Hasan Aksay

Hasan Aksay

İslam dünyası yanıyor

İslam dünyası yanıyor

Yangın büyük. Dert bizde, derman bizde. Şikayetçiyiz, çaresiziz. Çare anlayışta.
İnsan, tek başına olamıyor. Aile, kabile, millet olmak ve globalleşen dünyada insanlık olmak gerekiyor. İslam tüm insanlığa hitaptır.
Güç, birleşip dayanışmaktan doğar. Barış, adalet doyuran iyilerin gücüdür. İnsanları ötekileştiren, bölen çıkarcılar, barış ve insanlık düşmanıdır. Düşmanlıkta kazanan olmaz.
Saltanatlar, Bin Ali’ler, Mübarek’ler bir anda geçmez akçe pul olurlar. Sağlık en büyük nimetlerden, bir dakika sonrası garanti değil. Bunca ibrete rağmen çıkar kavgası? Çare insanın kendini değerli kılmasında. İman ve ahlak... Başka yol yok. Hak etmek gerek. O da, düşmanlıkla değil dostlukla; fitneyle değil samimiyet, adalet, imanla mümkün.
İslam dünyası yaşadığı fetret, işgal ve sömürge dönemleriyle Batı taklidine düştü. Varlık nedenine ters değerlere mahkum oldu. Fitne ve öteleme hastalığı doğdu. Ocağa ayrılık ateşi düştü. Düşman bu yangını körükledi. Sömürü ve tahakkümünün önünü açmak için düşmanlığını artırdı. İşgaller, Guantanamo ve başörtüsü gibi açık zulümler, insanlık vicdanına meydan okumaydı. İslamofobi, örtülü düşmanlık üretim fabrikası.
Dört milyon Filistinli sürgünde. Vatan hasretiyle biten ömürler. Kalan akrabalar, 63 yıldır bombalanıyor. Aynı felaket, Afganistan’da çeyrek asrı çoktan geçti. Sömürgecilik kan ve insanlığın alın terini içmeye devam ediyor. İslam ülkeleri, yazılımı, komutu Batı’nın elinde silah pazarı. Yönetimlere, aba altındaki sopayla, “Bana dikkat et!” diyor. Açık isteği iki: 1) İslam düşmanlığı. 2) Silah ticaretime pazar olmak.
İslam diyarında İslam’la savaşan yönetici, millet dayanağını kaybediyor. Silah ticaretine pazar olmak, tamiri için dahi İsrail’e muhtaç hale gelmek, silahsız teslim olmaktır. Fransa Libya’yı bombalıyor. Libya’nın satın aldığı silahlar, Fransa’ya işlemiyor, Irak’ın silahları da ABD işgaline işlememişti.
Sudan niye bölündü? İslam dünyası niçin böylesine ufalanıyor? Müslüman, senin meselen bu. Düşmanın değil. Ondan şikayet boşuna!
Bizim, adı Barış ve Demokrasi Partisi’nin 3 milletvekili, üç utancı bir güne sığdırıyor: Sabahat hanım, görev başındaki komisere tokat atıyor. Bir diğerinin polise attığı taş fotoğrafta. Bir diğeri, “Benimle gelenlere de güvenlik yoklaması yaptırmam” diye olay çıkarıyor. Ana muhalefet partisi seçim vaadi olarak, darbeden yargılanana milletvekilliği, fakire para vaat ediyor. Fakirin oyunu parayla satacağını mı sanıyor? “İktidar olacak değil ya” denemez. Bu, fakire hakarettir. Bu, Türkiye ana muhalefetinin seviyesidir. Acı, çok acı!
BÖLGE VE İSLAM DÜNYASININ ÖNCELİKLİ ÜÇ İŞİ:
Bu felaketler, bütün ümmete, “İbret ve gayrete gelmek için yeter” diyor.
1) Türkiye’nin sorunsuz komşuluk ve vizesiz dolaşım yakınlaşmasını, Ortadoğu ve Afrika devletleri, Arap Birliği, Afrika Birliği, İKT ve D8 teşkilatlarının da katkılarıyla hızlandırmak, yeni atılım ve dayanışmalarla güçlendirmek, duraklamamak gerekmektedir.
2) Bölge ve İslam ülkeleri, yalnız dış ilişkilerde değil, iç meseleler için de konuşacak bir yakınlığa ve dayanışmaya süratle ulaşmalıdır.
3) BM’den sonra en büyük devletler topluluğu İKT, bir barış gücü kurmalıdır.
SURİYE’NİN MESELESİ HEPİMİZİN MESELESİDİR
Sayın Beşşar Esad’dan büyük adım beklenir. Gün bugündür. Geç kalmamalı.
Atılım, istendiğinde genişletilip daraltılabilen tek taraflı bir ihsan görünümünden kurtarılıp, millete mal edilmelidir. Yani süratle İhvan-ı Müslimin, Hama Humus mağdurları ve her fikri gruptan temsilcilerle müşterek bir milli zemin oluşturulmalıdır. İslam ümmeti, Hak’ta, akıl ve vicdanda birleşir.
Yemen, Bahreyn, Cezayir, Fas gibi ülkeler için de Türkiye, müsait İslam ülkeleriyle birlikte heyetler oluşturarak yardımcı olma gayretlerini artırmalıdır. Konuşup görüşmeleri sıklaştırmakta yarar vardır. Ön hazırlıklar için, hükümetin tensip edeceği eski milletvekillerinden yararlanmak, netice alıcı bir yoldur.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi