Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

312 General Dâvâsı, Sarıkız’ın neresinde?

312 General Dâvâsı, Sarıkız’ın neresinde?

Eskiler, “Keskin sirke, küpüne zarar verir” demişler... Ve ayrıca, “öfkeyle kalkanın, zararla oturacağını” söylemişler... Bu sözler de gösteriyor ki, insan “öfke”sine hakim olmalı, mümkün olduğunca “uhuletle” ve “suhuletle” hareket etmelidir... Aksi halde, “belli bir noktaya odaklanır” ve gözü, başka bir şeyi görmez olur... Tabiî, ortada bir “hadise” varsa, onun sadece “bir yüzünü” görür, “başka boyutlarını” hiç göremez. Sözü, bugünkü 1. sayfamızdaki “manşet” haberimize getirmek istiyorum. Ne demişiz, haber başlığında;
“MHP’li Vekil’in Türklük çelişkisi”
“Haberin ayrıntısı” da, özetle şöyle:
“Emekli Tuğgeneral Kürşat Atılgan, AK Parti hükümetince 301. maddede yapılması öngörülen ve ‘Türklük’ yerine ‘Türk milleti’ ifadesini getirecek olan düzenlemeye partisi ile birlikte karşı çıkıyor. Aynı Atılgan, Kars’ın Rus ordusu tarafından işgal edilmesini methetmek için eser yazan aşırı Rus milliyetçisi bestekar Mussorgsky’yi öven Aytaç Yalman’ı eleştirdiği için Vakit’e dava açan 312 general arasında yer almıştı.”
Olayın “öfke” boyutuna geçmeden önce, Kürşat Atılgan hakkında kısa bir bilgi verelim.
Efendim, Kürşat Atılgan, “istifa” edip de “emekli” olmadan önce Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda üs komutanlığı yapıyordu.
2005 yılındaki YAŞ’ta “terfi” bekliyordu...
Ancak görev süresi uzatılınca, 2006’da istifasını verdi ve emekli oldu.
22 Temmuz 2007 seçimlerinde de “MHP’den milletvekili” seçildi.
Bunu böylece ifade ettikten sonra, gelelim; son yılların en tartışmalı mevzusu olan “301 meselesi”ne...
MHP’NİN 301 HASSASİYETİ
Herhalde biliyorsunuzdur;
301. Madde’nin kapsamında, sadece “Türklüğe hakaret” yok..
Ya ne var?..
301 kapsamında TBMM de var, Hükümet de, Yargı organları da, Asker ve Emniyet de var!..
Yani, sadece “Türklüğü aşağılayan” değil, bu kurumları aşağılayan da 301 kapsamında yargılanıyor!..
Ama, gerek MHP ve gerek CHP, “301’de yapılacak değişiklikler”e karşı çıkıyorlar.
Hatta, MHP; Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinde yapılmak istenen değişikliğe karşı “kampanya” bile başlattı.
“Tanıtım filmi” ve “broşür”ler hazırlayan MHP, “Türklüğe hakareti düzenleyen maddeden kim rahatsız?” sorusunu yöneltiyor.
Bu soruya “lobiler, işbirlikçiler ve sözde aydınlar” cevabı verilerek, “Uyan Türkiye” sloganı kullanılıyor.
MHP, bu konuda ne kadar “hassas” olduğunu 15 Nisan günü de ortaya koydu.
O gün MHP Grubu’nda konuşan Genel Başkan Devlet Bahçeli, son derece öfkeli şekilde şunları söylüyordu:
¥ “Başbakan Erdoğan’ın, bir yasa değişikliği ile Türklüğe hakareti meşru sayarak, Avrupa’dan umduğu icazetin ve desteğin kaporasını ödemeyi göze aldığı anlaşılmaktadır.”
¥ “Milliyetçi hareket, aziz milletimize yönelik böyle bir suikastın içinde asla ve asla yer almayacak.
Bu teklifle sonuna kadar mücadele edecektir.”
¥ “Bilinmelidir ki Türk milliyetçileri, bu gafleti ve işbirlikçi tavrı hiçbir zaman unutmayacak.”
Konumuz, doğrudan 301. madde olmadığı için, Bahçeli’nin bu sözleri üzerinde fazla durmak istemiyorum.
Ancak, gördüğünüz gibi;
MHP, 301. maddeyi “Türklüğe suikast” olarak görebilecek kadar hassas!..
MHP Milletvekili Kürşat Atılgan’ın da bu konuda hassasiyetinden şüphem yok!..
312 GENERAL ARASINDA BİR MHP’Lİ
Yalnız, anlayamadığım şu:
Gerek Devlet Bahçeli’nin, gerek Kürşat Atılgan’ın “Türklük” hassasiyeti sadece “Başbakan Tayyip Erdoğan’a taarruz etmek”le mi sınırlıdır?..
Meselâ ben, aynı Kürşat Atılgan’dan, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ı eleştirmesini de beklerdim.
çünkü, Aytaç Yalman, 18 Aralık 2002’de Hürriyet’in sürmanşetinden anonslanan röportajında şöyle diyordu:
“K.Irak dağlarında Mussogorsky’yi ruhumda yaşardım.”
Devam ediyordu Aytaç Yalman:
“Kuzey Irak’ta düzenlediğimiz bazı operasyonlarda, karanlığın ortasında Mussogorsky’nin ‘çıplak Dağda Bir Gece’ adlı eserini ruhumun derinliklerinde yaşadığımı hissetmişimdir.”
İlk bakışta, bu sözlere “Komutan’ın müzik tutkusu” olarak bakılabilir!..
Tabii, Mussogorsky adlı adamı tanımazsan!.
Peki kimdir Mussogorsky?..
“Ruslar’ın Kars’ı işgali üzerine; Rus askerine övgü yağdırmak için marş yazacak kadar azılı bir Türk düşmanı!”
BU, NASIL TüRKLüK HASSASİYETİ
Düşünebiliyor musunuz;
“Kars’ın Ruslar tarafından işgali” üzerine “marş” yazan, “beste” yapan bir adam, “Türk komutan” tarafından göklere çıkarılıyor!..
Bu adamın, “resmen ve alenen Türk düşmanı” olduğu biline biline!..
Dedim ya, benim anlayamadığım şu:
Belli ki; “ordu bünyesi”nde iken de “MHP sempatizanı” olan, o zaman da “Türklük gurur ve sururu”nda yaşayan Kürşat Atılgan, kalkıp da Aytaç Yalman’ı hiç eleştirmemiş!..
Dememiş ki;
“Komutanım, ne yapıyorsunuz siz?.. Ruhunuzda yaşadığınız bu Mussogorsky denilen adam var ya, azılı bir Türk düşmanıdır!..”
Bunu demediği gibi; Aytaç Yalman’ın 18 Aralık 2002’de yayınlanan sözlerini, 25 Aralık 2002 ve 25 Ağustos 2003 tarihli yazılarında eleştiren yazarımız Asım Yenihaber aleyhinde dâvâ açan “312 General” arasında yer aldı.
Oysa, Asım Yenihaber, şunu diyordu:
“Karslı okuyucumuz, Rusların Kars’ı fethini (bize göre işgalini) zafer marşı ile kutlayan Mussogorsky hayranı olan generali çok merak ediyor..
Hürriyet gazetesinin 18.12.2002 tarihli nüshasına baksın.
Bence asıl merak edilmesi gereken, o generalin Aşık Şenlik’i bilip bilemediğidir.”
(....)
“ülkenin tarihî konumunu, stratejik mevkiini asla doğru okuyamıyorlar bunlar. Milletin değerlerinden, kültür kodlarından asla ve kat’a haberdar değiller.
Bunlardan birisi (henüz emekli olmadı) 19. Yüzyıl’ın Rus milliyetçisi bestekarı Mussogorsky hayranı. Mussogorsky ise, Rus ordusunun Kars’ı işgali üzerine marş bestelemiş aşırı bir Rus milliyetçisi!
(Birileri vatan toprağını mı tartışıyordu? Bu adam vatan toprağını korumakla muvazzaf bir ordunun başında şimdi. Kars vatan toprağı değil mi yoksa?)
Adam dostu bilmiyor, düşmanı bilmiyor. Gönül tellerimize dokunan musikiyi bilmiyor, general oluyor.”
Evet, işte bu yazılar üzerine; şu anda MHP milletvekili olan Kürşat Atılgan’ın da aralarında bulunduğu 312 General; hem de “TCK 312”ye nazire yaparcasına Asım Yenihaber aleyhinde dâvâ açtı.
öZKöK-YALMAN TARTIŞMASI
Sonradan öğreniyoruz ki;
Meğer, bu dâvâ da “operasyon”muş!..
Daha doğrusu, kod adları “Sarıkız” ve “Ayışığı” olan “darbe operasyonları”nın birer parçası imiş!..
Malûm;
Bu operasyonlar, Nokta dergisinde “deşifre” edilmiş ve dergide yer alan “bilgi”lerin “emekli Oramiral özden örnek’in günlükleri”nden derlendiği bildirilmşiti.
İşte o “günlük”lerde, “Vakit aleyhinde generaller tarafından dâvâ açılması” konusu da vardı.
Günlük’teki; 15 Kasım 2003 tarihli notlarda; Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ile Genelkurmay Başkanı Hilmi özkök’ün gazetemizde yayınlanan bir yazıya karşı açılan 312 General Davası üzerinde tartıştıklarına yer veriliyor.
özden örnek, Aytaç Yalman’ın Genelkurmay Başkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde konunun şöyle geliştiğini aktarıyor:
¥ Aytaç Yalman: “312 kişi “Onbaşı bile olamayacakları general yapıyorlar” diye bir gazetede haber yayınlandığında mahkemelere veriyor ve siz buna katılmıyorsunuz. Herkes bize ‘Acaba Genelkurmay Başkanı AKP partisinden mi, yoksa TSK’dan değil mi’ diye soruyor. Cevap vermekte güçlük çekiyoruz. Neden bizimle beraber siz de mahkemeye vermediniz?”
¥ Hilmi özkök: “Genelkurmay Başkanı’nın o kadar bir gizemi olsun. Ben sizlerin de, yani kuvvet komutanlarının da vermesini tasvip etmedim. Bir gazetede küçücük bir köşede yer alan bir haber şimdi büyüdü.
Tasvip eden var, etmeyen var.”
Bu diyalog da gösteriyor ki; Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Org. Aytaç Yalman ile dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Org. Hilmi özkök arasında, “Vakit’le ilgili dâvâ” konusunda “sert tartışmalar” yaşanmış!..
Yalman, “312 general Vakit’e dâvâ açtı, siz niye açmadınız?” diyerek, adeta hesap sormuş özkök’ten!..
Bu diyalog, “ast-üst ilişkisi”ndeki ciddiyeti ortaya koyması bakımından hayli çarpıcı!.. Ama, asıl çarpıcı olanı; bu dâvânın, “organize” bir şekilde ve “emir-komuta zinciri” içinde açıldığını gösteriyor olması!..
Sadece bu “organize hareket” bile, “dâvânın tümden reddedilmesi” için yeterli bir sebep!..
Ama, “darbe girişimi”ne karşı kılını kıpırdatmayan yargının, böyle bir “organize eylem”e karşı harekete geçmesini beklemek, herhalde fazla iyimserlik olur!..
Hemen belirteyim;
Bu “günlük”lerin “gerçek” olduğu ve “emekli Oramiral özden örnek’in bilgisayarından çıktığı” Emniyet’in raporu ile kanıtlandı... özden örnek tarafından mahkemeye verilen Nokta Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş de, geçtiğimiz günlerde “beraat” etti!..
DARBECİ PAŞALAR NİYE YARGILANMIYOR
Mahkemenin verdiği “beraat” kararı, bir anlamda “özden örnek’e mahkûmiyet” kararıdır...
Sadece örnek’e değil, bütün “darbeci paşa”lara!..
Ama, burası Türkiye!..
“Darbeci paşa”lar aleyhinde dâvâ açacak bir “savcı” ve onları yargılayacak bir “hakim” henüz anasının karnından doğmadı!..
Doğmadığı içindir ki;
Onlar ellerini-kollarını sallayarak ortalıkta dolaşırken, “hakim huzuru”na çıkıp da, “yargılanan” biz oluyoruz!..
üstelik, “Türklüğe sahip çıkmak”tan dolayı yargılanıyoruz iyi mi?!?.. “Vakit’i suçlayanlar”dan birinin de, “Türklük sevdası” ile yanıp tutuşan bir “MHP Milletvekili” olması, “yaman bir çelişki” değil de, nedir?..
Bu dâvâ konusunda, çok şey söylenebilir...
Ama ben, bir tek soru sormak istiyorum:
“312 General Dâvâsı, Sarıkız’ın neresindedir?”
Heyyy Kürşat Paşa;
Siz ne dersiniz bu işe?
Siz de mi, “emir-komuta”ya uydunuz?!?

5 litre de benden!
çamlıca Vadisi adlı aylık gazetede okuduğum ve çok hoşuma giden bir fıkrayı, sizlerle de paylaşmak istedim:
Amerika'da adamın biri, işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milim bile kıpırdamamaktadır.
Bir süre sonra yandaki cama birisinin tıkladığını görür ve camı açar...
-Ne var, ne istiyorsunuz?
-Teröristler Bush'u yakaladılar, eğer 10 milyon dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmış!..
-Haa, şimdi anladım bu trafiğin yoğunluğunu!.
-Ya işte onun için! Herkesten biraz yardım alıyoruz...
-İnsanlar ne kadar veriyor, ortalama olarak?
-Yaklaşık olarak 5'er litre!..
-5 litre de benden alın!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi