Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Çatışmanın tarafları

Çatışmanın tarafları

Dünyadaki çatışmalar bugüne kadar devletler arasında olduğu için şimdi de ülkelerin adını zikrederek tarafları belirlemeye çalışıyoruz. Oysa çatışmaların artık devletler arasında olmadığını ve bir devlet içinde birbiriyle çatışan taraflar olduğunu düşünüyorum. Bu farklı partilerin rekabetinden öte bir anlam taşıyor ve bir devletin içinde karşı taraf sayılan güçle işbirliği içinde olan, aynı hedeflere ulaşmak için çaba sarfeden oluşumların olduğunu düşünüyorum.

Dünya üzerindeki ayrışmanın ABD’de içinde başladığını ve bu ayrışmanın dünyaya yayıldığını söyleyebilirim. Büyük bölümü Çin ve Japonya’da oluşan sermaye ABD’deki finans kurumları tarafından kontrol ediliyordu ve bu güç dünya üzerinde egemen olmak iddiasındaydı. Bu gücün dünya için öngördüğü yapılanma şöyleydi: SSCB tasfiye edilecek ve Avrupa yeni bir güç odağı olacaktı. Çin küresel sermaye için hem bir kaynak hem de ortak olacaktı.

SSCB bir iç direniş ve dış müdahale olmadan dağıldı. Çin’in kısa bir süre sonra dünyanın en büyük gücü olacağı söylenmeye başladı. AB’nin bütünleşip siyasal bir güç olmamasının sebebi küresel sermaye ile işbirliği içinde olan İngiltere’nin AB içinde belirleyici ülke olmasına Fransa ve Almanya’nın razı olmamasıydı.

ABD içinde, başta silah sanayii olmak üzere, üretim yapan kuruluşlar siyasal olarak etkisiz kalmayı ve ABD’nin küresel sermayenin egemen olduğu bir ülke olmasına razı olmadılar. Çünkü küresel sermaye herhangi bir coğrafyaya bağlı değildi ve günün birinde ABD’nin etkisiz hale gelmesine razı olabilirdi.

Küresel sermaye önce Rusya’da tasfiye edildi ve bu tasfiyede ABD içindeki petrol şirketleri ona yardım ettiler. Yani piyasa şartların herhangi bir değişme olmamasına rağmen petrol fiyatları dörde katlandı ve bu Rusya için ekonomik cankurtaran rolü oynadı. Bunun yan etkileri, yani Avrupa ve Uzakdoğu’nun petrole yaptığı harcamalar arttı. Küresel sermayenin kaynakları azalırken alternatif bir sermaye birikimi yaratıldı.

Şu andaki çatışmayı şöyle tanımlayabiliriz: Çin’in ve Avrupa’nın enerji kaynakları ABD ve Rusya tarafından kontrol edilecek. Çin’in ihracatına sınırlama getirilerek hem küresel sermayaye katkısı azaltılacak hem de, başta ABD olmak üzere, diğer ülkelerin dış ticaret açıkları kapatılacak. Yaşayacağı ekonomik kriz AB’nin dağılmasına sebep olacak ve bu ülkeler ABD ve Rusya etrafında toplanacak. Bu sırada İran ya da K.Kore etrafında olacak çatışmalar olağanüstü tedbirler alınmasına imkan verecek.

Eğer analiz doğruysa bu durumun ülkemize etkileri ne olacak? Türkiye bugüne kadar ülkemize gelen sermayeden şikayetçi olmadı, bu akımı ekonomimizin sağlamlığına bağladı ve siyasi bir neden aramadı. Ayrıca dünya üzerinde çatışan güçlerin Türkiye’de taraftarları olup olmadığı sorgulanmadı.

Başbakanın Lübnan gezisinde halkın ilgisi ön plana çıktı. Oysa beni memnun eden Arap sermayesinin gösterdiği ilgiydi ve bunun sadece ekonomik değil siyasi nedenleri de vardı. Herhangi bir sebeple ülkemize giren sermaye çıkarsa bunun bir yıkıma neden olmaması için Arap sermayesinin ülkemize geleceğini düşündüm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi