Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bahçeli: “Üç beş çapulcu için koalisyonu mu bozayım!..”

Bahçeli: “Üç beş çapulcu için koalisyonu mu bozayım!..”

Türk Büyüğü Pek Muhterem Oktay Vural Beyefendi ile ekranda tartışmıştık...
Daha doğrusu, MHP yönetiminin başımın tacı ülkücü camianın taleplerine cevap vermekte yetersiz kaldığı yönündeki yaklaşımımız kendilerini fevkalade müteessir eyleyince, “Sen ülkücülüğün yanından bile geçemezsin” demek sureti ile öfkesini belli etmişlerdi.
Evet... Ben bu işlerden pek anlamam... Da... Anlayanı pekala bulabilirim!..
Alın size gerçek ülkücülerin sitesi “yusufiye.net”ten dört dörtlük bir yazı...
Alsın bütün ülkücü kardeşlerimiz, evlerinin, iş yerlerinin neresi müsait ise oraya yapıştırsın.
Aynen, yorumsuz:
(*) “Mazisinde kan, gözyaşı, emek ve her türlü çilenin bulunduğu ‘Ülkücü Hareket’i Genel Başkanlığa geldiği günden bu yana önce pasifize edip sonra da darmadağın hale getiren Bahçeli’nin ‘birlik’ çağrısındaki samimiyeti sorgulamak camiamız için elzem olmuştur.
Milyonlarca ülkücü 18 Nisan 1999 seçimlerinde MHP’yi iktidara taşımış ancak 3,5 yıllık DSP-MHP-ANAP koalisyonu Türk Milliyetçilerini hayal kırıklığına uğratmış, ömürlerinin en güzel yıllarını cezaevlerinde geçirmiş olan ülkücüleri daha da mağdur hale getirmişti.
MHP’yi işgal etmiş olan ‘Balgat mensupları’ insanlarımızın hafızasıyla alay edebilirler. 12 Eylül darbesinin acılarını bizzat yaşamadıkları için halen kanamakta olan yaraların sızısını hissetmeyebilirler. Ancak ülkücüler, kamuoyunda ‘Rahşan Affı’ olarak bilinen rezaletin utancını unutmadıkları gibi mağduriyetini halen yaşamaktadırlar.
1991’de çıkan şartlı salıverme yasasından faydalanarak cezaevlerinden çıkan bazı ülküdaşlarımız, Seyfi Oktay’ın (Seyfi Dede. S.A.) Ceza İnfaz Kanunu’nda sinsice yaptığı bir değişiklikle tekrar cezaevlerine konmuştu. MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde ise bu mağduriyetlerin giderileceğine dair sözler verilmişti. Nitekim Rahşan Affı’nın, Adalet Komisyonu’na geldiği 7.12.2000 tarihinde Ercüment Gedikli, Ercan Koç, Adnan Madak, Aydın Ergüden, Abdülsamet Karakuş, Aydın Eryılmaz... gibi yıllarını zindanlarda geçiren arkadaşlarımız harekete geçerek, öncelikle MHP vekillerinden Mehmet Şandır, Vedat Çınaroğlu, Merhum Mehmet Gül, Salih Erbeyli, Müjdat Kayayerli, Ahmet Çakar, Orhan Bıçakçıoğlu gibi birçokları ile temas kurmuşlardır. Bu esnada Ercüment Gedikli ve arkadaşları kendileri gibi yıllarca cezaevlerinde yatan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Atilla Kaya’ya durumu anlatarak, Başbakan Yardımcısı Bahçeli’den randevu talep etmişlerdir. Bahçeli ile görüşen Kaya ‘Elbette arkadaşlarımızın durumunu düzelteceğiz. Derhal diğer siyasi partilerin Grup Başkanvekilleri ile temas kurun’ şeklindeki cevabını iletir. Büyük heyecanla TBMM’ye koşturan ülkücüler, kulis faaliyetini başlatırlar. İlk etapta Mecliste DYP ve ANAP Grupbaşkanvekilleri Salih Çelen ve Beyhan Arslan ile görüşülerek destekleri alınır.
Bu sırada Denizli Milletvekili Salih Erbeyli önergeyi hazırlayarak Adalet Komisyonu’na sunar. Önergenin kabulü için başta rahmetli Mehmet Gül ve Orhan Bıçakçıoğlu yoğun çaba göstermektedir. Gece geç saatlere kadar devam eden komisyon toplantısını TBMM kulislerinde takip etmekte olanların arasında 1980 darbesinde yurtdışına çıkmak zorunda kalan ve gizlice Türkiye’ye giriş yapan bir ülküdaşımız da vardır.
Bahçeli ise o sırada İtalya’dan dönmekte olan Ecevit çiftini karşılamak üzere havaalanındadır. Herkes önergenin kabul edileceğinden emindir. Saat 23:30’a geldiğinde programında olmadığı halde Bahçeli TBMM’ye gelerek Grup Odası’na girer. Salih Erbeyli, Mehmet Gül, Orhan Bıçakçıoğlu, Mustafa Gül ve Müjdat Kayayerli’nin çağırılmasını emreder. Heyecanla olumlu bir sonuç almak için uğraşan milletvekillerine hitap eden Bahçeli ‘Derhal önergeyi geri çekin’ der... Odada buz gibi bir hava oluşur. Gül ve Bıçakçıoğlu ‘Ok yaydan çıkmıştır... Bu önergeyi geri çekemeyiz!... Ülkücülerin yüzüne nasıl bakacağız!’ diye itiraf ederler... Fakat Bahçeli ‘Ne yani 3-5 çapulcu için koalisyonu bozmamı mı bekliyorsunuz!” cevabını verir.”
*
Evet... Gerçekler... O Ülkücüler Bahçeli’nin tavrından dolayı hâlâ hapisteler.
Ayrıntıyı merak eden girer harbi ülkücülerin sitesi “yusufiye.net”e öğrenir.
Her yere ben mi koşacam!..
(*)Ülkücüleri kahreden ihanetler-Seyfi Atmalıoğlu

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi