Küçük olsun, CHP’nin mi olsun?

Küçük olsun, CHP’nin mi olsun?

Kemal Kılıçdaroğlu, neresinden bakarsanız bakın CHP için bir yeni dönemin habercisiydi. Genel başkan olmasının, son derece yakışıksız bir skandal üzerinden gerçekleşmesini bir kenara bırakırsak, hatırı sayılır bir destek ya da kredi elde ettiğini söylemek mümkün.

Sonrasını tek tek hatırlatmaya gerek yok. Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, Kürt meselesinden başörtüsüne, ekonomiden dış politikaya kadar hemen her alanda bu kredileri kelimenin tam anlamıyla hovardaca harcadı.

Şu günlerde peş peşe ortaya çıkan iki hamle, ‘aile sigortası’ ve ‘bedelli askerlik’, CHP’yi yeniden umut kapısı haline getirmeye yeter mi? Bunlardan hareketle CHP’nin sahici politikalar üretebilen ve toplumun gündemiyle barışık bir siyasi parti olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kuşkusuz bugünkü CHP, ne kuruluş döneminin siyasi aklını temsil ediyor, ne de yarının sorunlarını kuşatacak bir aklın işaretlerini veriyor. Kafası karışık ve yönünü çizemeyen bir görüntüsü var partinin.Bölge gücü Türkiye ve ana muhalefet CHP !

Mesela Türkiye’nin giderek daha aktif olduğu geniş coğrafyaya dair CHP’nin ne söylediğini henüz öğrenemedik. Kuzey Afrika’dan Bahreyn’e kadar uzanan geniş alanda olup biten hakkında ne düşündüğünü bilmiyoruz.

Sözgelimi, akşam saatlerinde Ankara’da kritik bir konuk ağırlanacak. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal, Bahreyn’de yaşanan krizle ilgili temaslarda bulunacak. Sadece merak ettiğim için soruyorum. Bu akıl almaz gelişmeler ve diplomasi trafiği hakkında CHP’nin ya da Kılıçdaroğlu’nun düşünceleri nedir? Türkiye’nin tavrını, duruşunu ve politikalarını nasıl değerlendiriyorlar?
Mevcut CHP’nin bunlara verebileceği ciddi bir cevabı olmadığını biliyorum; en azından kendi payıma böyle bir kanaate sahibim. Ancak gelmek istediğim nokta şurası. Birkaç gündür aile sigortası,

bedelli askerlik üzerinden CHP’yi yere göğe sığdıramayanlar, bir bölge gücü olan Türkiye’nin rolü üzerinde tek kelime edemeyen bir siyasi partiden ne bekliyorlar?

Yeni Türkiye, yeni siyaset mi?

Elbette ana muhalefet partisinin aile sigortasıyla ilgili hamlesi değerlidir. Doğrudan bir seçim yatırımı olsa da bedelli askerlikle ilgili önerisi dikkate alınmalıdır. Bunların iç siyasette karşılık bulması ve tartışılması da son derece normal.
Normal olmayan; Türkiye’de AK Parti’ye muhalif pekçok kesimin umut kapısı ilan ettiği siyasi partinin, gerçek anlamda rekabet etmesi gereken alanlarda ortadan kaybolması. Taraf Gazetesi’nde yayınlanan Wikileaks belgeleri üzerinden, Türkiye’nin yakın geçmişi tam anlamıyla teşrih masasına yatırılacak. Özellikle Irak’ın işgaliyle başlayan süreçle ilgili ortaya çıkacak iddialar üzerinden mevcut hükümetin politikaları yeniden tartışılacak. Dahası,

muhalefet bunlar üzerinden AK Parti’yi seçim sürecinde köşeye sıkıştırmaya, belli refleksleri yeniden harekete geçirmeye çalışacak.
Bunların hepsi olabilir. Nihayetinde Türkiye’de muhalefet anlayışı henüz bu tür ayak oyunlarını aşan bir yere de gelemedi.

Peki, acaba bu tartışmalar, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyadaki yeni rolünü taşıyacak yeni bir siyasetin kodlarını üretecek bir koridor mu açacak? Yoksa eski kodları yeniden canlandırmak isteyenlerin elini mi güçlendirecek?
Birileri ‘Türkiye küçük olsun,

CHP’nin mi olsun’ demek istiyor?
Bu sorunun cevabını gerçekten

çok merak ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi