Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

AB'yi tanımlamak

AB'yi tanımlamak

üyesi olmak için uğraştığımız AB’yi doğru anladığımızdan emin miyiz? Mesela bu birlik kalıcı bir bütünleşmeyi mi amaçlıyor yoksa şartların zorunlu kıldığı bir ittifak mı? Bütünleşme kalıcıdır ya da bu amaca yöneliktir. İttifakta ise belli bir hedefe ulaşıncaya kadar birlikte hareket edilir sonra yollar ayrılır. Daha sonra yeni ittifaklar kurulur ve eskilerin birbiriyle çatışması sürpriz sayılmaz.

Türkiye bu birliğin kalıcı olduğunu ve bu birliğin giderek iktisadi, siyasi ve askeri alanda tek bir ünite gibi davranacağını düşünmektedir. Bu nedenle birlik ülkeleri arasında fark görmemekte, daha doğru bir ifadeyle tekil bir irade karşısında olduğunu düşünmektedir. Bu varsayım yanlışsa tüm stratejimiz geçersiz hale gelir.

Eğer siyasi bir bütünleşme öngörülmüyorsa liberal düşünce AB ile gerçekleştirilmesi beklenen tüm sonuçlara ulaşılmasını sağlamaya yeterlidir. İktisadi alanda devlet müdahalesinin önlenmesi, yönetimde demokratikleşme ve kültürel alanda serbestlik bir birlik kurulmadan da gerçekleştirilebilir ve bu dünya ölçeğinde başarılamıyorsa Avrupa sınırları içinde uygulanabilir. Ancak siyasi alanda birlikte hareket etmek isteniyorsa bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. İlk olarak birliğin kime karşı olduğunu tanımlanmalıdır. Oysa şu anda birlik kimseye karşı değildir ya da öyle gösterilmektedir.

Siyasi açıdan hasımsız olmak tek kutuplu bir dünyanın var olduğunu kabul etmek anlamına gelir, Ancak bu durumda da böyle bir birliğin neden kurulduğu sorusu cevapsız kalır.

Birliğin kuruluş amacı ABD ve SSCB ‘nin kontrolündeki dünyada yeni bir güç odağı oluşturmak ve bu ikilinin egemenliğini sonlandırmaktı. Ancak bu ikilinin yerlerini terk etmemeleri doğaldı ve iki tarafın baskısı sonucu AB yeni bir aktör olma iddiasından vazgeçti. Bu durum onu tanımsız hale getirdi ve yeni bir kategori oluştu. Bu AB’yi bir medeniyet projesi olduğunu ve herhangi bir gücü hasım saymadığını ilan etme noktasına taşıdı.

Bana göre AB, bir şekil olarak varlığını sürdürse bile, geçici bir ittifaktan öte bir anlam taşımamaktadır. Herkesi içine almaya çalışan bir yapı bütünleşemez ama müttefiklerinin sayısı artar. Ayrıca ABD, NATO’yu AB’nin üzerine bir şal gibi örtmekte ve askeri alanda kontrolünü sürdürmeye kararlı gözükmektedir.

Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler bir bütünle yapılıyormuş gibi gözükse bile her Avrupa ülkesinin ülkemize yönelik özel tavrına göre şekilleniyor. Bize yönelik itirazların kaynağında bizi beğenmemek ya da dışlamak değil her birinin kendi politikaları yönünde bir ilişki kurmak isteği yatıyor. Birlik üyesi olmamızın önündeki engel bizden kaynaklanan eksiklikler değil birinin yanında göründüğümüz zaman diğerinin bunu engellemeye çalışmasıdır. Ayrıca ABD Türkiye’nin kendi kontrolünde ya da aynında olmasına özel bir önem vermekte ve herhangi bir Avrupa ülkesiyle yakın ilişki içinde olmasını istememektedir.

çözmemiz gereken sorun demokratikleşme ya da ekonomik değil siyasidir ve bir birliğin parçası olup olmamak değil kimin yanında olacağımız sorusuna cevap vermek durumundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi