Yılmaz Öztuna

Yılmaz Öztuna

İstanbul Kanalı

İstanbul Kanalı

Medeniyetin büyük projeleri, önce birileri tarafından hayal edilir, ortaya atılır. Sonra hayal, uygulamaya dönüşür. Hayal etmek, tasarlamaktır. Hayali kıt politika, devlet, ilim, san’at adamları, kısırdır, büyük eser veremezler, ufak tefeklerle yetinirler, avunurlar, yaptıklarını bir şey sanırlar. Büyük tasarılar ortaya atılınca, durgun ve durağan kişiler itiraz eder, eleştirir, zihinleri almaz, kıskanır, dalga geçerler. Ama engeller aşılarak ilerleme elde edilir. Durgunluk gerçekte inhitattır (çöküş).
İstanbul Kanalı, bana göre, Türk âleminin münakaşasız en büyük medeniyet beldesi olan İstanbul şehrini, gittikçe artan denizden gelen gemilerle yanmak tehlikesinden kurtarmak projesidir. Dış ülkelerin kıskançlığını bertaraf etmek gerekir. Elbette trilyon dolar rant oluşacaktır. Bu şekilde kazanılmış rantlarla Batı ve Birleşik Amerika oluştu. Bu faaliyetin düzgün işlemesi, iktidarların sorumluluğundadır. Zira açıkgözler hiçbir zaman eksilmez. Millet ikiye ayrılıp birbiriyle savaşmaz, böyle bir ortam engellenir.
Ekonomi tarihçisi değilim. Siyaset ve kültür tarihçisiyim. Beni ilgilendiren diğer bir husus, Kanal inşaatında tabiatın (doğanın) zarar görmemesidir. Zira efendice, müreffeh, sağlıklı yaşayabilmemiz, suya, yeşile, canlıya, ekolojik dengeye göstereceğimiz ihtimamla doğru orantılıdır.
İstanbul, bugün, Avrupa kıt’asının nüfusu 10 milyonun üzerinde 4 şehrinden biri oldu. Çok da çabuk oldu. Diğerleri Londra, Paris, Moskova’dır. Ve bu 4 şehrin nüfusuna yaklaşan hiçbir Avrupa şehri de yoktur. Ancak İstanbul, bu kalabalığı Avrupa kriterlerinde kaldıracak şekilde düzenlenmedi. İngiltere, Fransa, Rusya kadar paramız, birikimimiz, yatırımımız, anlayışımız olmadı. Köyden şehre önüne geçilemez akını kanalize etmemiz, yeni şehirler yapıp gelen nüfusu yönlendirmemiz, aklımızdan bile geçmedi. Büyük şehirlere yakın ağır sanayi tesisleri kurmak egoistliğimiz, hiçbir mimari nosyon ve estetikle ilgimiz bulunmayışı, tarihimizi bilmeyip sevmememiz, bugünkü İstanbul’u oluşturdu.
İstanbul Kanalı, artık gerçekleşecektir. Ortaya atılmış ok yaydan çıkmıştır. Münakaşası yapılıyor, elbette yapılacak. Fakat dönmek, caymak mümkün değildir.
İstanbul Kanalı, Süveyş ve Panama kanalları gibi dünya tarihini değiştirmez. Fakat önem bakımından dünyada 3. sırayı alacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz Öztuna Arşivi