Bir kaç trilyon dolarlık bir ceset

Bir kaç trilyon dolarlık bir ceset

Irak ve Afganistan’ın işgali, yüzbinlerce ölü, dünya düzeninin yeniden yapılanması, Amerika’nın tek süper güç olması... Bunun için Hitler kadar şeytani güç sahibi bir düşmana ihtiyaç vardı, bunu Usama Bin Ladin’de buldu Amerika.

Soğuk Savaş’ın sonu tek süper gücü, düşmansız bıraktı. Düşman yoksa, yönetemezsiniz. Bizim vesayet sistemi 3 düşman üzerine kuruluydu; Komünizm, Bülücülük ve İrtica. Amerika da Komünizm’den sonra İslam’ı düşman ilan etti.

Böylece Birleşmiş Milletler sistemini devre dışı bıraktı, petrol kaynaklarını ve petrol taşıma hatlarını denetim altına aldı.

Başkan Bush, Irak ve Afganistan’a yönelik savaşları “Haçlı Seferi” olarak ilan etti. Bu proje devrini tamamladı ver oyun değişti. Müslüman coğrafyanın “Darb-ül Harb”ten pazara dönüşmesi gerekiyordu.

Bunun için siyah, müslüman olduğu yolunda dedikodular dolaşan (Tıpkı İngiltere Prensi Charles gibi) bir lidere ihtiyaç vardı.

Aslında Obama’nın başkanlığı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı arasında bir fark yoktur.

İkisi de Derin Devlet planlamasıdır, aralarında sadece yetenek farkı vardır.

Obama, İslam dünyasını düşmandan pazara çevirmek üzere işbaşına geldi.

Bunun için bir döneme daha ihtiyacı var. Ancak gerek Amerika’nın ekonomik koşulları, gerekse İsrail Lobisi’nin gücü, Obama’yı zorluyordu.

Hatta seçim şansını zorluyordu bile diyebiliriz. İşte tam bu noktada Usame Bin Ladin’in ölü ele geçirilmesi gündeme geldi. 11 yıldır peşinde olunan, Tora Bora dağlarındaki bombardımandan bile kurtulan, başına 25 milyon dolar konulan Bin Ladin birden ölü ele geçirildi.

Bu olay, tıpkı Öcalan’ın yakalanmasına benzer bir etki yapacaktır.

Çünkü, Cumhuriyetçiler’in dış politika ve terörle mücadelede zayıf bulduğu Obama, yakın tarihin en büyük operasyonunu gerçekleştiren başkan oldu.

Bülent Ecevit’i başbakan yapan operasyona benzer bir oyun izliyoruz.

Türkiye açısından sorulması gereken tek soru, Bin Ladin’in ölü ele geçirilmesini isteyen
Amerikan Derin Devleti’nin neden Öcalan’ı sağ teslim ettiği ve idam edilmemesi şartını koştuğudur.

Evet, Amerika’nın yetiştirip dünya piyasasına saldığı Usame Bin Ladin ölü ele geçti. Bu bana, Türk polisinin Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nu ölü ele geçirmesini hatırlatıyor nedense... İzleyip göreceğiz...



Kocaoğlu’na da ben kefilim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilk tepki Cumhurbaşkanı Gül’den gelmişti.

Gül, Haseki’ye kefil olduğunu söylemişti. Haseki’nin kim olduğunu bilirdim ama tanımazdım.

Bildiğim onun yolsuzluk yapacak bir karakter olmadığıydı.

O nedenle gidip kendisiye röportaj yaptım. Yine de yaparım.

Şimdi özel yetkili savcılık İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon yapmış.
Orada yanlışlık olmadığını iddia edemem. Ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun herhangi bir yanlışlıkla ilgisi olmayacağını iddia e

debilirim. Kocaoğlu, belediye başkanlığı, vizyonu nedeniyle eleştirdiğim bir yönetici ama Cumhurbaşkanı gibi söylersem, kendisine kefilim.

Aziz Kocaoğlu namuslu bir adamdır...



Kaddafi’nin torunları

Yıllar boyu Bolşevikler’in vahşiliğini anlattı Batı dünyası. Son Rus Çarı’nın çocuklarıyla birlikte kurşuna dizilmesi üzerine romanlar yazdı, filmler yaptı. Sorarım size, son Çarın ailesiyle birlikte kurşuna dizilmesiyle Kaddafi’nin oğlu ve torunlarının füzeyle öldürülmesi arasında bir fark var mıdır? Kaddafi’nin oğlu ve torunları nın romanı yazılmayacak, filmi yapılmayacak elbette. Tarihi ve edebiyatı da kazananlar yazıyor çünkü

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi