Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kürtçe değil “Türkçe” bilen eleman aranıyor!...

Kürtçe değil “Türkçe” bilen eleman aranıyor!...

Ne iki dili kardeşim, tek dilimiz olsa yeter.
Şaka değil; üniversite mezunları dâhil, Türkçe bileni bulursan öp ve başına koy!..
AK Parti sekiz sene boyunca başta sağlık, ulaştırma, iletişim, ekonomi olmak üzere pek çok alanda dev atılımlara imza attı da...
Şu eğitim işinde maalesef sınıfta kalmış durumda!..
Okul “hayatı” öğretir mi?..
Burası tartışmalı ama...
En azından hayatta en çok kullanacağın dili öğretmeli.
Anadili öğretmeli!..
Talep edilen Kürtçe’den ne olacak?
Kırmanci, Sorani, Hewrami, Kırmanşahi...
Hangi lehçe resmiyet kazanacak?..
Hem...
Resmi dil Türkçe imiş, bana ne!..
Ben adam gibi Türkçe konuşabilene, yazabilene muhtacım.
“İnternet gazetesi” hazırlamakta olan bir grup arkadaş “İletişim Öğrencilerine” haber salmış...
Maksat, “İletişimcilere iş alanı açılsın, memleket hayırlı gazeteciler kazansın.”
İlân üzerine iletişim öğrencilerinden, hatta mezunlarından hayli başvuru olmuş...
Bir rica geldi:
“Ağabey, şunlara gazeteci gözüyle bir bakıp içlerinden iyilerini seçersen size minnettar kalırız.”
Ne demek!..
Anında gittik buluşma yerine.
Basit konular verdik “Haber diline çevirsinler” diye...
Ohoooo...
Ne haberi...
Sen Türkçe iste!..
Bul kırıntısını o Türkçe’nin, öp vee başına koy!..
Ne cümleler geldi önüme.
Bakınız, biri aynen şöyle:
“Gazze şeridi boyunca şiddetin sona tırmanmasına hitaben, Ya Alon, Hamas’ın kendi güvenliği bozulduğundan beri, artık çatışma bölgesinde büyük ölçekli bir patlama olacağını düşünmediğinide vurguladı.”
Ne anladınız bu cümleden?
Hadi yardımcı olayım:
Yazıda ismi geçen “Ya Alon” İran Başbakan Yardımcısı.
Dediği de;
“Hamas’ın güvenliğinin bozulmasından dolayı çatışma bölgesinde büyük ölçekli bir olay olacağını sanmıyorum.”
Arkadaş, bu olayı yukarıdaki karmakarışık, anlamsız cümle ile veriyor.
Bunun gibi yüzlerce garip ifadeye şahit oldum.
Yukarıdaki saçma sapan cümlede “ayrı” yazılması gereken “de”nin bitiştirilmesi sıradan hata.
İletişim öğrencilerinin ve mezunlarının büyük bir bölümü hangi “de” ayrı yazılır, hangi “de” bitişik, bilmiyor.
Tamam kazayla olur, unutulur vesaire...
Lâkin, bir metinde birden fazla bu türden “hata”nın olması, “bilmezliğe” işaret etmekte.
Bir hekim düşünün ki “parasetamol”ün ne olduğundan habersiz!..
Ve bir “iletişimci” düşünün cümle kurmayı bilmiyor!..
Gel de buna haber yazmayı öğret!..
Ha, bugün medyada hatırı sayılır yerlere gelmiş olanlar arasında Türkçe bilmeyen çok sayıda adam var.
Onlar “talebe takımı” için birer kötü misal.
Bazı şöhretli isimleri sıralıyorlar, “Onların Türkçesi bizimkinden iyi mi?” diyerek.
Gel de cevap ver!..
Ve gel de “İki resmi dil” tartışmalarını ciddiye al!..
Bunca yıllık Resmi Dil’i öğrenememişiz, bir de ikinci dil mi çıkacak başımıza?!.
Boş işleri bırakıııın!..
Aynı cümle içindeki “Mesela-örneğin”lerden kurtulmaya bakın.
HA BU ARADA!
Ankara’da mûkim, “internet medyası”na hâkim, Türkçe bilen arkadaşlar varsa...
İletişimci olsun olmasın şöyle bir imtihandan geçiririz.
Ve dâhi...
Tutarsak, arkadaşlara tavsiye ederiz.
“Türkçe bilen eleman aranıyor!...” özetle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi