Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Geçmişin anlamı

Geçmişin anlamı

Tarih, özellikle yakın tarih, geçmişte yaşananları anlatmaz, geleceğe yön vermek için kurgulanır. Bunun yanlış ya da bir aldatmaca olduğunu söylemek istemiyorum. Önemli olan gelecektir ve bunu geçmişi doğru anlatmak pahasına riske atamayız.

Türkiye’nin kuruluşu da dahil, yaşadıklarının böyle bir amaçla anlatıldığını düşünüyorum. Sözlerim gelişmelerde rol oynayan kişileri kötülemek amacı taşımaz ama zaman içinde geçmişe farklı bir gözle bakılmasının gerekebileceğini söylemek istiyorum. Mesela bizim kahramanlıklar üzerine kurulu tarihimizin doğru olmadığını aksine büyük bir aklın eseri olduğunu söyleyebilirim.

Olaylara bu açıdan bakınca karşımızda kahramanlar görmek isteriz. Bir partiye yeni bir genel başkan gelince onun bilgi ve tecrübesini sorgulamak yerine rakiplerine karşı takındığı tavır ve sert üslubunu önemseriz. Bunun dışında, seçimle işbaşına gelindiği için, halka övgüler düzeriz. Onun günlük yaşamıyla ilgili vaatler veririz. Yani anlatılanların tamamı iyi niyetimizi ifade eder ama bu niyetlerin nasıl gerçekleştirileceği bilinmez.

Gün gelir geçmişte yapılan ve düşünülenlerin değişmesi gerekir. Bu geçmişteki kahramanlıklarımıza, onu yaratanlara ihanet olarak algılanır. Oysa bu değişimleri gerçekleştirenler geçmişi yaratanlarla aynı aklı kullanıyor olabilir.

Mesela Cumhuriyetin kurulması aşamasında bir ulus devlet yaratmak zorundaydık. Aksi halde çok küçük bir toprakla yetinmek zorunda kalabilirdik. Ulus devletler tek halktan kurulu olacağı için kazandığımız topraklarda yaşayanları aynı saymak zorunda kaldık. Yani Cumhuriyeti kuranlar ülkemizde yaşayan insanların etnik kimliklerini biliyorlardı ve bunlara karşı bir tavırları yoktu. Zaten cumhuriyeti kuranların en büyük başarısı hasımlarına çok kültürlü bir halkı tek olarak kabul ettirmeleri oldu. Bu, aynı zamanda, bir gücü ifade eder ama biz bunun hangi güç olduğunu farkında değiliz. Sadece, İngiltere ve müttefiklerine, eğer bu devletin kurulmasını engellerlerse Rusya ile ittifak yapacak bir İttihat ve Terakki gücünün, onları zora sokacaklarını söylemiş olduklarını düşünüyorum. Şüphesiz sözlerim bir tahminden ibarettir, gerçeğin ne olduğu zamanla ortaya çıkar.

Bugün farklı etnik kimliklerin kabulü gerçeğe dönüştür ve bu kabulü bu etnik kimliklerin bir arada yaşamış oldukları ve yaşayacakları gerçeğine dönüş olarak algılamak gerekir. Aksini düşünenlere karşı kullanacağımız kozlar bugün eskisiden daha fazla ve etkilidir.

Kürtler şunu bilmelidir; Cumhuriyeti kuranların onlara yönelik ne bir asimilasyon ne de inkar politikası vardı. Eğer o gün devletin adını Kürtlerden alması gerekseydi hiç tereddüt etmeden yaparlardı. Daha sonraki yıllardaki uygunsuz politikalar bir arızadır ve düzeltilmektedir. Ancak dünyada söz sahibi olacak bir ülkenin inşası yerine ona engel çıkarırlarsa hem ırk ayırımı gibi bir seviyesizliğe hem de tarihimize ve bunu inşa eden kişilere karşı suç işlemiş olurlar. Umarım Kürt politikacıları tarihin sayfalarında, kendilerine karşı en küçük bir olumsuz duygu taşımayan halkımızla, omuz omuza, olmayı tercih ederler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi