Mantık sisteminin matematiksel temeli önermelerdir. Lise yıllarından hatırlarsınız, “p ise q”, “q ancak ve ancak p” gibi... Önermelerin, doğru ya da yanlış olması önemli değil. Önemli olan, “olumlu” ya da “olumsuz” olmasıdır.. Bugün için (içerik bakımından) doğru olan önerme, yarın yanlış olabilir.. Tamamen, siyasal ve de sosyal bir konudur bu.. Ve teknik bir bilgi daha.. Bir önermeyi, içerdiği ifadenin olumsuzunu kullanarak karşıt önerme haline getirebilirsiniz... Yani “Ankara güzeldir” önermesini, “Ankara güzel değildir” diyerek tersine çevirmeniz mümkün.. “Hayat seks ve içkiden ibaret değildir,” önermesinin mesela, yanlış olduğunu düşünüyorsanız, sizin önermeniz o halde; “hayat seks ve içkiden ibarettir” olacaktır.. Böyle anlattığımda ne kadar komik göründü değil mi? Bir de CHP’li yönetici Umut Oran’ın anlatımıyla izah etmeye çalışalım o vakit.. Diyor ki Umut Bey; “Çağdaş yaşam demek sanat, kültür, insan hakları, eşitlik, kardeşlik, özgürlük demektir. Ne zaman çağdaş yaşam desek, Sayın Arınç’ın aklına seks ve alkol geliyor”.. Yahu Sn. Oran, Bülent Arınç ne diyor peki? O da diyor ki, evet “seks ve alkolden başka şeyler de var” e siz ne diyorsunuz? Aynı şeyi söylemiyor musunuz? Peki neresini eleştiriyorsunuz o vakit, neresine karşı çıkıyorsunuz bu sözün.. Ya da açık açık söyleyin.. Eğer Arınç’ın önermesine karşıysanız, onu da açıklayın. Deyin ki, “kötü politikacı yoktur, az votka vardır”..
¥
Yine Sayın Umut Oran’ın, aynı eleştiriyi yaptığı konuşmasında, başbakana da gönderme yaptığını gördük. Demiş ki Başbakan; “kendi otomobilimizi üretelim”.. CHP’nin yönetime talip kadrosunun başındaki iki numara ise diyor ki; “bunlar talihsiz açıklamalar” ... Akıl tutulması diye bir şey duydunuz mu daha önce.. İşte budur.. Başbakan işadamlarını yüreklendirmeye çalışırken, “kendi otomobilimizi yapmalıyız” derken, CHP’den yükselen ses şu; “Başbakan Erdoğan kaygı verici açıklamalar yapıyor. Dünya ekonomisi tehlikeli bir süreçten geçiyor. Başbakan, talihsiz açıklamalar yapıyor” inanabiliyor musunuz? Bu laf CHP Başkan yardımcısı Umut Oran’ın, Başbakan’ın TÜSİAD Konuşmasının tamamına ilişkin değil ha, doğrudan “kendi otomobilimizi yapalım” çağrısına ilişkin değerlendirmesi.. Bu nasıl bir vatanseverliktir, yurtseverliktir, milli ekonomiyi düşünme, kalkınmayı hedeflemedir? Akıl alır gibi değil.. Türk sanayisini dışa bağımlılıktan kurtaracak bir hamleyi nasıl olur da “talihsiz, kaygı verici” falan gibi laflarla eleştirirsiniz.. Üstelik siz, sermayeyi Anadolu’ya yayma gibi, iç göçü durdurmak üzere, istihdamın merkezini kaydırma gibi önemli sosyo-ekonomik işlevler üstlenmiş bir işadamısınız.. Ömrünüzü, üretimini yaptığınız işten çok, sermayenin ve istihdamın dengeli dağılımına harcamış birisiniz.. Hem de zaman zaman zarar etme pahasına.. Ben gibi bir cahil dese neyse de, siz nasıl dersiniz Sayın Oran? Ford Connect (son ve en yeni örnek olduğu için ondan söz ediyorum) tamamen Türkler tarafından, global olarak dizayn edilen bir otomobil. Avrupa’da ve Amerika’da yılın ticari aracı seçildi.. Ama kimin? Bizim mi? Adı “Ford Connect” olacağına “Otosan – Koç” olsa olmaz mıydı? Bütün Avrupa markalarının en kritik noktalarında Türk imzalarını görüyoruz. Türkiye’deki fabrikalarında üretilen araçlarını ise hiç saymıyorum. Ama kim adına yapıyoruz bu işleri? Hep küresel sermaye adına.. bugün yürekli bir Başbakan çıkmış ve demiş ki, “yerli sanayiyi dışa bağımlılıktan kurtaracak bir hamle yapın, ben de arkanızdayım” demiş.. “Türk Otomobili üretin” demiş.. İnsaf, izan, iman ya hu.. Bunda da tenkit edecek bir şey bulmayı nasıl başarıyorsunuz? Kalın sağlıcakla.