Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

ŞamGEN

ŞamGEN

CeBİT böyle yazılıyor. ŞamGen de neden böyle yazılmasın? Hatta ŞamGEN şeklinde de yazılabilir.
Genetik kodları aynı olan dört ülke. Sadece biyolojik açıdan değil, kültür genlerimiz de aynı..
Bu hepimiz Arabız, ya da hepimiz Türk soyundan gelmeyiz gibi bir saçmalıkla da ilgili değil. Biz hepimiz Adem’in çocuklarıyız ve Adem de topraktandır..
Tarihin belli bir evresinde siyasi, iktisadi, toplumsal ve coğrafi sebeblerle Türk, Arap, Kürt, Acem, İngiliz, Rus, Fransız, Çinli, Japon filan olduk..
Şamgen Schengen’in çağrıştırıyor. Ama oradaki GEN vurgusunun özel bir anlamı yok. Burada bir ses benzerliği olsa da amaç tamamen farklı.
Ben benzeşmeye, kolaycılığa, taklide çok fazla prim vermememiz gerektiğini düşünüyorum. Farklılıklarımızı koruyarak da barış içinde bir arada yaşamamız mümkün. Doğru olan da bu aslında. Bu açıdan bakıldığında bu isimlendirme bana yabancı..
Öte yandan “Hikmet mü’minin yitik malıdır” diye bakınca daha kolay kabul edilebilir bir durum sözkonusu. Bir de Şamgen’in kolay anlaşılması için, Schengen’in Müslümancası diyip çıkabiliriz işin içinden. Burada bir kinaye, bir ironi de sözkonusu aslında..
Schengen hâlâ haçlı kokan bir kavram.. ŞamGEN İslam kokan bir uygulama olsa da, tek ırk ve tek mezhep ifade etmiyor. Türk, Arap, Fars, Sünni ve Şii herkes var. Suriye, Lübnan gibi ülkeler aslında zaten kendi içinde çoğul. Tüm Mezopotamya böyle..
ŞamGen diyip geçmeyin. Eski Şam eyaletinin sınırları içinde bugün 5 devlet var. Suriye, Filistin, Ürdün, Lübnan, İsrail.. Hatta Türkiye ve Irak’ın, Suudi Arabistan ve Mısır’ın bir bölümü de “Biladı Şam” kapsamı içindeydi.. Yani buna 4 ülkeyi daha ekleyebilirsiniz..
ŞamGEN sadece vize kolaylığı içermemeli.. Siyasi ve kültürel, ekonomik anlamda, bilimsel çalışmalar açısından da birtakım kolaylıklar sağlanmalı..
Mesela neden ortak bir banka kurulmasın?
Madem öyle, mesela Türkiye Suriye, Türkiye Irak, Türkiye Suriye, Irak ortak sınır noktalarında ortak hava alanları ve serbest ticaret bölgeleri, oluşturulmasın?..
Mesela Birecik’den körfeze neden su yolu bağlantısı kurmuyoruz?.. Osmanlı’da Birecik’ten körfeze insan ve mal taşıması yapılıyordu, Fırat üzerinden..
Hatta Fırat üzerindeki barajları deniz uçakları için havaalanı olarak da kullanabiliriz. “Fırat Hava Yolları” Türkiye, Suriye, Irak’ın ortak havayolu şirketi.. Belki de dünyanın ilk deniz, 3 ülke arasında uçan havayolu şirketi olur bu. Lazkiye’ye de uçar, Samandağı’na da.. GAP zaten boydan boya tabii bir havalimanı olur..
Tabii bunların daha kolay olabilmesi için Suriye’den başlayarak, diğer bölge devletlerinin açık, insan haklarına saygılı birer hukuk devleti olabilmeleri için kapsamlı bir hukuk reformu yapmaları şart..
Bana kalırsa bölgede işler, doğru yönde ve ileri doğru gelişiyor, ama daha da hız kazanması lazım. Bunun için de Suriye’den gelecek “açılım” adımlarını görmemiz gerekiyor.. Tutuklu İhvan üyelerinin serbest bırakılması, yurtdışındakilerin ülkeye dönüşlerinin sağlanması, sivil ve siyasi örgütlenmelerin, inanç, düşünce, ifade, örgütlenme ve basın hürriyetinin olması gereken şekilde yeniden düzenlenmesi şart..
Suriye bu anlamda model bir ülke bile olabilir.. Suriye hâlâ, tek parti yönetimi altında yarı askeri bir rejim ve bir polis devleti görünümünde..
Şam’ın şekerini de, Arab’ın yüzünü de özledik. Biz kardeş, komşu iki halkız..
Bizim Şam’ı, Yemen’i yeniden konuşmamız gerekiyor.. Bosna neresi, Kazakistan neresi?
Bizi kendi içimize çökerttiler. Yıllardır baskı, terör, yoksulluk darbe tehditleri ile dışarıya bakamaz hale geldik! Bize, bizden başka herkes düşmandı.. komşularımız hep düşmandı. Düşmandı düşman olmasına da neden düşmandı? Hem biz kimdik! Bizim alameti farikamız olan birçok şey de bize düşman olarak belletilmişti aslında. Din, tarih, gelenek, kıyafet.. Annemizin, kardeşimizin, kızımızın başörtüsü bile bize düşman, tehdit, tehlike, gericiliğin sembolü olarak öğretilmişti..
Şimdi Türkiye yavaş yavaş korku tünelinden çıkıyor.
Şimdi İran’ı, Suriye’yi, Balkanları, Kafkasları, Trakya’yı yeniden keşfediyoruz. Gürcistan’ı keşfediyoruz.. Bu coğrafyanın kardeş halkları korkulu rüyalarımızı değil, gelecek günler adına hayallerimizi süslüyor.
Selâm ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi