Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kaptan köşkünde kargaşa

Kaptan köşkünde kargaşa

Kutlu Doğum günü Ağrı’daydım. İHH’nın yetim kampanyası vardı.. En sevgili yetimi andık..
22 ayet var yetimler hakkında, biliyor musunuz?
Ve dahi, ahlaki açıdan yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir!
Son pirinç krizinde 100 bin açımız daha oldu. Ama açlara- yetimlere harcadığımız para, sigaraya harcadığımız paranın ancak % 1’i kadar.


Petrol kaçakçılığından, bir diğer petrol ürünü olan LPG kaçakçılığından, Solvent sahtekarlığından söz etmiyorum daha.. Kimsenin bunların üzerine gerektiği gibi gittiği de yok.. İpin ucu Ergenekon’a, Şemdinli’ye, “Yellow girl”, “our boys / good boys”a çıkıyor sanki.. Yani işe ecinniler, iyi saatte olsunlar karışıyor sanki..

Bu arada bakıyorum savaş baltaları çıkmış, çağdaş korsanlar operasyon öncesi köşe kapmaca oynar gibi mevzi kazanmaya çalışıyorlar.. Sanki fırtına öncesi sessizliği yaşıyoruz gibi..

Amiral gemisinin kaptan köşkünde bir telaş bir telaş.. Baş süvari 6 ay izne çıkmaya hazırlanırken, müttefik gemilerden birinden bir ateş açılmasın mı! Kaza mı, komplo mu, suikast mi bilinmez ama, olan oldu işte..

CHP'li Onur öymen, "ABD basını bana atfen yalan yazdı. Hürriyet de bu yalana bana sormaya gerek duymaksızın sarıldı. Bunların derdi ülkemizde gerilim ve kaos çıkarmak" dedi.

CHP’nin başörtüsü zaafından yararlanan ABD basını, CHP’li Onur öymen’e mal ederek İslâm’a saldırı niteliğinde sözleri verdi, İslâm karşıtlığı ile ünlü Hürriyet habere anında atladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı öymen, ‘türbanı, Alman Nazileri’nin kahverengi gömleği ve İtalyan faşistlerinin kara gömleğiyle karşılaştırdı’ haberine yer veren ABD basınına ve Hürriyet’e tepki gösterdi. Asla böyle bir söz söylemediğini savunan öymen, “Bunların amacı ülkemizde gerilim ve karışıklık meydana getirmek. çok ayıp ve yanlış” dedi..

Olacak iş mi şimdi yani?

Bu ara yine dost kuvvetlerden ADD’de, siyasete anfibik bir çıkarma yapmaya hazırlandığı iddia edilen komutana karşı, kaptan köşkünü ele geçirmek için tayfaların isyan bayrağı açtığı ileri sürülüyor..

İşe bakar mısınız, 20 ülkede halkın sokağa dökülmesine yol açan tahıl krizi bile çare olmadı..

Döviz krizi, borsa krizi, terör, el Kaide operasyonları, işçiyi, memuru, esnafı, öğrenciyi sokağa dökme girişimleri fayda vermiyor.. Cumhuriyet mitingleri de artık sökmüyor..

İş başa düştü anlaşılan.

Farkında mısınız, pirinç tavan yaptı da, beyaz eşyada durum ne?. Arçelik’in de aralarında bulunduğu beyaz eşya ürünleri dibe vurdu.. 1954'te kurulan şirketin ismi, Bejerano'nun ve Koç'un ilk iki harflerinin birleşmesiyle Beko olarak tescil edildi. Beko, İngiliz ortağıyla Alman markası Grundig'i alıyor. Grundig iflas etmişti. 2006 Ekim’inde yapılan bir açıklamada Arçelik A.Ş’nin, Beko Elektronik A.Ş’deki yüzde 22.36 oranındaki payını yüzde 72.46’ya yükselteceği haber veriliyordu. Arçelik A.Ş’den Borsa’ya gönderilen yazıda, pazardaki payını artırmak için Koç Holding A.Ş’nin sahip olduğu 57.200.043 YTL, Beko Ticaret A.Ş’nin sahip olduğu 21.613.881 YTL, Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş’nin sahip olduğu 1.383.676,91 YTL ve Koç Ailesi’ne ait 6.973.026 YTL olmak üzere toplam 87.170.628 YTL nominal değerli Beko Elektronik A.Ş. hisselerinin satın alınacağı belirtiliyordu. Bu gelişmeler, piyasada Koç’un beyaz eşya grubunu birleştirerek satmaya hazırlandığı yorumlarına da sebeb olmuştu... “Bir Dünya Markası” BEKO ile bir diğer ünlü beyaz eşya markası PROFİLO veda ederken piyasa allak bullak! Beko bu arada Grundig oldu. Bakalım bu duruma Arçelik ne yapacak? Bankalara 217 milyon YTL, tedarikçilerine 62 milyon YTL, işçilerine de 6.8 milyon YTL borcu bulunan Profilo Telra, mahkemeye başvurarak bir yıl iflas erteleme istemişti, olmadı. Yurtdışı piyasalardan aldığı 50 milyon euro'luk borca ilişkin yapması gereken 5 milyon euro'luk ödemeyi de yapamayan şirket, sonunda iflas etti.

Otomobil piyasası desen TATA Cheri’den sonra Samand da piyasaya girmeye hazırlanıyor..

Bu arada piyasada sürpriz gelişmeler de yaşanıyor.. Koç, en kârlı şirketlerinden biri olan Koç Allianz’ı da elinden çıkarttı.. En kârlı şirketini bile sattıktan sonra satmayacağı hangi şirketi var ki!

Koç Allianz’ın internet sitesindeki konu ile ilgili açıklama şöyle: “Genel Müdür'den mesaj: Koç Allianz, yoluna Allianz'ın artan gücüyle devam edecek. Allianz ve Koç Holding'in Koç Allianz'a daha fazla yatırım yapmak ve şirketimizi büyütmek için aldıkları ortak karar doğrultusunda, şirketimizdeki Koç Holding hisselerinin tamamının ortağımız Allianz'a satılması konusunda anlaşmaya varılmıştır.”

Daha önce de Koç Bank, Yapı Kredi ile birleşmişti biliyorsunuz. Yapı Kredi, son olarak dünya bankacılık sektöründeki krizin etkisi ile büyük ölçüde değer kaybetmişti biliyorsunuz.. Bakalım bundan sonra ne olacak, ya da sıradaki şirket hangisi?

Aslında Hürriyet niçin bu kadar inatlaşıyor anlayabilmiş değilim.. Doğan Media’nın nerede başlayıp bittiği belli değil. İşin içinde İtalyan Rizzoli Group var, RTL Group var. Amerikan CNN ile ortaklıkları var. Bir Kanada şirketi vardı sanıyorum. Başkaları da var. Amerikalıları, Kanadalıları, Alman ve İtalyanları aynı anda memnun etmek kolay değil.. RTL ile bazı özel operasyonlar içinde oldular, Alman mediası ile ilgili.. Yani çok fazla yerde varlar. Bu, bazı avantajlar sağlasa da, birçok riski de beraberinde getiriyor. Zaten şirketin önemli bir bölümü borsada..

Sadece Doğan mediası değil, Karamehmetler ve Aksoy grubu da bana kalırsa sıkıntılı bir döneme girdi.. Bu media- sermaye ilişkisi bir çözülmeye başlarsa, bu işin nerede duracağı belli değil..

Bu yapı, dünyanın birçok yerinde var. Bunların genel karakteri yurt içinde ve dışında derin güçlerle akreditasyon bağlantısı içinde olan, eklemlenmiş / embedded, tetikçi media, tehdit ve şantajla buraya kadar geldi. Bu media, sahibinin sesi olarak, kendini var eden çevreler için bir koruyucu kalkan ve saldırı aracı, hedef kişi ve gruplar hakkında bilgi toplama aracı iken, bugün ne zaman patlayacağı belli olmayan bir saatli bombaya benzemeye başladı. Keskin sirke küpüne zarar veriyor artık. Fişletenler de fişlendiler.. Medianın beslediği kargalar sahiplerinin başına bela olmaya başladı. Onun için batıda bunlar yıllar önce büyük ölçüde tasfiye edildi, kontrol edilebilir bir ölçeğe indirgendi. Bizim gibi ülkelerde ise hâlâ varlıklarını sürdürüyorlar ve hoyratça davranışlar sergiliyorlar..

Media; mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi ve STK’lar içinde büyük ölçüde var. Yargıda uzantıları var. İstihbarat örgütlerinde, zinde güçler arasında, her yerde yani.. Kadrolarında “şeyh!?” de var, “fahişe” de!

Son Onur öymen olayı, bu tartışmalara tüy dikti..

Hani bütün bu işler olurken, birilerinin ortaya çıkıp, “bize iş yok mu?” diye bayrak sallamasını anlamak mümkün değil..

Neyse, ortalık toz duman.

Görelim Mevlam neyler.. Bugünden yarına ne olacağı belli değil. Baksanıza; Akbank ve Yapı Kredi için, dün biçilen değer neydi, bugün biçilen değer ne? Finans sektörü hep zarar açıklayınca, Avrupa’daki bankaların borsa değeri dibe vurunca, bizimkiler de değer kaybetti. Oysa YKB Koçbank’la birleşip daha da güçlendirilmişti, ama evdeki hesap çarşıya uymadı..

Ha bu arada Hürriyet’in başörtüsü ile Nazi üniforması üzerine çeşitlemelerine ek olarak, Hakan Şükür’ün çağrısını “Kutlu Doğum stadyuma indi” şeklinde takdim etmesinin ardından, Gül’ün İslâm’ı çağrıştırması ve Cumhurbaşkanının soyadının Gül olması sebebi ile laikçilerin gül konusunda yeni komplolar üretmesi üzerine ilginç senaryolar da gündeme geliyor.. İster misiniz, seyirciler maça yakalarına gül takıp gelsinler..

Arçelik’ten alışveriş yapanlara petrol indiriminin de, petrol üzerine derin yorumlara sebeb olduğunu hatırlatalım..

Selam ve dua ile..













Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi