Mutsuz milyarderler

Mutsuz milyarderler

Anadolu İhtilali dedik, Anadolu Kaplanları dedik ama hepsi hikaye.

Forbes Dergisi, Türkiye’nin en zengin 100 kişisini açıkladı.

8 yıllık AK Parti iktidarının ardından listenin yukarıdaki tanımları doğrular biçimde yenilenmediğini görüyoruz.

Türkiye’nin tanıdık, bildik isimleri 8 yılın sonunda servetlerini ciddi oranda artırırken, TÜİK verileri AK Parti’nin gerçek tabanının özellikle geçen yıl itibariyle pozisyon kaybettiğini gösteriyor.

Ama sonuca baktığımızda, Türkiye’nin en zengin 100 insanının ağırlıklı olarak AK Parti iktidarından en kibar ifadeyle mutlu olmadığını görüyoruz.

Bu sadece AK Parti’nin yaşam tarzlarını tehdit ettiği algısından kaynaklanmıyor.

Asıl olarak güçlü iktidardan rahatsızlıktan kaynaklanıyor.

Türkiye’nin büyük sermayesi bugüne kadar askeri boyun eğilecek güç, siyaseti yönlendirecek bir oyuncak olarak gördü.

Maddi yardımlar, kişisel dostluklarla iktidarın ekonomi politikalarını belirlediği gibi, ihalelerde, teşviklerde avantaj sağladı.

Bugün böyle bir tablo yok.

İktidarla büyük sermaye arasında ‘seviyeli bir ilişki’ var.

Ancak büyük sermaye, artan servete rağmen, var olan zenginlikten hakkı olan payı alamadığı inancında.

Gelir dağılımında durumu düzelmeyen kesimler ise geleceğin kendisi için daha iyi olacağı inancında.

Şu andaki tabloya bakıldığında bu çelişki gibi görünse de, bu kesimin 8 yıl önceki durumuyla bugünü arasında önemli bir fark olduğu kesin.

Ayrıca sosyal mobilite devam ediyor, eğitimli kesim sınıf atlamaya devam ediyor veya buna yönelik umutları sürüyor.

Bu nedenle, servetleri artan varsıl kesimin AK Parti karşıtlığı artarken yoksulluğu artar görünen alt ve orta sınıfların desteği devam ediyor.



Bu ne perhiz, ne lahana turşusu!

Genelkurmay Başkanlığı, eski başbakanlardan Necmettin Erdoğan’ın vefatı nedeniyle çarpıcı bir başsağlığı mesajı yayınladı.

Bununla yetinmedi, cenazeye çelenk yolladı, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğlu ile temsil edildi.

Şimdi bu adam, Türkiye’yi karanlık çağa götürecek bir zihniyeti temsil ediyorduysa, bunun sonucunda 28 Şubat muamelesine maruz kalmışsa, bugün bu itibar niye?

Askerin bu davranışı politiktir.

Eski bir başbakana saygı göstermek istiyorlarsa işe zamanında Necmettin Erbakan’a ağız dolusu küfür eden eski generallerinden hesap sorarak başlamaları gerekir.

İktidardayken başbakan aleyhine her türlü girişimi yapan bir kurum, o dönemle ilgili bir özeleştiri yapmadan böyle bir tavır alamaz.

28 Şubat’ı yap, 27 Nisan muhtırasını ver, sonra böyle bir tavır al.

Asker de mi yandaş oldu acaba?



Gül’ün Mısır ziyareti

Ortadoğu ve Afrika’da haritalar yeniden çiziliyor.

Ancak büyük resme baktığımızda, asıl hedefin kalan petrol kaynaklarının denetiminin devamını sürdürmek, kritik limanları kontrolde tutmak kavgası verildiğini görüyoruz.

1. Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana değişen bir şey yok açıkçası.

Bu bölge Türkiye’nin doğal ilgi alanı aslında.

İngiltere Başbakanı’nın yanına silah temsilcilerini alıp apar topar Mısır’a gittiği bir ortamda, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Mısır ziyareti yerinde ve doğrudur.

Aynı tutumun, Tunus’tan Libya’ya bütün ülkelerde gösterilmesi gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi