Aslan sosyal demokratlar!

Aslan sosyal demokratlar!

Almanya ekonomisi gayet başarılı gidiyor. Üretim, ihracat tam gaz.

Buna rağmen pazar günü yapılan seçimde Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde Yeşiller Partisi her iki eyalette de oy oranını büyük ölçüde artırdı.

İlki ekonomide en hızlı büyümeyi ve Avrupa’da en düşük işsizliği yakalayan eyalet.

Merkel daha doğmadan önce, yani 1953’ten bu yana Hristiyan-Demokratlar’ın yönettiği bir eyalet, muhalefetin eline geçmiş oldu. Yeşiller’in bu zaferi, Alman halkının Japonya’daki felaketin ardından nükleer enerjiye duyduğu tepkinin artmasına bağlanıyor.

Merkel’in 17 nükleer santralı geçici olarak kapatma kararının bile seçmeni tatmin etmediği belirtiliyor.

Sosyal-demokratların da bu seçimde istediği sonucu alamaması, Yeşiller’in büyük başarı elde etmesi, Türkiye için de önemli.

Çünkü klasik partilerin halkın güvenini kazanma konusunda sıkıntıları olduğunu ortaya koyan bir tablo bu.
Türkiye’de de ekonomik tablo gayet iyi ama iktidarda 9’uncu yılını tamamlayan bir parti var.

Halk da bıkkınlık, yorgunluk, yeni yüz, yeni politikalar arayışı olması gerekirken böyle bir durum yok. Kamuoyu yoklamaları CHP’nin biraz da fazla oy alan bir anamuhalefet partisi olacağını gösteriyor.

Oysa, AK Parti zaman zaman devletçi refleksler ortaya koyuyor ve bu ülkede de seçmenin devletçi reflekslere tepkisi var.

Neden CHP bu durumdan faydalanamıyor?

Cevap basit: CHP devletin kendisini temsil ediyor.

CHP bugün ‘Devlet için rutin dışına çıkmış’ isimlerin simgesi haline gelmiş durumda.

Ergenekon zanlısı da, başörtüsü karşıtı da, ulusalcısı da orada... Bu tablonun yanına Kürtleri temsilen Sezgin Tanrıkulu’nun konulması, Gürsel Tekin’in başörtülü vekile yeşil ışık yakması seçmeni kesmiyor.

CHP’nin bir gerçeği görmesi lazım, devletle, üstelik derin devletle bu kadar içiçe olan bir parti en fazla yüzde 30 sınırını zorlayan anamuhalefet olur, sahilden karaya ulaşamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi