Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Tamam, sakin olun!

Tamam, sakin olun!

Hele şu Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı yürürlüğe bir girsin, AİHM’de Türkiye davalarında göreceksiniz ciddi bir düşüş olacak.. Türkiye artık kendi evini temizleyecek.. Avrupalıların, Amerikalıların artık Türkiye İnsan Hakları gözlemcisi gönderme, öğüt verme, not verme dönemi bitecek.. Sıra Avrupalılara öğüt vermemize, gözlemci göndermemize gelecek..
Batı hızla muhafazakarlaşıyor. Şoven, ırkçı söylemler yükseliyor ve agresif bir politik tutum içine giriyorlar.
Ayı Yogi boşlukta yürüyor.. Ayağının altında uçurum olduğunu gördüğünde ise çok geç olacak..
İslamofobia’dan ibaret değil batıdaki çözülme. Irkçı partiler giderek güçlenirken, merkez sağ oy kaybediyor.. Türkiye’de kiliselerin çan sorunu yok ama Avrupalılar işi gücü bıraktı, başörtüsü, minare ve ezan sesi ile uğraşıyor.. Batıda herkes böyle düşünmüyor elbette, ama sağduyulu insanların sesi, yükselen homurtular arasında kaybolup gidiyor.. Ekonomik durum kötüleştikçe yabancı düşmanlığı artıyor.. Bir zamanlar Hollanda “Özgürlükler ülkesi” olarak biliniyordu, ama artık öyle değil. Belçika’da da işler hiç iyiye gitmiyor..
Ekonomik kriz derinleştikçe, birileri gözünü yabancılara dikiyor. İlk önce de İslam düşmanlığı yükseliyor, sanki bu durum ortak bir tehdit algılamasına dönüşüyor. Akdeniz’deki Avrupa ülkelerinde Afrikalılara duyulan öfke söz konusu. Bunu Yahudi düşmanlığı izleyebilir.. Çünkü Yahudiler çok zengin ve batıda, Yahudilerin kendilerini, kendi güvenlikleri için riske attıkları kanaati yaygın.
Birileri ortak bir düşman ve tehdit algılamasının dağılmayı yavaşlatacağı ve dayanışma ruhunu canlı tutacağı düşüncesinde sanki. Bir de giderek derinleşen olumsuzluklara karşı kolaycı bir sebeb bulmak ve bunu insanlara kabul ettirtmek eğilimi hızla güç kazanıyor.. Göreceksiniz yakında şu paranoyaya kapılacaklar. Batılılardan başka herkes batılılara düşman.. Müslümanlar düşman, Türkler düşman, Araplar düşman, Ruslar düşman, Afrikalılar düşman, Çinliler düşman..
Bir de iç düşman, dış düşman icad edecekler. Demokrasi, insan hakları yüzünden bu hallere düştüklerini düşünmeye başlayacaklar..
Avrupa’da metrolara “Ya sev ya terk et” diye sloganlar yazmaları yakın!..
Katolikler bu durumdan Protestanları sorumlu tutabilir. Tabii batı önce laiklerle hesaplaşacak.. Laikliğin kendilerini dinden uzaklaştırdığı ve sonuçta batı insanının çıkarcı, ahlaksız bir toplum haline geldiğini, ailenin dağıldığını, uyuşturucu ve homo seksüaliteye daldığını söyleyecekler.. Kilise de bu söylemi destekleyecek. Bu tartışmanın Fransa’da başlaması sürpriz olmaz. Sonra Katoliklerle Protestanlar eski defterleri karıştıracaklar gibi. Demokratlar, özgürlükçüler, globalistler, insan hakları savunucuları, pozitivistler, entellektüeller, çevreciler, anti kapitalistler, barış yanlıları hepsi birbirine girecek.
“Medeniyetler arası çatışma”dan önce içeride bir çözülme yaşanacak gibi.. Ardından kendi tarihlerinin sonuna gelecekler.. Artık AB kimse için fazla bir anlam ifade etmiyor.. Kimse AB Anayasasını konuşmuyor, Euronun devam edip etmeyeceğini konuşuyorlar..
Öfke ile kalkanların zararla oturacakları çok açık.. Eğer akılsızca bir güç kullanma çılgınlığına kapılırlarsa, bu yıkımı daha da erkene alabilir.. Ardından tam bir sükût hali.. NATO artık caydırıcı bir güç olmaktan çıktı..
Keskin sirke küpüne zarar vereceğe benziyor.. Merkezi Avrupa çökerse, diğerlerinin ayakta kalma şansı yok. Domino etkisi ile Avrupa dağılır gider..
Son bir yüz yılda, insanlığa 2 dünya savaşı armağan ettiler.. Bir de adına soğuk savaş denilen bir başka dünya savaşı. Adına kıyamet savaşı da denilen 4. bir dünya savaşını daha sıkıştırmaya çalışıyorlar. Havayı, suyu, toprağı kirlettiler.. Batının uygarlığının arkasında Kızılderili insanın kanı, siyah derili insanın gözyaşı ve sarı ırkın çalınan alın teri ve serveti var..
Ama artık bitti! Batılı kahinler batının geleceği için hep korku senaryoları üretiyorlar. Midori, Marduk, 2012, Tanrıyı kıyamete zorlamak vs..
Sonun başlangıcındalar.. 11 Eylül’de kritik eşik aşıldı. Mavi Marmara da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, sürecin kontrolden çıktığını dünyaya gösterdi.. Erdoğan “One minute” dediğinde aslında gidişatın yönü belli olmuştu..
“Düvel-i muazzama” derin ve muazzam bir kriz yaşıyor. Bu sadece ekonomik ve politik değil. Aynı zamanda ahlaki ve kültürel bir kriz bu.. Allah, serveti ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirmeye devam ediyor. Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi