Çetin Doğan’ın bütün söylediklerinin aslında tek bir açıklaması var.. Mahkeme sonuna doğru gerçekler ortaya çıkacak..
Çetin Doğan’ın kişiliğini biliyoruz.. Fikrini, üslubunu.. Buna bir tanık, bin kanıt sunmak mümkün..
Çetin paşayı dinlerken, sanki bu ülkede hiç darbe olmamış zannedebilirsiniz. Sanki 28 Şubat diye bir şey yaşanmadı.. Sanki o brifingler, fişlemeler, andıçlar, ihraçlar hiç olmadı..
Bütün belgeler kağıt parçası, silahlar boru!
Bu mantıkla savunmayı Başbuğ da denedi ama olmadı, tutmadı..
Bu belgeler, yeraltından fışkıran bombalar, telefon kayıtları yetmedi ise, daha başkaları da ortaya çıkabilir.
Daha mahkeme yeni başlıyor..
Hele bir Çevik Bir de gelsin.. Koman gelsin. Bakarsınız savcılar Sezer’i de ifade vermeye çağırırlar..
Baransu’ya göre Başbuğ da gelecek. Karadayı da gelebilir onlar gelirse..
Sahi birileri, orduda böyle bir tasfiye için neden bu kadar çok belge uydursun ki. Madem gerçek ortaya çıkacak..
Kim bunlar? Çetin Paşa’nın bu konuda bir fikri yok mu?
İktidar mı, Okyanus ötesinden mi servis ediliyor bütün bu belgeler. Yoksa savcı-polis, ortaklaşa mı bu tezgahı kuruyorlar?!.
Niye? Ya da neden daha etkili başka yollar kullanılmıyor da, böyle bir yol izleniyor? Birinin de bu soruya bir cevap vermesi gerek..
Çetin Doğan ilk gün savunma yaparken basında Namık Kemal Zeybek’in açıklamaları vardı.
2. gün konuşurken Daily Motion’a yeni ses kayıtları düştü. Askeri savcılar Çetin Doğan ve Hurşit Tolon’la dalga geçiyorlar..
Çetin Doğan çok parlak bir savunma yaptığını düşünüyor olabilir ama, kendisi ne kadar inanıyor söylediklerine merak ediyorum.. Çetin Doğan sözün gümüş, sükutun altın olduğunu bilmiyor galiba. Damadı ona, “konuştuğun her şey aleyhine delil olarak kullanılabilir” uyarısını hatırlatsa iyi eder, ama kılavuzu kimse bu gidişle tünelin ucunu zor görecek gibi gözüküyor.. Bana göre Hurşit Tolon, Çetin Doğan’dan daha akıllı. O, geç de olsa durumun vehametini kavradı. Bu işin geri dönüşü de yok.
CHP bu seçimlerde dibe vuracak. Halk Tv de yok. Oda Tv de.. Doğan Mediası da satılıyor. Ne olacak bu Ergenekoncuların hali böyle.. Çağdaş Yaşam ve Atatürkçü Düşünce dedikleri, kendileri himmete muhtaç bir dede, nerdeki, gayrıya himmet ede.
KCK’nın sokağa salacağı çocuklarla, birkaç sol örgüt militanının gücü Ergenekoncuları kurtarmaya yetmez.. Şehid anaları bile artık inanmıyor bunlara. Gazi cemiyetleri üyeleri bile.. Mediadaki iltisaklılar ve müzâhirler ise sipere gizlendiler.. Kimi de Atlantik ötesine gidiyor..
Psikolojik harp taktiklerine karnımız tok..
Birilerinin askeri savcıların kendi aralarındaki Balyoz davasını değerlendirdikleri ses kayıtlarını bulup hem savcılara, hem de Doğan’a dinletmesi gerek..
Çetin Doğan konuştukça, hem kendine ve hem de korumaya çalıştıklarının başına daha çok iş gelecek.. Damadı bile kurtaramaz onu.. Açıklayacaksa şu “İstanbul’a çökmek” ne anlama geliyor onu açıklasa.. Askeri savcıların kendi aralarındaki konuşmaların internete düşen ses kaydı aslında birçok gerçeği açıklıyor..
Hele seçimler bir olsun.. Ardından şu Anayasa değişikliği gerçekleşsin.. Devlet arşivleri Başbakanlığa intikal etsin ve eski defterler bir karıştırılsın, bir kısmı açıklansın, göreceksiniz daha neler yaşanacak..
Balyoz davasında daha işin başındayız.. Hep söylüyorum, darbe İstanbul’da değil, Ankara’da yapılır. Daha bu işin Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK ayağı tam olarak deşifre olmadı.. Diplomaside de bu işe aday bir sürü isim var. Yargıçlar arasında da.. Bu işin Ankara ve İstanbul dışındaki uzantılarına da sıra gelecek daha. Daha ifadeye çağrılacak emekli-muvazzaf bir sürü isim var.
Çetin Doğan’ın basın danışmanlığını, savunma stratejisini, image maker’lığını, PR’ını kim yapıyorsa, helal olsun adama. Durmak yok, yola devam.. Kendilerine teşekkür etmemiz gerek.. İyi oluyor iyi.. Daha iyisi zor olurdu.. Baykal da Kılıçdaroğlu da Batum da rollerini iyi oynuyorlar!?.
Türkiye sizinle gurur duyuyor!
Selâm ve dua ile..