir yandan Türkiye'ye destek veriyormuş gibi yaparken öbür yandan teröre desteklerini sürdüreceklerdir. Bu gerçeği hiç unutmamak gerekiyor. Şu anda öyle bir gelişme olmasa da PKK'nın meydandan çekilmesi bile terörün sona ereceği anlamına gelmiyor. Gelişmeler bunu gösteriyor. Çünkü, PKK'nın yerine hemen bir takım taşeron örgütler devreye sokulmaya başlandı bile. Buna rağmen terörün sona erdirilebilmesi için yapılabileceklerin yapılması gerekiyor. Çünkü, terör bazı ülkelerin işine yarıyor olsa da ülkemiz ve insanımızın geleceğini karartıyor.

Bu arada terörün sona erdirilmesi için hükumetten bazı istekler sıkça dile getiriliyor. Bu isteklerden birisi de seçim barajının indirilmesi. Şahsen seçim barajının indirilmesini isteyenler ve savunanlardan birisiyim ama hiçbir zaman barajın indirilmesi terörün son bulmasını sağlayacak diye yaklaşmadım. Doğrusu mantıki de gelmedi. Sanki PKK'nın sorunu seçim barajıymış gibi gösteriliyor. Seçim barajının indirilmesi PKK'yı ne ölçüde siyaset sahnesinde etkili hale getirecektir kestirmek mümkün değil. PKK'nın hedefinde eğer bir Kürt devleti yoksa şimdiye kadar bu yöndeki söylemlerin anlamı yokmuş demektir. PKK'nın hedefini sadece seçim barajına indirgeyerek "Baraj inerse terör biter" şeklinde bir hüküm kesinlikle gerçekçi değildir. Çünkü böyle bir değerlendirme PKK'nın hedefini sadece Kürtçü bir partinin TBMM'de daha fazla temsilini sağlamaktan ibaret olarak göstermek olur.

O zaman sormazlar mı insana, "25 yıldan beri on binlerce insan seçim barajının indirilmesi ya da bunun engellenmesi için mi can verdi?" Böyle bir yaklaşımın mantığı olabilir mi?

Tekrar ediyorum; Yüzde 10'luk seçim barajı yüksektir ve adil temsile imkan vermemektedir. Bunun için de bir an evvel indirilmesi gerekiyor. Ancak bu terör bitecek beklentisi ile değil, tüm düşüncelerin Meclis'te temsilini sağlamak adına yapılmalıdır. Bu yapılamadığı sürece önemli oranda oy hem boşa gidiyor hem de bazı partilere aldıkları oy oranının üzerinde Meclis'te temsil imkanı sağlamaya devam edilmiş olacaktır. Bir bakıma bir partinin aldığı oy hiçbir değer ifade etmezken bir başka partinin aldığı bir oy iki bazen üç ile çarpılmış oluyor. Bu ise gerçek anlamda adaletsizliğin siyasi hayata hakim olduğu anlamına geliyor. Kaldı ki, darbe anayasasını değiştirip daha demokratik hükümlere kavuşturmanın savunuculuğunu yapanların yüzde 10 seçim barajının da darbe döneminin kalıntısı olduğunu dikkate almamaları düşündürücü, bir başka ifade ile samimiyetsizlik örneği değil mi? Bu bakımdan seçim barajının indirilmesi öncelikli olarak özgürlükçü ve demokratik bir yapıya kavuşmada önemli bir adım olacaktır.

Bu arada silah bırakmamış bir terör örgütü ile müzakere yapılıp yapılamayacağı ayrı bir tartışma konusudur. Öte yandan terörün durdurulması yönündeki çabalarda hükumeti yalnız bırakıp gelişmeleri oya tahvil etme hesapları da yanlıştır. Siyaset bu değildir. Siyaset ülke sorunlarına çözüm bulma sanatı ise bu sadece iktidarların görevi olamaz.Ve sorunların çözümsüz kalması halinde bundan muhalefetinde payına bir şeyler düşer.