Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Kolikler

Kolikler

Ne söylerseniz söyleyin, ne diller dökerseniz dökün iki tiryakiyi alışkanlıklarından bugün için vazgeçiremiyorsunuz. Veya, binde bir etkili olabiliyorsunuz da bazen binde bire nasihatiniz faydalı olabiliyor. İşte bu yazı o binde biri etki altına alabilmek için yazılmış bir yazıdır.

Bu iki tiryakiden biri televizyon seyretme tiryakisi, diğeri de sigara içme tiryakisi. Bu iki tiryakiye söz geçmiyor, kulaklarından hakikat sözü girmiyor; gözleri de basirete kapalı seyrediyor. Bunlar yaptıklarını dünya ve ahiret helâkiyle ödeyen iki musibetzededir.

Biz bunlar için Allah'tan hidayet talebimizi asla ihmal etmeyiz. İşte böyle bir duyguyla bu yazıyı okumalısınız. Televizyon, mübarek bir âlet; ancak bugün kullanılma tarzıyla tam bir rezalet. Televizyon, bütün belâ ve musibetlerin kılavuzu olmuştur.

Evin baş köşesine yerleştirilen televizyon, bugün o evin putu olmuştur. Bu putu reklâmlarıyla, şovlarıyla, danslarıyla, İslâm'ı katletmeye yönelik dizileriyle, içkisiyle, meyhanesiyle, geneleviyle...

Her türlü rezaletini seyrederken her Müslüman Hz. Muhammed (s.a.v.)'i hatırlamalı ve bu haliyle ne kadar acınılacak durumda olduğunu anlamalıdır.

Televizyon açık; odaya şarap, haram, çalgı, çengi, dans, zina akıyor. Bu evde bereket bulunmaz, mutluluk/huzur göremezsiniz.

Şu sorulara siz ne cevap verirsiniz?

* Televizyon, sıradan bir iletişim ve vakit geçirme vasıtası mıdır, yoksa insanlığı pençesine almış dehşetli bir canavar mıdır?

* Televizyon hakkında bazı Batılı düşünürlerin görüşleri nelerdir?

* Devamlı televizyon seyreden bir kimse ruh ve akıl sağlığını koruyabilir mi?

* Televizyonun siyaset, hayat, insanlar ve toplumlar üzerindeki tesirleri nelerdir?

Siz cevaplan düşünedururken şu hatırlatmamı da yabana atmayın:

Eğer bir aile reisi hanımıyla, kızıyla, oğluyla, geliniyle, torunuyla, bir de gelen misafirleriyle birlikte bugünkü televizyon ekranlarını birlikte seyrediyorlarsa, o ailede namus problemi var demektir; önce bu problemin giderilmesi lâzımdır/giderilebilenlere de aşkolsun. Çünkü bu sarhoşlukla o problem böyle bir aileyi helak etmiştir. Kurtuluşları için sözün dinlenmediği bir zamanda bize, gayri duâ etmek kalmıştır.

La Edri'nin kaleminden "Televizyonname" başlığıyla yazılmış feryadı hep birlikte okuyalım.

Anlayabilene TV diyor ki:

Hezeyan kusarım tonton

Benim adım televizyon.

Çalışmaya veririm son

Benim adım televizyon.

Cami cemaatı beşon

Benimki bin kere milyon

Dinli-dinsiz, laik, mason

Benim adım televizyon.

Yatsı namazını kıldırtmam

Sabah namazına kaldırtmam

Söylenenlere aldırtmam

Benim adım televizyon.

Zorla her eve girerim

Ev sahibine söverim

Gafilleri pek severim

Benim adım televizyon.

Namazlarda vesveseyim

Ehl-i dünyaya neş'eyim

Sevincimden dört köşeyim

Benim adım televizyon.

Bana bakan gözler yandı

Yalanıma herkes kandı

Ne söylemişsem inandı

Benim adım televizyon.

Öldürücü bir ağıyım

Nefsin keskin bıçağıyım.

Kör şeytanın bıçağıyım

Benim adım televizyon.

Geyik gibi boynuzum var

Paylaşılacak kozum var

Namusunuzda gözüm var

Benim adım televizyon.

Ben var isem olmaz sohbet

O semte uğramaz rahmet

Kin, ihtiras, fitne, dehşet

Benim adım televizyon.

Herkes bir bahane bulur

Yolları bana doğrulur

Nifak mayamla yoğrulur

Benim adım televizyon.

Yıktım utanma hissini

Yaptım herşeyin tersini

Bozdum Müslüman neslini

Benim adım televizyon.

Rahmet değilim lanetim

Aslında ben bir âletim

Vardır kasıtlı gayretim

Benim adım televizyon.

Âlâları ettim deni

Unutturdum sana, seni

Şimdi tanıdın mı beni

Benim adım televizyon.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi