Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Ekranların az sonrası ve yargıdaki yığılma

Ekranların az sonrası ve yargıdaki yığılma

İlgi çekici bir konu yakalamışlar, bir cümleyle özetlemişler, haber bülteni girişinde sayılan başlıklar arasında o konunun çok kişiyi ekrana bağlayacağını biliyorlar...

Habire anons ediyorlar.

Fakat sıra bir türlü o habere gelmiyor; hep az sonra...

Altta yazı geçiyor, az sonra...

Arada haber sunucusu hatırlatıyor, az sonra...

***

Ne kadar tahammülün varsa, o kadar bekle.

Acelesi olan varsa çıksın gitsin, boşuna beklemesin.

Çok merak ediyorsa, televizyonun sesini açsın, mutfağa gidip salataya limon sıksın.

Kulağı seste, gözü salatada...

***

O çok cazip görünen haber, bazen kof da çıkabilir.

İçine abartma tozu katılmış olabilir.

Etraflıca aktaracak kadar bilgi yoktur, ayrıntılar yetersizdir vs.

Ne yapacak merak içinde bekleyen?

"Bizi boşu boşuna oyaladılar, ekran karşısında mıh gibi tuttular" deyip, RTÜK'e mi gidecek?

***

Mahkemelerde de ekseri benzer yöntem kullanılıyor.

Üstelik orada erteleme süreleri "az sonrası" için değil, üç ay sonra, beş ay sonra, bazen daha fazlası için.

Sanıkların kimlik tespiti...

İsim, cisim, ana adı, baba adı, doğum yeri ve tarihi, adresi madresi... Tamamdır.

Bir sonraki duruşma tarihi beş ay sonra. Gelsin sıradaki dava.

***

Bir sonraki duruşmada taraflardan biri bulunmaz, yine erteleme.

Aradan aylar geçer, yıllar geçer, birinin bir talebi olur, yine erteleme.

Dosyada bir eksiklik, bir itiraz, bir öksürme, bir aksırma, yine erteleme.

Şahitler, bilirkişiler derken, karara varmak mümkün olmaz.

Karara bağlansa, temyiz süreci aynı tempoyla hatta daha ağır yürür.

***

Türkiye bugünlerde vicdanları rahatsız eden tahliyeleri tartışırken, Balıkesir'den hayranlık uyandıran bir haber geldi.

"Ağır Ceza Hâkimi Hacı İbrahim Gözükara ve heyeti, Türk yargı sisteminin yüzakı yargıçlardan olmayı başardı. 'Bir dava için bir celse yeter, bir yılda bitmeyecek hiçbir dava yoktur' sloganıyla hareket ederek, adalete olan güveni sağlayan Balıkesir 2. Ağır Ceza Heyeti, 2009'da başlayan 490 davanın 383'ünü birinci veya ikinci duruşmada karara bağladı. Heyetin baktığı dava dosyalarında eksik olmadığı için yüzde 78'i aynı yıl Yargıtay'da da onanarak kesinleşti."

"Jet Hâkim" lakaplı Gözükara, son 4,5 yılda baktığı 3 bin 34 davanın 2 bin 700'ünü ilk ya da ikinci duruşmada karara bağlayarak kırılması zor rekorlara imza atmış. İddianame mahkeme heyetine ulaştığında, emniyet ve jandarmayı da devreye sokarak teknolojik imkânlarla delilleri kısa sürede toplamaktaymış. Tanık, avukat ve bilirkişileri de ilk duruşma öncesi cep telefonuyla arayıp buluyormuş.

Bütün mahkemeler bu şekilde yürüse, dava mı kalır?

***

Sözü bağlarken, Durdu Güneş'in "Ben Hâkimim Masum Bey" kitabına bakalım.

Bir hâkim sanığa niçin suç işlediğini sorar, şöyle bir cevap gelir:

"Helva tatlı, nefis kâfir, hâkim bey! Neylersin?"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi