Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Gönül işi

Gönül işi

Wikileaks depreminde, bizde, en büyük yarayı Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül alacak gibi görünüyor.

Belgelerde onun, Dışişleri Bakanı Davutoğlu için Amerikalılar'a "çok tehlikeli" ifadesini kullandığı yazılıyor.

Kendisi, yaptığı açıklamada böyle bir şey söylemediğini ifade etti.

Ama acaba inandırıcı bulunacak mı?

Burada asıl sıkıntı Bakan'ın, Dışişleri Bakanı'nın ürettiği vizyonu sorgulamasında değil, kabine arkadaşı ile ilgili çok olumsuz bir değerlendirmesini Amerikalılar'la paylaşmasında.

Sayın Gönül bunu yapmış mıdır, yapar mı?

Benim bir gözlemim var ve o yüzden "Hayır yapmaz" cevabı gelmiyor içimden.

.....

Cumhurbaşkanı Gül'ün Suudi Arabistan seyahatindeyiz. Büyükelçiliğin bahçesinde bir resepsiyon veriliyor. Görevliler, gazeteciler bahçede, ayaküstü öbek öbek hem bir şeyler atıştırıp hem de sohbet ediyorlar. Biz de bir grup gazeteci, sohbet ediyoruz. Bu arada Sayın Gönül geliyor, katılıyor ayaküstü sohbetimize... İşte orada, Sayın Gönül, hükümetin İran'la ilgili politikasını eleştiriyor. Ben şaşırıyorum, bir Milli Savunma Bakanı'nın, gazetecilerin ortasında, kendi hükümetinin İran politikasına eleştirel yaklaşmasına... Bunun haber olabileceğini dikkate almadan konuşmasına... Hatta "Sayın bakan, bu düşüncelerinizi hükümet nezdinde ifade ediyor musunuz" diye soruyorum. Sanırım, olan bitenin garabetini anlayıp, susuyor.

......

Wikileaks'e yansıyan Gönül notunu okuyunca, aklıma hemen bu olay geliyor ve evet, "bunu söylemiş olabilir" diyorum kendi kendime.

....

AK Parti hükümetinin İran politikasına eleştirel bakmaya gelince, tabii ki bu sadece Amerika-İsrail ekseninin işi değil. Başta Suudiler olmak üzere birçok Arap yönetiminin de bu konuda mesafeli durduğu belli. Bunun yanında içeride de "İran'ın Türkiye ile ilgili hesapları" bazı muhafazakâr çevreler tarafından bile yadırganıyor olabilir.

Ankara'da, hafta sonu bulunduğum bir konferansta Türkiye'nin stratejik ufku ve reel-politik üzerine değerlendirmeler yaptıktan sonra, soru cevap faslında, genç bir dinleyici "Türkiye, İran konusunda azla yük almıyor mu? Türkiye'nin güçlenme hedefi açısından Amerika ile yakın durmak daha mantıklı değil mi" mealinde bir soru sordu. Muhafazakâr, hatta dindar bir gençti, üniversitede bilgisayar okumaktaydı.

Demek istediğim, AK Parti hinterlandında da "İran'a rezerv" yok değil.

Problem nerede?

Bence bir bakanın bu yöndeki rezervini, Amerikan temsilcileri ile paylaşmasında.

....

Kaldı ki İran konusu son derece hassas bir konu.

Türkiye'nin İran konusundaki tavırlarının, son derece kritik bir mahiyet taşıdığında kuşku yok. Bundan, özellikle Amerikan-İsrail ekseninin büyük rahatsızlık duyduklarında ve bu çizgiyi değiştirmesi için Türkiye'ye büyük baskı yaptıklarında da kuşku yok.

Böyle hassas bir konuda, hükümet içinde, üstelik Savunma Bakanlığı gibi en hassas yerde, üstelik, AK Parti hükümetine karşı ciddi hareketlenmelerin bulunduğu, askerle sınır çizgisinde bir bakanın tavrının Amerikalılar için ne kadar önemseneceği açık.

Evet, Sayın Bakan Amerikalılar'a konuştu mu, "Çok tehlikeli" mi dedi, başka şeyler mi söyledi? Yaptığı "Böyle bir şey yok" açıklaması, Başbakan'ı, Dışişleri Bakanı'nı tatmin edecek mi, bunlar önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.

Ancak şunu da söyleyeyim, şu ana kadar belki de binlerce kişiden, Vecdi Gönül'ün bakanlıktaki etkinliğini sorgulayan söz duydum. Ve "Neden hâlâ bakanlıkta duruyor" sorusuna şahit oldum. Ben bu sorulara "Herhalde TSK ile ilgili hassasiyet sebebiyle ve onun ılımlı kişiliği dikkate alındığı için" şeklinde cevap verdim.

Son zamanlarda da bu sorular karşısında, "Şartlar değişti, hükümet Milli Savunma'da daha etkin bir ismi tercih edebilir" gibi tahminlerde bulunmaya başladım. Bu, tabii ki bir beklentinin de ifadesi. Şunu demek istiyorum, bizzat AK Parti kamuoyunun, Milli Savunma Bakanı'nın etkinliğini sorguladığı muhakkak. En azından, hükümetin dış politika vizyonu ile Sayın Gönül'ün ufkunun buluşmadığı gibi bir izlenim bende de mevcut.

Hani şu, "Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı'na bağlansın" beklentisi var ya, insan öyle bir durum için de orada çok daha temsil gücü yüksek bir bakana ihtiyaç bulunduğunu düşünmeden edemiyor.

....

Başsağlığı: Albayrak ailesinin muhterem babaları, Hacı Ahmet Albayrak'ın vefatını teessürle öğrendim. 10 yıl süreyle Yeni Şafak ailesinde bulunmuş birisi olarak ben, merhuma Allah'tan rahmet niyaz ediyor, tüm Albayrak ailesine başsağlığı diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi