Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Dindar Bir Doktor Hanım

Dindar Bir Doktor Hanım

Bu haftaki kitabımız; “İnsan ve Müslüman olmak nasıl bir şeydir?” sorusuna tam teşekküllü cevap veren bir eser.
Timaş Yayınları’ndan çıkan ve Ayşe Hümeyra Ökten’in hayatını anlatan; “Dindar Bir Doktor Hanım” adlı eseri, Sosyolog Yazar Nevin Meriç kaleme almış.
Dr. Ayşe Hümeyra Ökten ile Nevin Meriç, yaş farkı ve bulundukları çevre itibariyle, birbirlerinden ayrı zamanlarda yaşamış olsalar da “dava” ve “inandıkları değerler” neticesinde, çok farklı bir eser ortaya çıkmış.
Ayşe Hümeyra Ökten’in hayatını okurken, karanlık bir devrin pırıl pırıl aydınlatıldığını göreceksiniz. Nevin Meriç, sosyolog ve din hizmetleri uzmanlığını da konuşturarak harika bir eser sunmuş.
Bir dönemin “Doktor Ablası”; halkımıza milli ve manevi kapıların kapatıldığı, toplumun karanlığa itildiği, gök kubbedeki güneşin dahi topraklarımızı aydınlatmaktan men edilmeye kalkışıldığı bir zamanda, insanımızın mefkûresine bir fener olarak hizmet eden Celalettin Ökten hocamızın kızıdır.

Aslında eserde bir hayat değil, milletimizin acı hikâyesi anlatılıyor. Sosyolog Nevin Meriç, Ayşe Hümeyra Ökten’in şahsında, Türkiye’nin yakın tarihini, Müslümanların Müslüman bir coğrafyada hangi şartlarla ve hizmetlerle ayakta kalabildiğini yazıyor.
“Aktif sabır, dua, gayret ve azmin” neticesinde; “gidilmeyen” yollar “gidiliyor”, “aşılmayan” dağlar “aşılıyor.” ‘Olmaz’ denilenler “oluyor.” ‘Gelmez’ denilenler “geliyor” ve hangi niyetle kim nasıl bir hedefe varmak istiyorsa ulaşıyor.
Hayatını insanlığa hizmete adayan Dr. Ayşe Hümeyra Ökten, gittiği ilk Hac ibadetinden sonra Medine’ye sevdalanıyor. Her sene Hac mevsiminde Mekke ve Medine’de oluyor. Ayşe Hanım şimdi 85 yaşında ve yılın dokuz ayını Medine’de geçiriyor.
Ömrünün yarım asrını hastalarına adayan ve tek başına bir vakıf gibi hizmet veren ve sevenlerinin “Doktor Ablası”, “Medine’ye gidip gelemem” düşüncesiyle hiç evlenmiyor.
“Her eve bir anne ama yedi mahalleye de bir doktor lazım” diyerek; “O doktor ben olayım” diyor ve doktora verecek parası olmayanlar başta olmak üzere, her insanın hizmetine koşuyor.

Ayşe Hümeyra Ökten, Türkiye’deki yıllarını anlatırken, hastalarının kendisine;
“Doktor Hanım, ayağın Hacca, Mekke’ye Kâbe’ye varsın” diye dua ettiklerini ve o duaların kabul edildiğini ifade ederek, şunları anlatıyor:
“Hastalarım benim nöbetimde ölmek istediklerini söylerlerdi. Çünkü onların başında dualar eder, Kur’an okurdum, bu yüzden ‘senin nöbetinde vefat etsek’ diye temennide bulunurlardı.”
Öğrencilik yıllarında ‘Allah’ demenin ayıp olduğunu da anlatan Ayşe Hümeyra Hanım; İslâm’a duyarlı olmanın ikinci sınıf olarak görüldüğü, ‘Allah’ telaffuzu yerine, ‘Tanrı’ kelimesinin çağdaşlık (!) kabul edildiği yıllarda bir vakit namazını dahi terk etmiyor.
Sosyolog Nevin Meriç, güzide bir insanı ve ailesini anlatırken, kaybolan tarihimizi de aydınlatıyor.
Eser hakkında bilgi için Timaş Yayınları:
0212 511 24 24


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi