Ersoy Dede

Ersoy Dede

Meslektaşlarının kellesini isteyenler

Meslektaşlarının kellesini isteyenler

Bugüne kadar hiçbir Amerikan büyükelçisi ile aynı sokaktan bile geçmemiş biri olarak açık yüreklilikle ifade etmeliyim ki, büyükelçilerle sıkı-fıkı olan gazetecilerin kellesini istemek, bana hiç de adil gelmiyor. Bu çünkü son tahlilde, gazetecilerin, aslında gazetelerine yazdığı haberden fazlasını bildikleri gibi bir anlamı da içerir. Oysa biliriz ki, haber saklanmaz. Ya da eğer saklanacaksa, ölümüne saklanır. Yazılmaması kaydıyla verilmiş bilgiyi, memleket menfaatleri icabı yazmamış bir gazeteci, yememiş-içmemiş de casuslara mı uçurmuş? Bu hiç de akla uygun gelmiyor bana. Dolayısıyla, iş ilişkisi gereği büyükelçiliğe rahat rahat girip çıkan her gazeteciyi de töhmet altında bırakıyor. Bu defa her gazeteciden, çaktırmadan kendini aklamaya dönük yazılar okumaya başlıyoruz.. 28 Şubat’ta yaşanan ve Oktay Ekşi’nin, “Aramızdaki Hainleri Tanıyalım” başlıklı yazısındaki hedef gösterme işine dönmesin bu iş. Zira hakikaten yarın bu belge diye yutturulan dedi-koduların, bir projenin parçası olduğu ortaya çıktığında, bugün arkadaşlarının kellesini isteyenler, çok utanacaklar haberiniz olsun..

ASKERDE PENTAGON TİPİ YAPILANMA
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, kamuoyunun beklentileri istikametinde karar vermiş olması, iki başlı yargının, hukukun temel prensiplerine olan aykırılığını gölgelememeli.. Bugün ne karar verilmiş olursa olsun, AYİM ve Askeri Yargıtay ortadan kaldırılmalıdır, yaptıkları işler, bugünkü haliyle, olduğu gibi sivil yüksek mahkemelere devredilmelidir.. Bugün AYİM tarafından yapılan itirazın reddi yönündeki karar, aslında çok kısa bir süre içinde geleceğimiz askeri teşkilatlanma yapısının da bir minik ön izlemesidir. Bir defa haber olarak yayınlandı, üstü kapalı biçimde Başbakanlık tarafından yalanlandı. Fakat memnuniyetle ifade etmek gerekir ki, hızla Pentagon tipi yapılanmaya gidiyoruz.. İki kere iki dört.. Bugün askeri teşkilat yapımız içinde, Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı, idari bakımdan birbirine denk konumda yer alıyor. Temel olarak sivil iradenin emrine tâbi bir askeri yapı olmasına rağmen, YAŞ’ta bir komutanı emekliye ayırmak ya da terfi ettirmek hiç de öyle kağıt üzerinde göründüğü kadar kolay olmuyor.. Dolayısıyla, hükümetin emrinde bir kurum, görev ve yetkileri bakımından Başbakan’a bağlı bir yapı ama gelin görün ki, görevlendirme ya da görevden el çektirme, hadise haline dönüşüyor.. Bazı siyasiler de, Emniyet içinde bir komiserin nerede görev yaptığı ile ne zaman emekli olduğuyla ilgilenmeyen vatandaşın da, askerin terfi ve atama işleriyle ilgilenmesini istiyor.. Pentagon tipi bir yapı için, üç general hadisesi gerçek anlamda bir pratikti. Bugüne kadar işletilmeyen yasaların işletildiği ve askeri yapının doğrudan sivillerin emri altında olduğunun tescillendiği bir dönemin içindeyiz.. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bana sorarsanız, AYİM, aksi yönde karar verseydi de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ama artık tamamen değişti şartlar.. Bakın son gelişmeye.. Hep askeriyeyi neyle eleştiririz? Harcadığı paranın hesabını vermiyor diye.. Toplam bir savunma bütçesi kabul edilir ancak harcama kalemleri denetime tâbi değildir. Haftasonu bu da değişti artık.. Sayıştay’ı yeniden yapılandıran kanun teklifi Meclis’te kabul edildi. Meclis adına kamu kurumlarını denetleyen Sayıştay da, bundan böyle (yapılacak bazı teknik düzenlemelerin ardından) askeriyenin harcamalarını denetleyebilecek.. Korkunun ecele faydası yok anlayacağınız..
Kalın sağlıcakla...



Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi